Hüseyin Karadeniz ile SÜRMANŞET’in Konuğu: Yaşar Kayacan…
2012 yılı nisan ayında Esenler Kültür Merkezi’nde bir toplantı sonrası karşılaştığım Yaşar Kayacan’la ayaküstü gerçekleştirdiğimiz sohbette, İstanbul’da Kastamonuluları tanıtacak, anlayacak bir gazetenin eksikliğini konuşmuştuk… O ana kadar gıyaben tanıdığım, Kastamonu TV’ye maddi desteği olduğunu duyduğum Kayacan’a fikirlerinden dolayı sempati duymaya başladım… Sohbetimiz esnasında, ‘Televizyonla birlikte gazetemiz de olmalıydı’ diye serzenişte bulunan Kayacan’a, ‘Desteğiniz olursa güzel adımlar atabiliriz’ dedim.
Bir hafta sonra Esenyurt’ta fabrikası bulunan Ceren Matbaa’daki ofisinde buluştuk. Taslak halinde neler yapabileceğimizi konuştuk. Anladım ki çok samimiydi… Artık yapılacak tek şey gazeteye isim ve kadro ayarlanmasıydı. 2 gün sonra, gazeteye birkaç isim bulacağımı ve kadro ayarlayacağımı belirterek oradan ayrıldım.
Sözleştiğimiz günde gazete isimlerinin olduğu listeyle ofisinde buluştuk.10 tane gazete isminin olduğu listede, en başa yazdığım İSTAMONU’yu görünce diğer isimler üzerinde konuşmaya bile gerek kalmamıştı. Sonrasında değerli dostlarım Gözde Yüksel, Murat Güven ve Gülfem Çerçioğlu ile görüşerek bu gazetede yer almaları gerektiğini söyledim. Böylece gazetemizin isim ve kadro eksiği tamamlanmıştı.
Tarihler 23 Nisan’ı gösterdiğinde ilk sayımızı çıkarmıştık bile. Sayın Kayacan’la girdiğimiz bir ortaklık sınavıydı bu. Şahsıma ve arkadaşlarıma duyduğu güveni boşa çıkartmadığımızı bizim bilmemiz bir yana onun ağzından duymakta ayrı bir gurur vesilesi.
Evet, 74 sayıdır memleket yazıyor, memleket soluyoruz bu sayfalarda, işimiz gücümüz Kastamonu oldu. Bundan en çok onur duyacak isimlerin başında gelecek kişidir Yaşar Kayacan. Şehir, kıymet bilen insanları varsa daha güzel şehirdir mantığından yola çıkarak, doğup büyüdüğü şehrin kıymetini bilen, enerjisini ve dinamizmini memleketinin ve insanının kalkınması için kullanmaya hazır biri. Kastamonu dernekçiliğinin aktif isimi, Gazete İSTAMONU’nun Onursal Başkanı, bu haftaki SÜRMANŞET’in konuğu işadamı Yaşar Kayacan…
Yaşar Kayacan’a teşekkürlerimizle ithaf olunur…
Son dönemde Kastamonu dernekçiliğinde aktif olan kişilerdensiniz. Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
1976 yılında İstanbul’da doğdum. Aslen Devrekâni’nin Bozarmut köyündenim. Çocukluğum Fındıkzade’de geçti. Evliyim ve 9 yaşında bir kızım var, adı da Ceren. Eşim Özlem, kızım doğmadan önce birçok firmada yöneticilik yaptı ancak artık çalışmıyor.25 yıldır matbaacılık yapıyorum.KAS-DER, KASİAD ve Dev-Der-Fed gibi sosyal alanlarda da faaliyetlerim var.
Matbaa sektörüne genç yaşta başlamışsınız. Peki, matbaacılık baba mesleğiniz mi?
Matbaacılık serüvenim babama destek olmak için başladı, düşünülen gibi baba mesleği değil.Mütevazı bir şekilde İstanbul Fındıkzade’de yaşıyorduk. Bir miktar birikimimiz vardı ve bu birikimlerle çok rahat hayatımızı sürdürüyorduk. Ancak kız kardeşimin başı hariç
bütün vücudu makarna suyuyla yanınca her şey değişti. 3 ay hastanede kaldı ve ardından yanık izleri kalmasın
diye estetik ameliyatlar oldu. Babam, bütün parasını kardeşim iyileşs
in diye harcamıştı.4 kardeşiz ve en büyükleri benim. Evimizdeki siyah beyaz televizyon ve merdaneli çamaşır makinesi de satılınca, kendime‘okuma zamanın bitti babaya destek vermelisin’ dedim ve okulumu bırakıp bir matbaada çıraklık yapmaya başladım.
Ceren Matbaa ne zaman kuruldu?
2007 yılında Merter’de faaliyete başladık. 2011 yılında 6000 m2 kapalı alana sahip olan Esenyurt’ta ki yerimize taşındık.
