O zaman atmış yedi il vardı Türkiye’de. Kıp kısa askerlik için Kırkağaç’taydım. Ne kadar kısa olursa olsun askerliğin bir vazgeçilmezi vardır. O da, kaytarmaktır.
Futbol takımı seçmeleri için bizi stadyuma toplamışlardı. Sıramızı bekliyorduk. Biz, üç arkadaş tribünde yan yana oturmuş, yarı izliyor yarı söyleşiyorduk.
Hemen solumda, yarım metre kadar uzağımda birisi de yalnız başına sırasını bekliyordu. Can sıkıntısından olsa gerek hafifçe omzuna dokundum ve: “ Birader, nerelisin ?” dedim. O da duraksamadan: “ Kastamonuluyum” dedi. “ Sizin oradan hep ayı çıkarmış, öyle mi?” dedim ve arkadaşlarıma döndüm.
Durdu, düşündü. Bizi gözden geçirdi. Biz üç kişiydik. Sustu ve yaklaşık bir yedi sekiz dakika sonra bu kez o benim omuzuma vurdu; “Birader” dedi. “Sen nerelisin ?”… “ Ben de Kastamonuluyum” dedim. Bir an şaşırdı. Yüzüme baktı ve gülerek : “ Ulan” dedi. “ Atmış yedi ilin atmış altısına bir kulp bulmuştum ama Kastamonuluyum diyeceğin hiç aklıma gelmemişti”.
Öldü. Işıklar içinde yatsın. Ama ne o, ne ben ayıdan hiç utanmadık…
* * *
Günün birinde (benim de sevip saygı duyduğum) bir parlamenterimiz “Gastamonu uşağından köçek olmaz “ dedi, kestirip attı. Ardından “Gastamonu”da köçeklik bitti. Sinop, “bizde var” dedi, Kırşehir sıraya girdi, Mersin bile…
Köçeklik nedir? derseniz bence, Türk kültürünün yarattığı en önemli sanatsal figürlerden biridir.
Orta oyununda İbiş’i oynayan oyuncu gerçekte ne kadar salaksa ( ki en iyiler bu rolü üstlenirler) köçek de o kadar cinsiyeti tartışılır oyuncudur.
Zenneyi bilmeyenlerin bakışıyla yitirdiğimiz bir figürdür köçeklik.
Bir de şunu söylemeliyim: Köçekler, bizim köy düğünlerinde genç kızların ilgisini en çok çeken figürler olmuşlardır. O zaman ya bizim bütün genç kızlarımız “cins”ten anlamıyorlar, ya da biz sanatla erkekliği birbirine karıştırıyoruz.
Cadılar bayramında cadı maskesi takan tüm kadınların gerçekten cadı olma şansları nedir dersiniz?
Yağlı güreşleri de yasaklayalım öyleyse. Rakibinin yağlı kispetinin içine el atıyor nasılsa güreşçiler.