Osmanlının son döneminde devleti 33 yıl batının oyunlarına karşı idare etti. Batı, Kızıl Sultan dedi. İttihat Terakki Cemiyeti Emanul Karasu ile birlikte tahtan indirdiler ve Selanik’teki bir eve hapsettiler. Burada önemli olan Abdülhamit’in hapsedilmesi değil, önemli olan Yahudi Emanuel Karasu’nun ihtilal komisyonun içinde yer almasıdır. Bir liderimizi Yahudi ve batının ittifakına hovardaca harcadık.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Atatürk’e bir rivayete göre 48 defa suikast düzenlenmiştir. Suikastlarda başarılı olamayan zihniyet Atatürk ile İnönü’yü birbirine düşürdüler…
Ardından Menderes ile İsmet İnönü’nün karşı karşıya getirilmesi üç idamla sonuçlandı. O tarihten 2002 yılına kadar koalisyonlarla idare edildik. Üç ihtilal birçok muhtıra ile yolumuza devam ettik.
1971 yılında ülkemizde fert başına milli gelirimiz bin 800 dolar idi. Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya gibi ülkelerin fert başı milli gelirleri bin 800- 2 bin dolar arasında idi. Bugün o ülkelerin fert başına milli gelirleri 30 bin doların üstündedir. Biz ise darbeler ile mücadele ettik, ancak fert başına milli gelirimizi 2bin 800 dolara yükseltebildik.
İç çekişmeler yüzünden İsmet İnönü’yü, Adnan Menderes’i, Celal Bayar’ı, Turgut Özal’ı, Necmettin Erbakan’ı, Bülent Ecevit’i, Deniz Baykal’ı derken, birçok lideri harcadık ve istikrarsızlığı getirdik. Ülke kaybetti, milletimiz kaybetti. Ama bir türlü sandık başında iktidar değiştirmeyi öğrenemedik…
Gezi olaylarında halkımız kaybetti, iktidar kaybetti, muhalefet kaybetti, kazanan yok ama faiz lobisi kazandı, Avrupa kazandı, MOSSAD kazandı yani geçmişte olduğu gibi Emanuel Karasu’lar kazandı. Şimdi gezi olaylarından sonuç alamayanlar, düşünce itibariyle yakın olduğu söylenen kurum ve kuruluşlar arasında nifak sokuldu peşinden yer yer gürültüler duymaya başladık. Bu gürültülerden hoşlanan bazı kişiler ne güzel iktidar yıkılıyor, iktidar bölünecek diyerek dans ediyor…
İktidarı gönderene bir şey demiyoruz. Seçim zamanı gelmeden, sandığa iş düşürmeden ihtilal vâri davranışlar, ülkeyi sıkıntıya düşürüyor. Demokrasinin kılıcını kullan, Hitler’in yumruğunu değil…
Bazı medya mensuplarının dediği gibi iki testiden biri kırılacak. İyi de iki testiden biri kırılacak doğru da ülkenin düşeceği durum ne olacak…
Bizim derdimiz istikrardır. Bu istikrar tek parti ile olacak diye bir kural yoktur. İstikrarı sağlayacak bir koalisyon getir ama seçim sandığı ile getir. Yani demokrasi kurallarını uygulayarak getir. Halkı ikna ederek getir…
Saygılarımla…
