Hüseyin Karadeniz ile SÜRMANŞET’in bu haftaki konuğu Doğanyurt Belediye Başkanı Ahmet Kaya…
Yaz aylarının gelmesinin de etkisiyle bu zamanlarda çok sık gider olduk Kastamonu’ya.
‘Gidemediğin yer senin değildir’ diyerek 19. yüzyılda yüzlerce vali arasında öne çıkan Halil Rifat Paşa’nın bu söylemi kulağımızda, gezilerimizde memleketin her köşesini ziyaret etmek için uğraş gösteriyoruz. Ve her defasında yeniden hayranlık duymaktan kendimizi alamıyoruz.
Geçtiğimiz hafta Çatalzeytin’deki temaslarımızın ardından sahilin bizi götürdüğü yere kadar gittik.
Muhteşem bir deniz, güneş, kuş cıvıltıları, doğa harikası bin bir çeşit aroma yayan çiçekler ve ağaçlar… Tüm bunlara rağmen sahilde her şeyin yolunda gittiğini söylemek pek mümkün değil. Doğrusu sahil yolunun yolunda gittiği söylenemez; duble virajlar yüzünden…
Abana ve İnebolu’dan sonra daha çok kendini hissettiren virajlar, Karadeniz’in gizli cennetlerinden Hoşalay’da yani Doğanyurt’ta bir mola vermemizi sağladı.
Denize sıfır, peyzajıyla İstanbul’daki birçok mekanı kıskandıracak nitelikte olan belediyenin sosyal tesisinde ufka doğru dalmışken, hemen ilerimizde Doğanyurt Belediye Başkanı Ahmet Kaya’nın belirdiğini fark ettik.
Ahmet Başkan, yanımıza geldiğine hiç şüphe duymadığımız misafirperverliği, bize aidiyet duygusunu hissettirdi.
Karadeniz’in hırçın havasını hoşgörüyle karşılayan Hoşalay’ın, hoş gören, hoş sohbet eden başkanıyla başladık memleket üzerine koyu bir sohbete…
Birçok hastalığın doğal ilacı olarak kullanılan kestane balının ana vatanında, doğdukları yurtta barınamayanların ve doğdukları yeri bırakmayanların hikayelerine tanık olduk konuştukça.
… İnsani ilişkileri ve yaptırım gücüyle bulunduğumuz zaman diliminde ön plana çıkan ‘Hep birlikte olursak Doğanyurt’ta var oluruz’ söylemiyle ise 21. yüzyıl sonrası da isminin hatırlanacağına emin olduğumuz Hoşalay’ın hoşgörülü, hoş sohbetli Başkanı Ahmet Kaya ile olan söyleşimizi, kesintisiz bir biçimde SÜRMANŞET’e aktardık…
***
Kastamonu’nun en az nüfusa sahip ilçelerinden biri olan Doğanyurt’ta belediye başkanı olmanın zorlukları nelerdir?
Biz göreve gelirken bu işin zorluklarına da talip olduk. İlçemizde nüfus sebebiyle yaşanan ve yaşanacak ekonomik zorlukların farkındaydık. Nüfus ne kadar az olursa olsun bizim gibi yerel yöneticilerin bu durumdan şikayet etme ya da hizmet yapmamak için mazeret üretme lüksüne sahip olmadığını düşünüyorum. Hem şahsi düşüncem hem de yerel yönetime bakış açım budur. Ben devletimizin bize sunduğu kısıtlı imkanlar dışında, beşeri münasebetlerimle belediyeme ve ilçeme kazanımlar elde ettirmek azminde ve gayretindeyim.
İlçede tarıma ya da sanayiye yönelik faaliyetler bulunuyor mu?
Şuana kadar sanayi anlamında bir müracaat gerçekleşmedi. Ancak böyle bir talep geldiği takdirde her türlü imkanımızı seferber edeceğimizin bilinmesini isterim. Öte yandan ilçemizde iktisadi önem arz eden 2 tane üretim var. Bunlardan biri fındıkçılık diğeri de kestane balıdır. Bireysel çabalarla sürdürülen bu girişimler, ilçe halkımıza önemli ölçüde katkı sağlıyor. Yılda 2 bin ton civarında fındık, 80 ila 100 bin ton arasında kestane balı üretimi gerçekleştiriliyor. Özellikle adına festival düzenlediğimiz Doğanyurt Kestane Balı’nın özel bir içeriğinin olduğunu söyleyebilirim.
