Yaşar Kızılkum

TÜRKİYE’NİN KREDİ RİSK PRİMİ (CDS)

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

2018 sonrasında süreç, devreye alınan politikalar, yabancı portföy yatırımları ile ilgili düşünceler ve artan belirsizlik ülke risk primini yukarı taşıyan ana gelişmeler konumundaydı.

2022 yazında 900bp, 2023’te ise mayıs öncesinde 700bp seviyelerine dek ulaşan CDS ana eğilimini gördük. Seçimlerden sonra ise para politikasının gecikmeli de olsa olması gerektiği patikaya oturması, maliye politikalarında “sıkı düşünce yapısının” yeniden ön plana çekilmesi, yabancı yatırımcıya ve bilhassa portföy akımlarına yönelik düşünce yapısındaki değişim, verilen mesajlar ve Bakan Şimşek’in dış dünya ile kurduğu temaslarda artan trafik CDS’in bu kez ters yönde hareket eder duruma gelmesine imkan tanıdı.

Bugün CDS, 350bp seviyesinin aşağısında işlem görüyor. 2024 ile birlikte özellikle CDS’in 300bp’nin altı eğilim gösterdiği senaryo tam anlamıyla “normalleşme” olarak da okunabilir.

Doğrudan yatırım ya da portföy yatırımlarında önemli bir değişim izlemiyoruz. CDS oranlarındaki düşüş elbette ülkemize sermaye giriş konusunda olumlu bir işaret veriyor. Fakat yeterli değil. CDS oranının düşüşü ülkenin temerrüt riskinin azaldığına işaret eder. Yerli ya da yabancı yatırımcılar açısından sermaye girişinin boyutunu belirleyen ana unsur ülkenin derecelendirme notudur. Son dönemde derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin not görünümünün de iyileştirme yapması elbette olumlu bir gelişme. Fakat mevcut not seviyelerimiz oldukça düşük olduğu için Türkiye’ye yüklü sermaye girişi beklemek çok gerçekçi görünmüyor. Risk primindeki bu düşüşün nota yansıması durumunda gerek doğrudan yatırımı olarak girişlerde artış beklemek daha gerçekçi olacaktır.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!