İstamonu Yazarlar
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Harman Yeri

Harman Yeri

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Bugün sizlerle geçmişi anmak ve o günlere hatırı sayılır bir ziyaret yapmak istiyorum. Ramazan ayında geçmişi yad edip, geçmişlerimizin ruhlarına da bir Fatiha göndermeyi de hatırlamış oluruz.

Dört tekerlekli ve dingili olan kömüş koşulu araba, deste deste buğday yüklü halde ilerlerken, elimizde dalından yeni toplanmış burnu kızıl erikleriyle harman yerine doğru gidiyorduk. Harman yeri dediğimiz yer ise köyün biraz daha dışında boş bir alandı. Köyde bulunan herkesin birkaç yüz metre karelik alanları olurdu. Anlayacağınız harman yerinde herkesin harmanı olurdu.

Ramazan ayının ağustos ayına denk düştüğü yıllarda daha ben çocukken, herkesin o güneşin altında kavrula kavrula, susaya susaya buğday ve arpa yığınlarından uçuşan güneşte kurumuş saman saplarının insanın koynuna girdiği zamanlarda babalarımız, annelerimiz oruçlarını aksatmadan tutarlardı. İradelerini düşündükçe ne kadar kuvvetli olduğunu şimdi daha iyi anlayabiliyorum.

İşte o günlerde bizlerde harman yerine serilen buğday harmanına kurulan düğen üzerindeki koca taş gibi oturur akşama kadar elimizde yaba ile öküzlerle beraber hep aynı istikamette dönerdik. Burnumuza buğday saplarının çakmak taşlarıyla buluştuklarındaki sesle beraber ortaya çıkan keskin koku gelir ve keyif alırdık. Akşam olduğunda ise akşama kadar düğenin altında ezilen saplar ile buğdayları ayırmak için küçük yığınlar rüzgara karşı kurulurdu. Sonra büyüklerimiz ellerine aldıkları saman yabaları ile havaya doğru kaldırır, sapla samanı birbirinden ayırırlardı. Tabi koynunuza giren saman da yanınıza kar sayılırdı. Bu iş de bittikten sonra buğdaylar kileler halinde çuvallara doldurulurdu. Doldurulan çuvallar arabalara dizilirdi. Sonra arabaların üzerlerindeki çuvalların üzerine de biz otururduk. Ve öylece yola koyularak köydeki evimize doğru yol alırdık. Saman ise harman yerinde kalırdı. Köydeki eve vardığımızda ise buğday çuvalları ambardaki heykillere doldurulurdu.

Hasat zamanı, harman zamanı bu şekilde on beş güne yakın sürerdi. Sonra patos makinesi çıktı. Sonra biçer döverler. Bizim on beş günde yaptığımız harman zamanı birkaç güne iniverdi. Hatta artık harman yerine bile taşınmıyor buğdaylar, arpalar saplarıyla birlikte. Her şey tarlada olup bitiyor.

Tabi o günlerin büyükleri şimdilerde yoklar. O günün küçükleri bizler aldık onları yerlerini. Şöyle gözümün önünden geçiverdi de o günün adamları ve kadınları… Rabbim mekanlarını cennet eylesin. Kazandıkları mal, mülk ve para burada kaldı. Yaşadıkları iyi ve kötü şeyler ise ahiret yükü olarak yanlarında kaldı. Öğrettikleri şeyler için her birine teşekkür ediyorum. Rabbim öğrettikleri hayırlı ilimler ve uğraşlar için amellerine katsın diyorum.

Hayırlı bir ramazan dileklerimle sizleri selamlıyorum. 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!