Birkaç ay önce aldığım bir haber bana insanların göründüğünden daha derinlerde bir yerlerde iyilik ve kötülüklerinin olabileceğini bir kez daha hatırlattı… Acıyarak büyüyormuş insan meğer. Hiç suçumuzun olmadığı bir yerlerde suçlu olduğumuz, doğrudan etki etmediğimiz iyiliklere mazhar olmuşuzdur pek çok kez… Bu da hayatta tesadüfe asla yer olmadığını gösteriyor bize defaatle. Teslimiyet işin en doruk noktası… Hayatını şükür ve tefekkür merkeziyle yaşayanlar olayların zincirini kuşbakışı seyrettiklerinde fark edeceklerdir. En kısa yoldan ne demek istediğimi anlatayım.
Aylar evvel benliğimi sarsan bir tecrübe yaşadım, hayal kırıklığı desek daha doğru olur sanırım. Olmadık yerlere, tanışmadığımız ama aylar sonra nazik bir parçamızı paylaşacağımız insanlarla karşılaştım. Anladım ki, hayat siyahların içinde beyazları fark ederek yaşama sanatı aynı zamanda. Billur gibi çıktım karanlıktan. Canımı yakmadı daha sonra kendimde izlediklerim. Acıtmadı hatırladıklarım. Biz hayatın siyahi yerinde olanları daha da siyahlaştırmaya bayılıyoruz. Arabesk takılmaya. Dibe vurmaya… Bir silkinmek, yukarı bakmak, sesimizi çoğaltmak zor ve zahmetli geliyor bize. Gelmesin, kendi iyiliğimiz için…
Çünkü bunun bize bir yararı yok… Hem de hiç…
Zararı var, hem de süreğen yıllar içinde sevinçlere ketum vuracak kadar…
Kurbağa misali, vazgeçmemek lazım, yaşamaktan, gülümsemekten, istemekten, dua etmekten…
Bir bebeğin gözlerinin içine bakın üzüldüğünüzde, yavru kedileri okşayın, kuşlara bakın, toprağa basın, çiçekleri koklayın, zamanın içinde kendinize özel bir yer açın… Bırakın kendinizi içeride… Yalnız kalın, kendinizle. Mutlu edebiliyor musunuz kendinizi öncelikle, ona bakın. Kendini mutlu edemeyeni kimse mutlu edemez. Hayatta edileni de duymadım ben. Saraylarda yaşadığı halde intihar edenleri duymuşuzdur. İsim önemli değil; olgu önemli…
İçinde bulunduğunuz zamanda mutlu olma ve olmama hakkına sahibiz?
İkisinin de sebepleri başkaları ama sonuçlarını değerlendirmek bizim özgürlüğümüzde…
Bilmem neden hep olumsuzluğa kilitleniriz?
Bilmem neden?
Selam ve dua ile…