KOBANİ, hem IŞİD hem de Kürtler için neden önemlidir? Kürtler için özel bir yeri vardır. Çünkü Esad rejiminden, Kürtler tarafından alınan ilk bölgedir. Yani ilk göz ağrısıdır. Daha doğrusu Suriye’nin Kuzeyini kontrol altına alabilen stratejik bir bölgedir. Bu yüzden Kürtler için özel bir yeri vardır.
IŞİD niye Kobani’ye olağan üstü bir gayret sarf ediyor? Çünkü IŞİD bugüne kadar işgal ettiği toprakları Kobani üzerinden denetlemek istiyor.
Kürtlerin, Suriye’de hâkimiyet kurduğu 3 bölge vardır. Afrin, Kobani ve Cezire. Kobani, Afrin ve Cezire’nin ortasında yer aldığı için diğer bölgeleri kontrol etmek kolaydır. Anlaşılan Kobani, hem Kürtler için hem de IŞİD için önemlidir. Diğer bir ifade ile Kobani, Kürtler için hangi anlayışla önemli ise IŞİD için de aynı anlayışla önemlidir.
IŞİD, Kobani’yi neden istiyor? IŞİD’in Kobani’yi istemesinin üç nedeni olabilir.
Birinci neden; Kobani’nin bulunduğu alan, IŞİD’in ele geçirdiği toprakların arasında yer alıyor. Eğer burayı ele geçirirse hareket alanı kolaylaşacak, denetim altına aldığı topraklarda bütünlük sağlayacak.
İkincisi neden, sınır kapısı olması. Kobani, düştüğünde Suruç’taki Murşitpınar Sınır Kapısı da örgütün kontrolüne geçecek.
Üçüncü neden ise ideolojik. Kobani’yi Kürtler için özellikle de PYD ve YPG için vazgeçilmez kılan nedenler, IŞİD’in de ele geçirme gerekçesidir.
Kobani, Kürtler için neden vazgeçilmez? Kobani Esad rejiminden kurtulan ilk şehirdir. O tarihten itibaren de Kürtler önemli kazanımlar elde etti. Kobani’nin düşmesi bu kazanımlara büyük darbe olacak. Kürt bölgesinin kalbi olan Kobani’yi, IŞİD ele geçirdiğinde Kürt şehirleri arasında tam bir kopukluk oluşacak. En önemlisi Afrin ve Cezire’den farklı olarak Kobani’de Abdullah Öcalan’ın hem yönetim hem siyasi hem de diğer halklarla bir arada yaşamakla ilgili tezleri pratiğe dönüştürüldü. IŞİD’ın bunca kayba rağmen geri çekilmemesinin nedeni olarak düşünülüyor.
PYD, Türkiye’den ne istiyor? Bayramın ilk günü Türkiye’ye günübirlik bir ziyaret gerçekleştiren PYD lideri Salih Müslim, hem Dışişleri Bakanlığı hem de MİT yetkililerden oluşan isimlerle görüştü. İki istekte bulundu. Afrin ve Cezire şehirlerindeki YPG’lilerin Kobani’ye geçişine izin verilmesi. Bunun için koridor açılmasını önerdi. İkincisi ise Kuzey Irak’tan gelecek silah yardımına izin verilmesi. Bu şu anlama geliyor; Kuzey Irak’tan gelecek silahlar, Habur’dan içeri girecek, ardından Murşitpınar Sınır Kapısı’ndan Kobani’ye ulaştırılacak.
Peki, Türkiye ne diyor? Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Kobani’nin düşmesini istemeyiz” dedi. Ankara insani yardımı sonuna kadar sürdüreceğini söylüyor. PYD lideri Salih Müslim’in ziyaretinde ise Türk heyetinin gündeminde üç başlık vardı. Kobani’nin yönetim biçimiyle ilgili kararın ilerde tüm Suriyelilerle birlikte alınması, Esad rejimi ile işbirliği içinde olmamak ve güvenli bölgeye hayır denilmemesi.
