Alim öldüğünde bir alem ölürmüş!
Dün gece, kitaplığıma farklı duygularla gitti gözlerim, biraz hüzünle, biraz hasretle, biraz saygıyla uzandı elim üçüncü rafın ortalarında duran bir kitaba…
“Nil’den Tuna’ya Osmanlı”
Bu dejavuyu Halil İnalcık vefat ettiğinde de yaşamıştım…
Fuat Sezgin’i kaybettiğimizde de…
Ve şimdi de Ahmet Haluk Dursun Hoca.
Her vedanın ardından “sadaka-i cariye” eserlerden birisine uzanmak hüzünlü olsa da kitaplığımda eserlerinin bulunmasının buruk sevinciyle avunurum.
Mehmet Akif iz bırakmıştır bende…
Necip Fazıl, İsmet Özel, Fethi Gemuhluoğlu, Halil İnalcık, Antepli Mennan Usta, Fuat Sezgin, Nuri Paşa, Fahrettin Paşa, Fatih, Yavuz, Abdülhamid, Karabekir Paşa, Musab bin Umeyr, Halid bin Velid, Mete Han ve ismini sayamadığım yüzlerce abide şahsiyet… Vakıf insanlar onların hepsi benim nazarımda.
Ruhumun kulağı, gözü, dili, eli, ayağı, kalbi, beyni, böbreği, ciğeri… Et ve kemikten öte bir benliğin hücreleri, damarları…
Et ve kemikten öte bir benliğin mimarları…
Ve hücrelerden birisi de Ahmet Haluk Dursun…
Beni en çok etkileyen olayı ise kumrular olmuştur.
Topkapı Sarayı Müdürü olduğu dönemde, makam odasındaki avizenin ortasına bir çift kumru yuva yapar. Kumruların rahatı bozulmasın diye küçücük bir odaya atar kapağı Ahmet Haluk Hoca.
“Köşem sultan” der dişi kumruya.
Merhum Savaş Ay’a gösterir makam odasını ele geçiren kumruları. Bir gazeteci için bulunmaz nimettir bu olay. Ertesi gün bütün kamuoyu öğrenir kumruların hikayesini. Tabi ki Ankara’dakiler de…
Ahmet Haluk Hoca büyük bir baskı altında kalır; kumruları makam odasından çıkarması için. Bir çift kumrunun mutluluğu onun için bütün makam ve mevkilerin üstündedir.
“Bey yuvayı almam, siz beni görevden alın!” olur cevabı.
Konferansları, araştırmaları, hizmetleri, kitapları…
Karakteri, kişiliği, bilgisi, görgüsü…
Hepsini çepeçevre saran, hepsini bünyesinde toplayan ve Ahmet Haluk Dursun kimdir sorusuna verilecek yüzlerce methiye dolu cevabı tek bir cümleyle özetleyen “Kumrular için makamını terk eden güzel adam!” cümlesidir benim yüreğimde…
Sarayın makam odasını kumrulara terk eden adam; Mevla’m cennetinde saraylarda yaşatsın seni…
Mekânın cennet olsun Ahmet Haluk Dursun Hocam…