Bu kez de işin başka bir boyutuna bakalım.
Kimlere kıyılmış, kimler bu ülkede “öteki” olarak yaşamış; yaşamak zorunda bırakılmış.
Çok partili dönemde (1946 sonrası) ABD ile aynı inde yaşayan anlayış, özellikle soğuk savaş döneminde komünizm yaygarasının arkasına sığınarak ne insanlara kıymışlardır. Yaşı uygun olanlar ‘Vatan Cephesi’ni anımsarlar. Menderes döneminde sol ya da sosyal demokratların ne denli acılar yaşadığını da anımsarlar.
12 Mart’ta Erim+ABD balyozunun kimin tepesine indiğini unutmak ya da yok saymak olanaklı mı? Kodeslerin kimlerle doldurulduğunu da mı unuttuk?
12 Eylül, kimi yok ederken kimleri besledi?
Bugün, 12 Eylülcülerin koruyup kolladıklarının iktidarda olduklarını da mı, yok sayalım?
Hani 12 Eylül’le hesaplaşılacaktı, ne oldu?
Bu ülkede, solcu ya da sosyal demokrat olduğu için başına gelmeyen kalmayanlarla sağ söylemin aktörlerinin çektiklerini yan yana koyduğunuzda nasıl bir terazi dengesinin çıkabileceğini görebiliyor muyuz?
Kaç öğrenci başını örttüğü için kodese konulmuş, söyleyebilecek var mı?
Hangi evde, hangi köyde, camiye gitti diye bir inanan kodese konulmuş?
Hangi yazar dinden söz etti diye işinden attırılmış?
Hangi sağcı okul müdürüne saat başı müfettiş gönderilmiş?
Bugün, kaç tane solcu ya da sosyal demokrat gösterilebilir ki devlet kesesinden, yurttaş vergilerinden trilyonlara yapışmış?
Bugün ve dün, sağ siyasal düşünce alanında yer almış olup da “hayatı kaymış” kaç kişi gösterilebilir?
İnandıkları için “zulüm” gördüklerinden söz edenlere sormalı değil mi ki bugün, yüz bine yakın camiyi kim, kimin parasıyla yapmış ve kime oralara girme yasağı konulmuş?
En çok imam-hatip okulu kimin parasıyla, kimin zamanında açılmış?
Daha önce de söyledim; bu ülkeyi son on yıllarda sağ yönetmiştir. Beceremediği dönemlerde ise askerlere ihale etmişlerdir işi. Seçim sonuçlarına bakın. Her darbeden sonra sağın iktidarının pekişmiş olması bir rastlantı mıdır sizce?
Göstermelik üç beş gözaltı ve tutuklama dışında sağ ne acı çekti ki?
Türkeş değil miydi 12 Eylül sürecinde “Biz içeride olsak da düşüncemiz iktidarda” diyen?
Bugün, Türkiye’nin batan bir gemiyi andırır gidişinde şakşakçılık yapanların, yarın çocuklarına ve torunlarına hangi yalanları hazırladıklarını merak ediyorum.
Yazık değil mi bu ülkenin çalmayan, yalakalık yapmayan, çocuğunu feda eden, vergisi çar çur edilen, aşağılanan insanlarına?
Ne istiyor bunlar?
Adalet…
Peki, ihale isteyen, kredi isteyenler, rant isteyenler… Onlar, bu ülkenin en masumları ve en çok “çekmiş” olanları (!)…
Öyle mi?..
El insaf…
El insaf…