Çalışma alanınız ve kapasiteniz nedir?
Ceren Matbaa, 70 çalışanı ile yayıncılık ve eğitim sektörlerine hizmet veren, günlük 120.000 kitap basma kapasitesi bulunan bir firmadır. Kitap, dergi, gazete basımları ve üretimlerini yapıyoruz. İstanbul’da bu alanda faaliyet gösteren 7 matbaadan bir tanesiyiz.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı ihalelere katılmak için 2011 yılında Irak Erbil’de CeoCampany’i kurduk. Orada Erbil’in tüm matbaa ihtiyaçlarını gideriyoruz. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı’na ve çeşitli yayınevlerine kitap basımı gerçekleştiriyoruz.
“Halka arz sürecimiz devam ediyor”
Ceren Matbaa olarak, ihracatınız sadece Erbil ile mi sınırlı? Başka şehirlere veya ülkelere de ihracat yapıyor musunuz?
Erbil ile sınırlı değiliz ama ihracatımızın büyük bir kısmını Erbil’e yapıyoruz. Yurtdışındaki başka şehirlere ve ülkelere de ihracatımız var.
Gelecek için neler planlıyorsunuz? Matbaacılık alanında büyüme, yatırım yapma gibi düşünceleriniz var mı?
Ceren Matbaacılık, kısa vadede çok uzun yollar kat etti. 25 yıllık iş tecrübem ve Türkiye’nin önde gelen firmalarıyla çalışmamız sebebiyle çok hızlı gelişim gösterdik. Müşterilerimizinbeklentisi de bu yöndeydi. Zaten, yıllık 15 milyon TL işçilik cirosu yapan bir firma olarak Türkiye’de matbaacılık sektöründe önde gelen isimlerden biri olmayı başardık.
Bugünlerde makinelerimizi yenileme çalışması içindeyiz. Önümüzdeki 3 yıl makine parkurumuzu yenileme çalışmalarımız devam edecek. Halka arz sürecimiz devam ediyor yaklaşık 2 yıl içinde borsaya açılarak yatırımlarımıza bu yönde devam edeceğiz.
Kastamonu’ya olan bağlılığınızı biliyoruz. Teşvik ve istihdam sağlanacak olursa Ceren Matbaa’nın faaliyetini Kastamonu’da da sürdürmeyi düşünür müsünüz?
izim alamızda faaliyet gösteren matbaalar İstanbul, Ankara ve İzmir’de bulunuyor. Bunun sebebi ulaşımın kolay olmasıdır. Kastamonu’da bugün üretim yapan bir matbaa yok. Ben ‘Üretimimizin bir kısmını Kastamonu’da yapabilir miyiz?’ diye araştırmalar yapmıştım. Ancak yatırım yapabilmemiz için ulaşımın daha ekonomik seviyelerde olması gerekiyor. Ayrıca bu alanda yetişmiş uzman kişilere de ihtiyacımız var. Kalifiye elman ve ulaşım problemi çözüme kavuştuğu zaman buisteğimizi gerçekleştirebiliriz.
Matbaacılığın zorlukları nelerdir?
Matbaacılıkta hızlı ve dakik çalışmak önemlidir. Bu meslekte 7 gün 24 saat hiç duraksamadan tamamen canlı bir organizma gibi üretmeniz gerekiyor, diğer mesleklerden ayrılan özelliğimiz budur. Kâğıdın çöp değil de ürün olabilmesi için son derece dikkatli olmanız gerekiyor. Aksi takdirde, müşteri memnuniyetlerinde düşüşler yaşanabilir ve çok ciddi problemlerle karşı karşıya gelebilirsiniz.
Sabahtan akşama kadar bir gününüz nasıl geçiyor?
Sabah 9’da çalışma mesaim başlarve akşam geç saatlere kadar devam eder. Ceren Matbaa’nın dışında kitapçılarda satışını yaptığımız ve kendi ürettiğimiz kitaplarımızı oluşturduğumuz Masalcı Yayıncılık firmamız var. Ayrıca Sinerji AŞ.,Ceo Company ve İstamonu gibi ortaklarıma da mesai harcıyorum.
Dernek faaliyetleriniz ne zaman başladı?
Ben Kastamonu’ya hizmet etmeye çocukken başladım. Askerden geldikten sonra ilk işim kendi ticaretimi oluşturmaktı. Ardından da“Kastamonu için neler yapabilirim” diye düşünmeye başladım. O zaman KASİAD’da bulunan üye iş adamlarıyla bir radyo programı gerçekleştirdik.
Kastamonu’daki sivil toplum örgütlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Size göre Kastamonu dernekçiliği bugün ne konumdadır?