Türkiye silah yardımında bulunur mu? Bu pek mümkün görünmüyor. Gelişmelere baktığımızda Türkiye’nin PYD’ye doğrudan silah yardımında bulunmasının Salih Müslim ile yapılan görüşmede de gündeme gelmediği anlaşılıyor. Nedeni ise PYD’ye verilecek silahların PKK’nın eline geçmesi endişesi.
Tarafların Kobani’de ne kadar gücü var? Net rakamlar yok ancak IŞID’in Kobani’ye saldıran militan sayısının 2 binden fazla olduğu tahmin ediliyor. Ve zaman zaman takviye de bulunuyor. Kenti savunun YPG’li sayısı ise daha az. Ancak YPG saflarında siviller de yer alıyor. Bu rakamın ise eline silah alan sivil halkla birlikte yine 3 bin civarında olduğu belirtiliyor.
Kimin elinde hangi silahlar var? Burada bariz bir eşitsizlik var. IŞİD’in en büyük avantajı Irak’ta ele geçirdiği gelişmiş ve ağır silahlar. Örgüt günlerdir süren kuşatmada özellikle tank ve havan toplarını kullanıyor. YPG’lilerde ise hafif silahlar var.
Koalisyon güçlerinin desteği yeterli mi? Temel beklenti IŞİD, Erbil kapısına dayandığında nasıl Amerika hareke geçtiyse benzer durumun Kobani’de de yaşanacağıydı. Ancak olmadı. Amerika’nın liderliğindeki koalisyon güçleri hemen harekete geçmedi. Sonradan başlayan hava operasyonlarında ise aralıklarla IŞİD mevzileri vuruldu. Ancak buradaki temel eleştiri bu hava operasyonlarının sınırlı olması.
Suruç’ta yaşayan gazeteci Yekta Kılıç’ın “Halk diyor ki operasyon böyle devam edilecekse bıraksınlar bombalamayı, hiç olmazsa boşa ümitlenmeyiz” sözü aslında Kobani’deki durumu özetliyor. Kaynak: http://www.mynet.com/haber/ Habertürk yazarı Ecevit Kılıç,
CEVAP BEKLEYEN SORULAR…
1. Amerika, IŞİD Erbil’e dayandığında duyarlı davrandı da Kobani’ye neden duyarsız davrandı?
2. IŞİD, Erbil kapısına dayandığında Amerika ve Batı harekete geçti ve Türkiye’ye neden ihtiyaç duymadılar.
3. Amerika ve Batı, Erbil için özel bir gayret gösterdi ama özel gayret Kobani için neden harcanmadı? Burada özel gayretteki maksat, petrolün İsrail limanına akıtılmasıdır. Kobani’de petrol olmadığı için Türkiye’ye neden ihtiyaç duyuldu.
4. IŞİD bir öğüt olarak muamele görüyor ise aynı muamele PKK’ya neden yapılmadı?
5. Suriye’de sadece IŞİD mi örgüttür? Çoluk çocuk demeden insanları öldüren liderler, rejimler ve devletler terör örgütü değil midir?
6. Ortadoğu’da Kürt halkının Batı tarafından kandırıldığını artık bazı Kürt kardeşlerim görmelidir.
7. Erbil, Musul ve Kuzey Irak’ta yeraltı zenginlikleri (petrol) olmasaydı acaba Batı, bölgedeki Kürt kardeşlerimizin yüzüne bakar mıydı?
ÇOK ÖNEMLİ VE ZOR BİR SORU…
IŞİD’in komutanı Kürt. IŞİD’in saflarında yer alan militanların yarısı da Kürt, diğer yarısı karışık halklardan oluşuyor. Ama Batı, Arap – Kürt savaşı olarak takdim ediyor. Niye? Doğrusunu arasanız bu sorunun cevabı çok zor. Ama anahtar kelime PETROL… Saygılarımla…