“Kastamonu, rutin işlerini yaparak bir yere gelemez. Geleceğe dönük kalıcı projeler üretmek zorundadır. Kastamonu’nun çok önemli iki tane kimliği vardır. Bir tanesi turizm bir tanesi de orman. Bu kimlikler zoraki getirilen değil, içerisinde barındırdıkları kimliklerdir. Dolayısıyla biz, turizm yapacaksak Yaban Parkı projesi yapılmalıdır. Bu proje, şimdiki meclisin gündemine alınıp onaylayacağı bir hadise değildir, meclise stratejik planda onaylayarak gelmiş ve bu senede yatırım bütçesinde bulunup, 250 bin lira proje yatırım ödeneği bulunan bir projedir. Önemli olan bunu devam ettirmektedir. Açık hava müzesi ve yaban parkı benim için çok önemlidir. Yıllar önce Viyana’da bir park gezmiş ve neden Kastamonu’da olmasın diye düşünmüştüm, bir de Gürcistan’da bir parka gittim, çok büyük bir botanik parktır. Emin olun, Viyana’daki parkın içerisinde benim gittiğimde yaklaşık 20 bin kişi vardı, Gürcistan’daki parkada sabah 10’da girdik, teleferikle zirveye çıkıyorsunuz, orada da herhalde 20-25 bin kişi vardı. Akşam hava kararırken parktan çıktık. Hem size para harcattırıyor hem de sizi o coğrafyada gezdiriyor. Biz de öyle hayal ettik, nereye yapabiliriz dedik. Arşivde Osmanlı’dan Cumhuriyet’e kalan bir yer var. Bin 50 hektar bir alan var, 100 bin dönüme yakın. Biz kolları sıvadık, haritaları hazırlattırdık, 2B çalışması hazırlattık, bu çalışmadan 144 dönüm imar yapılabilir alan çıkarttık. Turizm imarını yaptık, proje aşamasına getirdik. İnşallah bu proje yapılır, bu projenin yapılması herkesin boynunun borcudur. İstedik ki Kastamonu’nun kültür yapılarını sergileyelim. Hem kültür yapısın sergileyelim hem Kastamonu gastronomisini sunalım, hem de Kastamonu’nun kimliğine uygun içerisinde yaban hayatlarını gözleyebileceğimiz mekanlar yapalım. Güzel bir siyez değirmeni yapalım, yanında siyez ürünlerinin satıldığı bir stant olsun. Yanında bir restoran olsun, onun yanında taş fırın olsun, yanında bir kurutma konağı pastırma evi olsun, yanında bir Tosya bağ evi olsun, Tosya’nın pirinci satılsın, yanında bir Taşköprü konağı olsun, yanında bir Taşköprü Sarımsağıyla ilgili market olsun. Yani kişi oraya girdiği zaman hem alışverişini yapsın hem kültürümüzü görsün. Böyle bir eser Kastamonu’ya değil, Türkiye’ye yapılmış bir eserdir ve yapılmalıdır. Rutin işlerle Kastamonu’yu bir yere taşıyamazsınız, benden sonraki arkadaşlara emanet ettiğim birinci iş budur.”
Yukarıda yazdıklarım Kastamonu’da İl Özel İdare Genel Sekreterliği görevinden alınan Zafer Karahasan’a ait… Yukarıda yazdıklarım yaklaşık 20 yıldır dile getirdiklerim aynı zamanda… O yüzden bir daha yazayım da dedim, kenarda bulunsun. Demem o ki; aklın yolu bir!
Devlete 33 yıl hizmet vermiş birini farklı emellerine alet etmek isteyen birilerinin dümen suyunda birilerinin gazıyla yıpratmadan önce…
Memleketin 1960’lardan bu yana yapmak isteyip de avucunu yaladıklarına bakmak yeterlidir diye düşünüyorum. Hariçten gazel okumak güzeldir de… Olan memlekete ve itibarına oluyor. Üç beş güdük siyasetçinin avucuna sıkıştırdıklarıyla meslek icra eden müptezellerin çamuru tutmaz tutmasına da… Olan memlekete olur cancağızım…
Adam yerden göğe haklı… İsnat ettiklerinizi de çürütmüşse… Köşenize çekilmek şöyle dursun, o meslekten el çekmenizin vaktidir. Gidin başka makamlarda başka tür gazeller okuyun… Çekin şu ellerinizi artık meslekten!
Demiş: “33 yıldır devlette çalışıyorum, 33 yılda bir uyarma cezam bile yok. 33 yılda çok iş yaptım, 25 senesi bu memlekete hizmetle geçti. Destek olmayanların da memlekete köstek olmamalarını diliyorum.” Zafer Karahasan
Yapmış: CHP İl Başkanı Erbilgin yaptığı basın açıklamasında Özel İdare üzerinden bir bilek güreşi yapıldığı imasında bulunarak gündeme değişik bir bakış açısı ile yaklaşmış.