Bir ülkede bir şeylerden söz edecekseniz ve sözlerinizin ayağının yere basması gibi bir kaygınız varsa öncelikle resmi verilerle beslenmelisiniz. Tersi durumda “sanıyorum, düşünüyorum” gibi kalıcılık sağlamayan sözcüklere sığınmak zorunda kalırsınız.
Eğrisiyle doğrusuyla bu köşedeki kaygımızın Kastamonu olduğunu sanıyorum okuyanlarımız fark etmişlerdir. Türkiye de, dünya da tabii ki bizlerin ilgi ve kaygı alanları ancak önce kapımızın önü, burnumuzun dibi…
Elimde T.C. Sağlık Bakanlığı’nın bir yayını var. Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2011. Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğü hazırlamış. Araştırma verilerinin kaynağı olarak da Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) görünüyor.
Bu çalışmadan alıntılarla Kastamonu’yu ve Kastamonu’yu içinde bulunduran Batı Karadeniz ile ilgili kimi bilgi ve bulguları sizlere iletmek istiyorum.
Türkiye genelinde nüfusun kent-kır dağılımı baş döndürücü bir hızla değişim göstermiştir, göstermektedir. 1990 yılında % 48.7 olan kırsal nüfus oranı 2000 yılında % 40.8’e; 2000-2011 arasında ise müthiş bir düşüş göstererek % 28.2’ye inmiştir.
Bu gelişme kentlerin çekiciliğinin bir sonucu değil, kırsal alana yönelik uygulanan başta tarım ve hayvancılık olmak üzere yatırım politikalarının bir sonucudur. Kentlere göçenlerin bir kentli gibi yaşa(ya)madığı gerçeği bunu kanıtlamaktadır. İşsiz ya da asgari ücretle ne kadar kentli yaşanabilir ki… Öte yandan kentlerdeki suç oranlarının artışı da bu sonucu doğrulamak için etkili bir veridir.
Dünya kentleşme oranı ortalaması % 50’dir. Bu oranın üzerinde kentleşmiş ülkeler çoklukla üst gelir grubu ülkeleridir.
Sağlık Bakanlığının belirlediği İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (İBBS)’nda Kastamonu; Bartın, Karabük, Zonguldak, Çankırı, Sinop, Amasya, Çorum, Samsun ve Tokat illeriyle aynı kategoride Batı Karadeniz adıyla yer almaktadır.
Batı Karadeniz’de 2011 yılında kırsal nüfus oranı % 46.6 iken kentsel nüfus oranı % 53.4’tür. Bu alanda kırsal nüfusu yüksek tutan Samsun, Çorum, Tokat gibi illeri göz ardı etmemek gerektirmektedir. Böyle bakıldığında Kastamonu’nun kırsal nüfus oranının Batı Karadeniz’in kırsal nüfus oranının altında kalacağını görmeliyiz. Bunu zaten köylerimizin insansızlaştığından görebiliyoruz.
Batı Karadeniz’de 0-14 yaş grubunun nüfusa oranının % 21.6 olduğunu belirtirken bu oranın en yüksek olduğu alanın Adıyaman, Gaziantep, Kilis, Diyarbakır, Şanlıurfa, Batman, Mardin, Siirt ve Şırnak’ı içine alan Güneydoğu alanı olduğunu da (%37.5) özel olarak belirtmemiz gerekmektedir.
60 yaş ve üzeri nüfus oranlamasında dünya ortalaması % 11.0 iken bu oran Türkiye’de % 10.8 olarak karşımıza çıkmaktadır. Oran, AB ülkelerinde ortalama % 23.3 ‘tür. Yani biz biraz erken veda ediyoruz yaşama.
İBBS 2011 yılı verilerine göre 65 yaş ve üzeri nüfus oranlarında en yüksek olan alanlar Doğu Karadeniz (% 11.5), Batı Karadeniz (% 11.1) ve Batı Marmara (% 10.8) iken Ege, Orta Anadolu, Doğu Marmara, Batı Anadolu, Akdeniz, Akdeniz, Kuzeydoğu Anadolu’nun ardından en düşük oranlı alanlar İstanbul (% 5.6), Ortadoğu Anadolu ( % 5.4) ve Güneydoğu Anadolu ( % 4.2)’dur.
65 yaş ve üzeri nüfus oranında Türkiye ortalaması ise % 7.3’tür. Bu da sağlık sorunlarının çözümü konusunda sınıfta kaldığımızın göstergesidir.