İstamonu Yazarlar

DAYI

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Doğada her canlının mutlak bir faydası vardır. Kaba saba, iri  görünüşü itibariyle, ayılarla ilgili mecazi anlam taşıyan sözlerimiz benzetmelerimiz oldukça fazladır. ‘Köprüden geçene kadar ayı ya dayı denir” gibi.

Bende bu mecaz üzerinden giriş yapıyorum yazıma. Köprüden geçene kadar ayıya dayı denir cümlesinde ben ”Dayı” kısmını ele almak istiyorum.

Çıkar ve menfaatlerimiz uğruna ne çok kullanmaya başladık bir birimizi. Hayatımızın her alanında, dostlukta, iş hayatımızda, hele hele siyasette, ne çok benimsedik ayıdan dayı yaratmayı.

Bana göre dayıcılık zihniyetinin doğum yeri, maksadından sapmış hiyerarşi sistemi.

Hiyerarşi denildiğinde akla devletlerin yönetimindeki tepeden başlayarak en alta kadar inen idari pozisyonlar geliyor olsa da, hiyerarşi sadece devlet yönetiminde değil sosyal hayatın hemen hemen her alanında görülebilir. Rütbe ve makamın olduğu her alanda hatta aile içinde dahi hiyerarşi yapısı mevcuttur.

Böyle bir sistem içinde köprüden geçmemiz gerektiğinde üstümüzdeki insanların sırtını sıvazlıyor hak etmeseler bile yüceltiyoruz. Hayatımızın her aşamasında sanki yasaymış gibi uyuyor normale indirgiyoruz birçok yanlışı doğru kabul ediyoruz.

İçimi acıtan ise bu zihniyetin, başka insanların hakkını ihlal etmesine sebebiyet vermesi.

Örneğin; Hastaneden muayene için randevu alıyorsunuz. Siz randevu sıranızı beklerken, randevusuz bir hasta, sırf hastanede çalışan bir dayısı olduğu için sizin sıranızı çalabiliyor. Üstelik bunu gözünüzün içine baka baka yapıyor. Böyle bir durumla karşılaşan kişi ya hakkını arıyor ya da o da kısa yoldan hiyerarşi basamağından bir dayı yardımı ile yoluna devam ediyor.

Daha şiddetli bir örnek vermem gerekirse,2010 yılında  KPSS sorularının bazı kişiler  tarafından adaylara verilip devletin çeşitli kurumlarında  göreve başlaması sağlayan haramzade dayıları. Köprüyü geçip yıllardır haram yiyen insanlar. Birçok yetimin, hakkına giren dayı seviciler.

Hak yemek, başka insanların emeklerini ziyan etmek ne büyük suç ne büyük bir gaflet.

Gel gör ki kimin umurunda, ekmek aslanın ağzında değil ki midesinde. Kul hakkı haram gibi terimler ağzımızda yuvarladığımız laflar sadece.

Amma velakin olmuyor işte, alışmışız bir kere. Sümen altına harçlık sürmekle başlamışız işe. Sırt sıvazlamayı ayı ya dayı demeyi çok benimsemişiz. Biraz sıkıştığımızda da düzen böyle demişiz yüzsüzce.

Peki! Madem öyle soruyorum sizlere. Kul hakkı ile çok iyi bildiğimiz sırat köprüsünden geçerken  hangi dayı yardım edecek böyle düşünenlere?

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!