İstanbul’da faaliyet gösteren 400’e yakın Kastamonu derneği var. Bunların içerisinde çok cılız yapılarda var, çok güçlü yapılarda. Bu güçlü yapıların çok kurumsal olamadığını düşünüyorum. Evet, bu iş gönül işidir ancak kurumsallık şarttır. Ben kurumsallığı bilen yöneticilerin, bu derneklere talip olması gerektiğini düşünüyorum. Son yıllarda bununla ilgili gelişmeleri görüyorum, inşallah devamı gelecektir. Çağımızda organize yapıların kurumsal ve güvenilir olması gerekiyor. Eğer sizin profesyonel yapınız ve güvenilirliğiniz yoksa insanlar destek vermezler. Destek alamazsanız faaliyette yapamazsınız.
Kastamonu dernekçiliğinde güçlü yapılar var dediniz. Hangi dernekleri bu kategoriye koyuyorsunuz?
KASİAD, KAS-DER, KAS-KON ve Kastamonu Vakfı’nı örnek verebilirim. Ayrıca İstanbul’daki Kastamonulular ile birlikte hareket etmeye aday olan 12 federasyonda var.
Kastamonu için fedakârlık yaptığınızı düşünüyor musunuz?
Ben Kastamonu’ya birçok Kastamonuludan daha çok hizmet ettiğimi düşünüyorum. Yılda en az 2-3 defa sadece turizm için gidiyorum. Kastamonu’ya sadece kendim gitmiyorum Kastamonulu olmayan dostlarımı, işadamlarını da oraya götürüp tanıtıyorum. Onlardan aldığım yorum ise“Burası bir cennetmiş. Neden daha önce gelmedik?” oluyor. Bu da beni çok mutlu ediyor. En son İstanbul Aydın Üniversitesi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Fatih Aydın’ı orada ağırladım.
Siyasete girmeyi düşünür müsünüz?
Siyasetin içerisinde olmayı hiç düşünmedim. Ancak Kastamonulu iş adamlarının Kastamonu ve Türkiye siyasetine layık kişileri desteklemeleri gerektiği kanaatindeyim.
Ailenize yeterince zaman ayırabiliyor musunuz?
Ailemin bu konuda bir şikayeti yok. Pazar günlerimi aileme ayırırım. Fırsat bulduğum her an onlarla zaman geçirmeye gayret ediyorum.
Medyayı önemsediğinizi biliyoruz…İstanbul’da yazılı bir mecranın olması yönündeki ısrarınızın sebebi neydi?
1999 yılında Kastamonu Express adında bir dergi çıkarmaya başladım. İstanbul’da o dönem yerel basın amatörce çalışmalar yapıyordu ve ben buna alternatif bir basın alanı oluşturdum. Yeterli maddi destek bulamadığım için dergiyi devam ettiremedim. Kastamonu TV’nin sonu hüsranla bitmeden önce ‘haftalık bir gazete ile varlığımızı sürdürmeliyiz’ diye de düşündüm. Ancak Kastamonu TV, varlığını sürdüremez hale geldiğinde böyle bir eksikliği hayata geçirmemiz gerektiğine karar verdim.
“Hüseyin Karadeniz benim için apayrıdır”
Bir hatırlatma yapalım okurlarımıza, İstamonu yayın hayatına Yaşar Kayacan ile başladı. İstanbul’da bir Kastamonu gazetesine ihtiyaç vardı ve ben sizinle çalışmak istediğimde bana güvendiniz. Neydi bunu sağlayan?
Bir basın organının İstanbul’da varlığı bizim birlikteliğimizi, örf ve kültürümüzü, adetlerimizi canlı tutacak ve herkese tanıtacaktı. Kastamonu TV’de çalışanların içerisinde Hüseyin Karadeniz, benim için apayrıydı. Kastamonu TV’nin varlığını sürdürmesi için çırpınan, o yapıyı sırtlanan ve hatta bu yapıyı kendi menfaatlerinin de önüne geçiren, kişisel gelişime çok dikkat eden, kendini geliştiren ve gelecekte de çok daha iyi yerlerde olabileceğine inandığımı bir isimdi. Bunun içinde en iyi isim Hüseyin Karadeniz olmalıydı.
Son olarak hemşerilerinize neler söylemek istersiniz?
Hemşerilerim Kastamonu’ya ve Kastamonuluya hizmetten asla geri durmamalıdır. Zamanlarının bir kısmını Kastamonu’ya ayırması gerektiğini düşünüyorum. Kastamonu’ya hizmet etmenin bir borç olduğunu unutmamalılar.
10 Soru- 10 Cevap
KASTAMONU– Özlem
ZAMAN– Sermaye
ZANAAT– Sanat
İMAN– Maneviyat
SİYASET– Yalan
PARA– Güç
DEVREKANİ– Gelecek
MEHMET REİS– Örnek
KASTAMONULU DERNEKÇİLİĞİ– Kurumsallık