Kapat televizyonu ne olur anne, korkuyorum.
Bu koca koca adamlar, görünüşleri büyük olan bu adamlar neden böyle bas bas bağırıyorlar anne?
Nerede ve ne zaman, ne için düşman olmuşlar birbirlerine? Neden böyle boğazlanmış gibiler?
Sanki televizyondan çıkıp benim boğazıma sarılacak gibiler anne. O ağızlarından çıkan sözler ne, anlayamıyorum. Alçak diyorlar, namert diyorlar, yalancı diyorlar, iftiracı diyorlar, şerefsiz diyorlar, seviyesiz diyorlar. Ben bu sözcüklerin anlamlarını bilmiyorum henüz anne.
Öğrenmek zorunda mıyım?
Yarın, büyüyünce ben de mi kullanacağım bu sözcükleri?
Korkuyorum anne!
Meclis diyorsunuz ya hani? Neden orada yumruklaşıyor insanlar, ağız dolusu küfürler neden? Konuşarak anlaşamıyorlar mı onlar? Bak! Biz ne güzel anlaşabiliyoruz konuşarak işte. Onlar yabancılar mı bu dünyaya, öğrenmemişler mi konuşarak anlaşmayı? Aç kalmışlar da birbirlerinin mamalarına mı saldırıyorlar yoksa? Televizyondan çıkıp gelsinler bize. Ben paylaşırım onlarla yiyeceğimi, oyuncağımı. Ama kavga etmesinler ne olur!
Kapat ne olur anne televizyonu!
Her gün trafik kazalarında ölenlerin haberlerini dinleyince korkuyorum anne. Arabaya binmek gelmiyor içimden. Hatta sokakta yürümek bile!
Yine birbirlerini kurşunlamışlar baksana anne. Hem de hiç yüzünden. Ölenlerin, öldürenlerin anneleri, çocukları, arkadaşları yok mudur? Özlemezler mi onlardan ayrılınca?
Korkuyorum anne!
Yine öldürülen kadınların haberini verecekler. Her gün kaç kadının ölüm haberini duyacağım ben? Yarın ben de kadın olacağım. Öldürülecek miyim anne? Hiç büyümesem olmaz mı? Böylece kalsam. Öldürülmesem, çirkin sözleri öğrenmek zorunda kalmasam, olmaz mı?
Çok korkuyorum anne!
İşçiler ölmüş yine bak! Babam da ölür diye korkuyorum. İşe gitmesin babam anne. Ne olur göndermeyelim onu. Gider de gelmez diye korkuyorum. Bir de her gün haberlerde duyuyorum ya; bir gün de babamın adını söyleyecekler diye çok korkuyorum.
Askerlerimizi öldürmüşler anne, duydun mu? Abimi askere gönderecek miyiz? Gitmesin anne, ne olur gitmesin. Ben onsuz ne yaparım!
Bak anne, bak! Soğukta sokakta donarak ölmüş bir dedenin haberini veriyor televizyon. Açlıktan da bir bebek ölmüş.
Kapat anne televizyonu, korkuyorum!
İşsizlik yüzünden bir genç kendine kıymış anne. Duydun mu haberi?
Ben büyümek istemiyorum anne! Ya ben de işsiz kalırsam! Ya yiyecek bulamazsak, ya sokakta kalır donarsak…
Gençler uyuşturucudan ölüyormuş anne. Haberlerde söylüyorlar. Ben genç olmasam olmaz mı?
Yeni yıl geliyor anne! İstemiyorum!
Her yeni yıl geldiğinde ben büyüyorum ya; onun için istemiyorum anne. Büyüyünce böyle haberlere çıkarım diye çok korkuyorum.
Televizyonu kapatalım anne. Gel, biz oyuncak bebeğimizle oynayalım.
Bak, yüzü ne kadar temiz, ne güzel gülüyor değil mi anne?
Haberleri kapatalım anne. Gel bebeğimize güzel ninniler söyleyelim.
Hiç değilse o korkmasın.
Olmaz mı anne? Ne olur!…
Ali ŞEN; Hak etmediği bir yolculukla zamansız olarak aramızdan ayrıldı. Işıklar içinde uyusun.