Peki, bu balı bu kadar özel kılan nedir?
Doğanyurt Kestane Balı’nın televizyonlarda satışı yapılan ürünlerle hiçbir ilgisi yoktur. Bugün herkes balıyla övünüyor. Hilekarlığın çok olduğu bu sektörde bal ile ilgisi olmayan birçok ürünün satışı gerçekleştiriliyor. En iyi ihtimalle de çiçek balına kestane aroması veriliyor. Bizim ilçemizde üretilen bal tamamen doğal ve gerçek.
Markalaşma ya da satış ağı oluşturma yönünde bir çalışmanız var mı?
Şu an markalaşma ve patent alımı noktasında çalışmalarımız mevcut. Bu konuda üniversite ile iyi bir çalışma yapmamız gerekiyor. Satış noktasında ise ürünlerin reklama ihtiyacı olmadığını söyleyebilirim. Üretilen yaklaşık 100 bin ton bal, çabucak tükeniyor. Yani anlayacağınız yok satıyoruz.
Bir sahil kasabası olan Doğanyurt’ta balıkçılık ne durumda?
Maalesef Doğanyurt’ta profesyonel balıkçılar yok. Aslına bakarsanız bu Kastamonu sahilinin ortak sorunu. Balıkçılık Doğu Karadeniz’de profesyonel anlamda yapılıyor. Onlar balığı ilçemizde çıkarırsa anca kar ediyoruz. Balıkçılarımızın birlik olması hem kendi menfaatlerine hem de Kastamonu menfaatine olacaktır.
Resmi kayıtlarda ilçe nüfusunun bin 300 olduğu belirtiliyor. Bu rakamı artırmak için yakın köyleri belediye sınırlarına dahil etme gibi bir çalışmanız bulunuyor mu?
Doğanyurt’ta 27 köy var. En yakın köyümüz 2 kilometre uzaklıkta. Daha önceleri köylerimizi belediye sınırlarına katma girişimlerimiz oldu. Ancak özellikle imar endişesi taşıdıkları için olsa gerek köylerimiz bu konuya sıcak yaklaşmadı. Ülke gündeminin rahata kavuşmasının ardından Bütünşehir uygulamasının gündeme geleceğini düşünüyoruz. Uygulamayla birlikte Türkiye’de büyükşehir olamayan illerin bütünşehir olması öngörülüyor. Yani bütün köyler ilçe mücavir alanı içerisinde sayılacak.
Bütünşehir olmanın faydası ne olacak?
Doğanyurt mevcut ilçe nüfusu itibariyle Kastamonu’nun en küçük ilçeleri arasında. Ancak genel nüfus olarak değerlendirildiğinde 8 bin nüfusumuzla tüm ilçeler arasında 9. sırada yer alıyoruz. Bütünşehir yasasında aldığımız ödenek bu nüfusa göre belirlenecek. Şu anki aldığımız paranın neredeyse 8 katını alacağız ve daha iyi hizmet verebileceğiz.
Kastamonu ve İstanbul’daki yerel yönetimlerle kurduğunuz iyi ilişkilerle de öne çıkıyorsunuz. Bu yönünüzün ilçeye katkısı olduğunu düşünüyor musunuz?
İlçeme zarar verecek her türlü davranıştan uzak durmaya çalışıyorum. Bu durumun aksi ego tatmini olur. Yerel idarecilerle ya da devlet yöneticileriyle kötü ilişkilerimin olması benden önce ilçeme ve yöreme zarar verir. Şahsi dostluklarım sayesinde bugün ilçemiz önemli kazanımlar elde etti. Büyükşehirler için belki şuan sahip olduklarımız önem arz etmez ama bizim için bunlar birer nimet. Misal, balıkçı barınağı mevkii olarak adlandırdığımız bu alan önemli bir sosyal yaşam alanına döndü. Düğün salonu, halı saha, oturma alanları, çevre düzenlemesi, bunları hep kurduğumuz iyi ilişkiler sonucu, belediyemiz bütçesinden harcama yapmadan elde ettik.
