Su, renksiz, kokusuz ve tatsız sıvı bir madde.
Hem insan vücudunda hem de dünyadaki bulunma oranı eşit; %60-70’i (3/2’si)
Bu oran yetişkin bir insanın vücut ağırlığının yaşına, cinsiyetine, kilosuna bağlı olarak farklılık gösteriyor. Örneğin yeni doğan bebeklerin vücudundaki su oranı %75′ iken yaşamın ilk 5 gününde %70’e inen su oranı, sonradan yavaş yavaş azalarak bir yaşın sonunda yetişkindeki su oranına yaklaşıyor. Erkeklerdeki su oranı kadınlara, şişmanlar zayıflara oranla daha fazla. Yaş ilerledikçe de vücut suyunda azalma görülür. Tıpkı dünyamız gibi.
Buzulların erimesi, oksijenin azalması, canlı türünün azalması, yağmur ormanlarının yok olmaya yüz tutması hep suyla alakalı.
İnsan vücudundaki hayatiyetiyle suyun önemi şöyle ki;
Hücrelerin ihtiyacı olan maddeleri hücreye taşımak,
Hücrelerin fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için gerekli olan katı maddelerin çözünmesini sağlamak,
Hücrelerde metabolik faaliyetler sonucu oluşan atık maddeleri boşaltım organlarına (böbrek, akciğer, deri, sindirim kanalı) taşıyarak vücut dışına atılımını sağlamak,
Vücut ısısını dengede tutmak,
Kanın hacmini dengelemek,
Besinlerin sindirimine yardımcı olmak,
Beyin, omurilik gibi bazı organları dış etkenlerden korumak,
İnsanın küçük alem olduğunu düşündüğümüzde vücuttaki su kaybının etkileri ise şöyle;
• %1: Susuzluk hissi, ısı düzeninin bozulması, performans azalması,
• %3: Vücut ısı düzenin iyice bozulması, aşırı susuzluk hissi,
• %4: Fiziksel performansın %20-30 düşmesi,
• %5: Baş ağrısı, yorgunluk,
• %6: Halsizlik, titreme,
• %7: Fiziksel aktivite sürerse bayılma,
• %10: Bilinç kaybı,
• %11: Vücut dirençsizliği, olası ölüm,
• %12: %97 oranında ölüm,
• %15: %100 ölüm.
Yetişkin bir insanın günlük su ihtiyacı 2500-2600 ml kadar. Suyun vücuda alımı ve atılımı bir denge içinde oluşuyor. Vücutta normal sıvı hacminin korunması için günlük sıvı alımının günlük sıvı kaybına eşit olması gerekiyor. Bu denge bozulduğunda hastalıklar ortaya çıkıyor. Yemek yemeden aylarca yaşanabilir, ancak susuz sadece birkaç hafta dayanılabilir[2]. İnsan vücudunda su dengesini düzenleyen (regüle eden) merkezler ve sistemler mevcut. Şöye ki;
Vücuda su alımı (Hidrasyon) : Vücuda besinlerle (1000 ml) ve içeceklerle (1200 ml) ağız yoluyla su alımına ekzojen su kazanımı deniliyor.
Vücuttan su kaybı Dehidrasyon : Vücuda alınan su, idrarla böbreklerden (1500 ml kadarı), solunum havasıyla akciğerlerden (500 ml kadarı), terleme yolu ile deriden (500 ml kadarı) ve gaita ile bağırsaklardan (100 ml kadarı) vücut dışına atılıyor.
Yaklaşık on beş saat açlık ve susuzluk yaşayan bünyede bir ayın sonunda detoks yapılmış kadar vücut temizleniyor. Su ve gıda alımı dengeleniyor. Yani siz isteseniz de daha fazla yiyemiyor, daha fazla su içemiyorsunuz.
İnsan küçük bir alem.
Hem de çok güzel bir alem.
Dengesi ve estetiği kendi içerisinde muazzam bir düzenle yürüyen bir düzen.
Düzeniniz bozulmasın dileğiyle, hayırlı ramazanlar.