İstamonu Yazarlar
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Dedem Korkut

Dedem Korkut

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçen hafta bir dost sohbetinde William Shakespeare’i ( Şekspir) konuştuk. İngiliz ve Batı Edebiyatı için ne kadar önemli olduğunu, hemen hemen tüm eğitim sınıflarında bu yazara büyük değer verildiğini, oyunlarını hangi ortamda yazdığını, İngiliz dilini nasıl yaşattığını bahsettik. Her hafta yaptığımız bu sohbetlerde birçok kesimden değerli arkadaşımızla edebiyat konuşuyoruz. Hem güncel edebiyata yer veriyor hem de geçmişin edebi izlerine yolculuk yapıyoruz. Bulgar Edebiyatı’nı değerli çevirmen dostumuz Kadriye Cesur hanımefendiden öğreniyoruz. Yine Araf’ın yazarı kıymetli dostum İlhan Kurt’un yayınlanmamış şiirlerini basılmadan kendi ağzından dinliyoruz.

Demiştim ya, bu sohbetlerin birinde William Shakespeare’i ( Şekspir)  konuştuk. Neden konuştuğumuzu da anlattım. Peki, Türk Edebiyatı’nda bu denli önemli yazar yok mu? Türkçemizi çağımıza taşıyan bir yazar. Osmanlı Türkçesi için Fuzuli’yi zikredebiliriz. Osmanlı son döneminin ve cumhuriyetin önemli kalemlerinden merhum Mehmet Akif Ersoy da bize yaşadığı dönemi ve Türkçesini en billur şekilde aktarmakta. Ben biraz daha geriye gitmek istiyorum. Çok ta geriye değil atam Oğuz’un dönemine. Yani Oğuznamelerin yazıldığı döneme. Çocukluğumda çok kıymet verilen Dede Korkut hikayelerine…

Bence bu ülkenin William Shakespeare’i ( Şekspir) Dede Korkut’tur. Çok mu iddialı oldu? Bence dosdoğru oldu.

Prof. Dr. Muharrem Ergin’in çevirisinden yıllarca okuduğumuz sadeleştirilmiştir. Dede Korkut hikayelerinin sadeleştirilmemiş hallerinin dahi okunması taraftarıyım. Bugün elime bir makale geçti. Kerime Üstünova’nın “Dede Korkut hikayelerinin ortak özellikleri” makalesi. Orijinal metinler üzerinden Dede Korkut hikayelerinin nasıl ustalıkla işlendiğini anlatıyor.

Yine Doç. Dr. Ahmet Doğan’ın Dede Korkut’u Yeniden Okumak-2” adlı makalesinde sadeleştirilmemiş hali hakkında bilgi verilmekte. Bu makaleyi de şiddetle tavsiye ediyorum. Kastamonu Üniversitesi Edebiyat Bölümü de muhakkak bu alanda çalışma yapmıştır. Ancak ben ulaşamadım. Kastamonu’da konuştuğum Türkçeyi, Dede Korkut hikayelerinde çok rahat bulmaktayım.

Size Boğaç Han hikayesinin ilk metninden örnek vererek yazımı bitiriyorum. Siz de göreceksiniz ki ne kadar rahat okuyabiliyorsunuz.

“bir yire ağ otağ bir yire kızıl otağ bir yire kara otağ kurdurmışdı kimüñki oğlı kızı yok kara otağa konduruñ kara keçe altına döşeñ kara koyun yahnısından öñine getürüñ yirse yisün yimezse tursun gitsün dimişdi oğlı olanı ağ otağa kızı olanı kızıl otağa konduruñ oğlı kızı olmayanı Allah Te’âlâ kargayubdur biz dahi kargarız bellü bilsün dimiş”

 Sizleri Topal Akif hikayesi ile baş başa bırakıyorum. Esen kalın.

“Burda kimse kimseye bakmaz mı? Doktor çağırın? Saatlerdir yoldayız. Fidan gibi çocuğun ayağı mı kesilsin?” diye bağırıyordu Muzaffer. Akif sedyenin üzerine kıvrılmış yatıyordu. Yüzünün rengi iyice sararmıştı. Zannedersiniz tüm kanı ayak bileğindeki yaradan akmış gitmiş. Yattığı sedyenin üzerinde de kurumuş kan lekeleri vardı. Sedyenin kenarlarındaki demirler paslanmış, yatağının ucu yırtılmış içinden sünger dışarı çıkmıştı. Hele ki hastane kokusu dayanılmazdı. En son bu kokuyu koyun ağılına girdiğinde duymuştu. Bu kadar mı kötü kokardı bir yer. Beyaz önlüklü, kocaman kahverengi camlı gözlüğü olan ellili yaşlarında bir kadın yaklaştı.

“Ne oldu burada? Niçin bağırıyorsunuz bu şekilde? Burası hastane. Görmüyor musunuz duvarlardaki yazıları? Lütfen sessiz olunuz. Anlatın bakalım, nasıl bu hale geldi bu çocuğun ayağı”

Muzaffer ile Mehmet kabahat işlemiş gibi şapkalarının ellerine alıp önlerine getirdiler. Başlarını önlerine eğip; yaramazlık yapmış bir öğrencinin öğretmenini dinlemesi gibi doktoru dinliyorlardı Akif yerinden doğrulmaya çalıştıysa da sızısı buna müsaade etmedi.  Muzaffer, Akif’in başından geçenleri anlattı. Akif de Muzaffer anlatırken kafasını sallıyor, eksik anlattığı yerleri tamamlıyordu.

Devamı Haftaya

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!