Doğanyurt dışında bir de torunlarınıza çok düşkün olduğunuzu biliyoruz. Dede olmak neler hissettiriyor size?
Ben önce eş, sonra baba, sonra da dedeyim. Allah’a şükürler olsun 5 tane kızım var. Hepsi aile ve tahsil hayatlarında oldukça başarılı. Kızlarım benim için can. 3 de erkek torunum var, onlara şehzadelerim diye hitap ederim. İnanın bu duyguyu anlatmaya tarif edecek bir kelime yok.
Türkiye genelinde yaşayan ne kadar Doğanyurtlu var?
Yaklaşık 50 bin Doğanyurtlu, Doğanyurt dışında yaşıyor. Sadece İstanbul’da 40 bin civarında hemşerimiz var. Zaten Kastamonu’dan İstanbul’a göç edenlerin yüzde 70’inin sahil ilçelerinden oluğunu görürsünüz. Kastamonu’nun iç kesimlerinde sahil ilçeleri kadar göç yoktur. Onların oldukları yerde doyma ihtimali bizden daha fazla.
Sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çok üretken olan da var, durağan vaziyette olanda. Herkesin elinden geleni yapmaya çalıştığına inanıyorum. Zaman zaman daha iyi olması adına birbirimizi kırdığımız da oluyor. Ancak bu kırgınlıkları uzatmanın manası yok. Ben hemşerilerimin her zaman birlik olmasını temenni ederim. Bu sebeple de Doğanyurt Federasyonu’nun önemli bir misyonu üstlenmesi gerektiğini düşünüyorum; daha iyi organize olması, mevcut durumu revize etmesi gerekir. Derneklerimiz dışında iş adamlarımızın da ilçemize katkıları bizi memnun ediyor. Sizin de yakından tanıdığınız Bahattin Üründü ve Üründü kardeşlerin hepsi, Kudret Kayran Doğanyurt’un merkezinde oturmamalarına rağmen ilçemize katkılarını esirgemezler.
İlçede ulaşım konusunda yapılan çalışmalar ne durumda?
Kastamonu’ya direk bağlantı çalışmamız devam ediyor. Üç grup yolumuz bulunuyor, ikisinin asfalt çalışması bitti. Alt yapısı bitmeyen köy yollarımız var bu sebeple oralarda henüz çalışma gerçekleştiremiyoruz.
Doğanyurt’u da yakından ilgilendiren Karadeniz Sahil Yolu’nun Kastamonu ayağı bir bakıma tıkandı. Bu durumu neye bağlıyorsunuz?
Önümüzde yenilenecek bir seçim dönemi var. İnşallah bu seçimde bizim vekillerimiz A takımında olur. Çünkü yedekteki 11 bizi kurtarmıyor. Bu projenin başlanması yönünde bazı arkadaşlarımızla birlikte yetkili mercilere özel girişimler başlattık. Ancak asli görevi bu konuyu takip etmek olan kişiler gündeme bile getirmedi. Şimdilik güzargahın kesinleştiği, önümüzdeki yıl ihalesinin gerçekleşeceği netleşti. Karadeniz Sahil Yolu’nun Kastamonu ayağının tamamlanması bazı değerlerimizin ısrarlı yaklaşımları sonucu da sağlanabilir. Bugün Türkiye ekonomisine yön veren, gündemi belirleyen önemli zenginlerimiz var. Ne yazıktır ki birçoğu da sahil ilçelerine mensuplar. Bir tanesinin bile bu iş bitecek demesi kafi oysaki. Sahil evladı olmanın gereklerini yerine getirsinler. Büyüklüklerini sahil yolunda göstersinler.
Son olarak yaklaşan Kurban Bayramı vesilesiyle de hemşerilerinize bir mesajınız olacak mı?
Tüm Kastamonuluları ve Doğanyurtlu hemşerilerimi hasretle kucaklıyorum. Şimdiden bayramın huzur, bereket, mutluluk ve sağlık getirmesini temenni ediyorum. Hemşerilerimin Doğanyurt meseleleriyle en az benim kadar ilgilendiklerine inanıyorum. Hep birlikte var olursak Doğanyurt’ta var oluruz. Bunu hiçbir zaman unutmayalım.
Röportaj: Hüseyin Karadeniz