Dünyada maddî alana dair hiçbir şey yoktur ki değişmesin. Her şey sürekli bir değişim içindedir. Her değişmede eski düzen, şart ve koşullar yok olmaktadır. Biz insanlar olarak bu değişmelere hem sebep vermekte hem de uymamakta ısrar etmekteyiz. Uymayanlar doğaya yeniliyor ve yok olup gidiyor. Uyanlar ise hayatlarını başarılı biçimde sürdürüyor.
Farklı bir şeyi bilmek için önceden olanlardan farklı olan bir şeyin olması gerekir. Önceden var olandan başka bir var olana geçiş bizatihi değişimi ifade eder. Bu manada kullandığımızda değişim süreklilik gösterir. Ünlü filozof Heraklit Her şeyin değiştiğini ifade etmek için “Aynı nehirde iki defa yüzülmez” demiştir. Gerçekten de nehirde akan su aynı su değildir. Bir saniye önce akıp giden su ile bir saniye sonra akan su aynı su olmadığından Heraklit’in bu sözü doğrudur. Değişim zamanla gerçekleşir. Zaten değişimin kendisi zaman kavramını oluşturur. Değişimin ve zamanın beraberinde getirdiği yeni düzen, olgu ve durumlara uymak zekânın tanımını oluşturur. Modern psikologlarda bu görüşü paylaşanlar çoktur. Bizim zekâlı varlıklar olduğumuza göre değişime uymamız gerekir.
İşte tarihin durağan olmayıp değiştiğini gösteren bazı geçmiş olaylar: Sanayi devrimi öncesinde kentli insan tipi yoktu. Sanayi toplumuyla kentlerin oluşmaya başlaması buna bağlı olarak farklı yerel kültürlerin bir arada yaşamak zorunda kalışı ve bu durumdan oluşan yeni bir kentli insan modeli değişimin ürünüdür. Yine sanayi devrimi öncesinde insanlar ancak bir veya iki yıllık iaşesini üretebiliyorlardı. Ama fabrikaların faaliyete geçmesiyle bugün insanlar daha doğrusu büyük devlet olmak isteyenler onbeş yirmi yıllık besin stoku yapabiliyor.
Amerika ise yetmiş yıllık petrol ihtiyacını şimdiden depo etmiş durumda. Ayrıca eskiden ekonominin önemli bölümü besin maddeleri üzerine iken bugün dayanıklı tüketim malları ve iletişim araçlarının önemi üzerine değişim görülmektedir.
S.Harris göre “Kötümser yalnız tüneli görür; iyimser tünelin sonundaki ışığı görür; gerçekçi tünelle birlikte ışığı ve diğer tüneli de beraber görür.” Sözüne önem vermeliyiz. Şayet büyük adam, büyük toplum, büyük devlet olmak istiyorsak…
Saygılarımla…