İstamonu Yazarlar
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. İnönü ve Özal Kürt ise, Bu Ülkede Kimlik Sorunu Yok Demektir…

İnönü ve Özal Kürt ise, Bu Ülkede Kimlik Sorunu Yok Demektir…

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Fındık kabuğunu doldurmayacak işlerle uğraşır, dururuz. Falanca, solcudur veya sağcıdır sakın konuşmayın. Falanca, bir zamanlar namaz kılmıyordu şimdi kılmasına bakmayın…

Efendim iktidar ben olmalıyım onun için karşımdakilerin hepsi suçludur, düşmandır, vatan hainidir.

Demokrasi işlemelidir, var olmalıdır… Halk liderini seçmelidir  denir…  Seçime gidilir, kazanamadığı zaman  olmadı der.  Seçmenin kafası çalışmıyor, bilinçsiz oy veriyor demekle kalmaz, darbe yapmaya kalkışır veya darbe yapacak paşa kalmadı der…

 Ama hiç kimse demez ki Türkiye nasıl kalkınacak. Ekonomi ne zaman canlanacak… İthalat ve ihracat durumlarında ilerleme nasıl sağlanacak. Vatandaşın geliri nasıl artacak? Bunlara benzer sorunlar, hiç gündeme getirilmez.

Muhalefet ise, işsizlere iş arama, köylünün mahsulünü değerlendirme, yatırım yapma ve üretimi artırma gibi işleri sorgulama yerine, milliyetçilik ve kimlik konuları üzerinde politika yapmayı bir maharet olarak takdim etmektedir. Ben beklerdim ki terör ve ekonomi konusunda projelerimiz şudur… Ey halkım, tartışın bu projeleri, sıkıştırın iktidarı şeklinde demesini isterdim muhalefetin…

Eskiden olduğu gibi irtica, laik, Atatürk gibi kavramların yanına şimdi de kimlik konusu eklendi. Kürt vatandaşlarımızın midesi doymadıktan sonra, iş bulmadıktan sonra, oturacak bir kulübesi olmadıktan sonra Kürt veya Türk kimliğini tanısanız ne olur tanımasanız ne olur. Bu ülkede her türlü etnik güçten insanlar; cumhurbaşkanı, başbakan, milletvekili, bürokrat olabiliyorsa bu demektir ki kimlik sorunu yoktur. Mide sorunu vardır. İş sorunu vardır. Konut sorunu vardır. Ekonomim düzeldikten sonra kimliğimi de bulurum veya bir başkasına da kabul ettiririm. BDP ve PKK Kürt vatandaşlarımızın işini, aşını ve evini nasıl kazanması gerektiği konusunda zahmet buyurmayıp kimlik sorununu dile getirir ise Kürt vatandaşlarımızın refahını istemiyor demektir…  BDP bugüne kadar bölgede okul isteriz, fabrika isteriz, havaalanı isteriz, iş isteriz gibi meclise önergeler vermedi. Ancak var olan kimlik konusunu dile getiriyor. Bunun yanında inşa edilen havaalanı, fabrika, okul bombalanıyor ama BDP’den bir eleştiri gelmiyor… Bu noktada kimlik sorununu ve aşırı milliyetçilik konusunu dile getirmeyi anlayamadım. Ama anladığım bir şey vardır.  Kalkınmayı sağlayan projeler üzerinde düşünmediğimiz için zamanımızı boşa harcıyoruz.   Bu nedenle bizim halimizi anlatan fıkrayı sizlerle paylaşmak istiyorum…

 “İki arkadaş, hararetle tartışıyormuş:

Tartıştıkları konu, sigara içerken İncil okunup okunmayacağıdır.  Tartışmadan sonuç alınamayınca Papa`ya sormaya karar vermişler. Papa`nın yanına gidip sırayla sorularını sormuşlar. Biri olumsuz cevap alırken diğeri, izin almayı başarmış.
İzin alamayanın sorduğu soru:

        Papa hazretleri, İncil okurken canim sigara içmek istiyor, içebilir miyim?

        Oğlum, İncil okunurken Tanrı`yla ilgilenmen lazım. O sırada dikkatinin dağılmaması gerekir. O yüzden İncil okurken sigara içilmez.

İzin alanın sorduğu soru:

 

         Papa hazretleri, sigara içerken canım İncil okumak istiyor, okuyabilir miyim?

        Oğlum, her nerede ve ne koşulda olursan ol, İncil okuma isteği duyarsan okuyabilirsin.”

Zannedersem bizde işler böyle yürüyor.

Sigara içerken İncil okuyabilir miyim tartışması nasıl ki kalkınmaya model olamıyorsa günümüzdeki tartışmaların,  sigara içerken İncil okuyabilir miyim tartışmasından hiçbir farkı yoktur. Çünkü her ikisi de bir ülkenin kalkınmasına rehberlik etmediği için zaman boşa harcanıyor. Bu gibi tartışmalar ancak kalpleri kırmaya yarıyor. Bazı yasaklar zamana ve kişilere göre meşru olabiliyor. Zaman ve kişilere göre de meşrular yasak olabiliyor.  Saygılarımla…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!