“Sana değer veriyorum.”
“Senin kararların benim için çok önemli.”
“Sen benim için çok DEĞERLİSİN!”
Bu sözler böyle uzar gider. Uzar da nereye kadar gider gider belli değil. İçi boş sözleri hayatımıza doldurmaktansa, kısa ve özlü cümlelerle hayatımızda satır boşlukları olan cümleler kursak olmaz mıydı?
Gerçek olsun mesela, inanılır olsun, dolu olsun yüreğe ektiğiniz darı.
Boşluk bırakmasın yani.
Sevgili halam” Kızım boşluk iyi değildir, kolay dolmaz, boşlukta her şey olur!”der.
Hangimizin hayatında yeri dolmayan insanların varlığının oluşturduğu derin boşluk kalmamıştır ki!
Önemli olan bence şu ki; boşlukları sonraki zamanlarda daha fazla boşluk oluşturacak şekilde doldurmamak. Onun açtığı yara daha derin, daha karanlık ve daha kesif.
Sorun şu ki; boşluğun boşluğunu nasıl dolduracaksınız o zaman.
Ne yapacağız yani?
Geliyoruz anahtar kelimeye; değişime tabii ki…
Değişimden korkmamak lazım.
Odasının dizaynını değiştirmekten korkan insanlar var bu memlekette. Sokağını değiştirmeyenler, hep aynı yoldan gidenler. Aynı yerde aynı aynı şekilde oturmaya devam edenler var.
“İnsan alışkanlıkların çocuğudur.” Demiş yazar.
Doğru ama hayatımızı alışkanlıkların bizi esir edecek, özgürlüklerimizi kısıtlayacak kadar dar alanda yaşamamak lazım.
Geniş bir ovanın sizde bıraktığı ufukla, küçük bir tepenin hissettirdikleri aynı olabilir mi?
Elbette olamaz.
Hayatımızı büyük taşlardan küçük taşlara doğru doldurursak, ayrımı ve analizi daha iyi yapabiliriz diye düşünüyorum.
Önemli olan şu ki, hayatınızda boşluk oluşturacak haller elbette olabilir. Ama toparlanmak ve yeniden yapılanmayı göze almak lazım.
Şarkıda söylendiği gibi;” Düştüksek kalkabilmeli”
Hayata yeniden değer katabilmeli ve değerlendirebilmeliyiz.
Değer mi? Değmez mi? Siz karar verin.
Ramazanın kalan günlerini geride bıraktıklarınızdan daha bereketli geçirmeniz dileğiyle.
Selam ile.