Hüseyin Karadeniz ile SÜRMANŞET’in Konuğu: Murat Çalık…

Kültürümüzün canlandırıldığı ve davet aldığımız ortamlarda bulunmanın memnuniyetinin yanı sıra Kastamonu ateşini söndürmeyecek neferlerin Türkiye’nin her yerinde olması bizleri daima gururlandırıyor… Geçtiğimiz hafta TÜMKASDER Kastamonu Kültür Evi’nin açılışına katılmak üzere İstanbul’dan işadamlarımız Mehmet Tekin ve Cemil Ekşi ile birlikte Çorlu’ya gitmek için yola koyulduk. Sanayinin gelişmesiyle birlikte hızla göç alan Çorlu’da Kastamonulular da zaman içerisinde önemli bir nüfus edinmiş. Yaptığı etkinliklerle sadece Kastamonuluların değil bölgedeki diğer hemşeri derneklerinin de dikkatini çeken TÜMKASDER sadece bir dernek! Takip ediyor, üretiyor, hemşeri işbirliğine önem veriyor, Türkiye Trakya’sındaki Kastamonuları bir araya getirmeye çabalıyor…

Göç ettiğimiz bölgelerde nüfusun çok olmasının bu zamana kadar hep dezavantajını yaşarken, il merkezine 37 kilometre uzakta olan Çorlu’da bugünlerde Kastamonulular tek sesliliğin avantajını yaşıyor…

Bu haftaki Hüseyin Karadeniz ile SÜRMANŞET’in konuğu Kastamonu ateşini canlandıran neferlerden biri TÜMKASDER Genel Başkanı Murat Çalık…

Kısa süre önce kurulmasına rağmen görünen o ki; TÜMKASDER Kastamonu kültürünü başta Çorlu olmak üzere tüm Trakya ’da hızla yayıyor… TÜMKASDER’i kurma fikri nasıl ortaya çıktı?

Yaklaşık 1,5 yıl önce İstanbul’dan Çorlu’ya taşındım. Burada Kastamonulular adına 10 yıl önce kurulan ve daha sonra sahip çıkılmayan bir dernek bulunuyordu. Kültürümüzün yaşatılması ve bulunduğumuz yere aktarılması için gelir gelmez yeni bir oluşum için çalışmalara başladım ve TÜMKASDER’in faaliyetlerine başlamasında öncü oldum. Derneğin kurulma aşamasında faaliyetlerini Çorlu’da sürdüren Kastamonulu işadamlarımızı ziyaret ettik. Hepsinin ortak talebi de Kastamonu’yu ön plana çıkaracak faaliyetlerin yapılması yönündeydi. Çorlu’da 8-9 tane yerel gazete, birçok haber sitesi olmasına rağmen Kastamonu’ya dair olayların yer almaması üzüntüyle karşılanıyordu. TÜMKASDER olarak 1 yaşındayız, biz sahiden emeklemeden yürümeye başladık. Bugün de koşar adımlarla ilerliyoruz. Kastamonuluların neler yapabileceğini gösterdik.

Derneğin logosunda yer alan yıldızların bir anlamı var mı?

Elbette… 19 güzel ilçemiz var, bu ilçeleri yıldızlarımıza döşedik. Büyük yıldız da tabii ki Kastamonu’muz.

1.5 yılda 44 projeye imza attık

Çorlu’da yaşayan Kastamonulu nüfusu nedir? Hemşerilerimizin derneğe bakışı nasıl?

12 bin 500 civarında Kastamonulu yaşıyor. Bir yıl içerisinde bin 260 aileyi derneğimize üye yaptık. İstanbul’a oranla birbirimizi daha çok tutuyoruz. Tabii ki herkesin derneğe olumlu düşüncelerle bakmasını bekleyemezsiniz. ‘Dernekle işim olmaz’ diyen de var, gecenin yarısında ihtiyaç duyup arayanda. Durumu kötü olan 37 aile ile mevki sahibi olan Kastamonulu 37 iş adamını kardeş aile yaptık. Kastamonulu ailelerin evlerini gezip, bacasından duman çıkmayan evlere kömür gönderdiğimiz oldu. Van’da yaşanan deprem sonrası hemşerimizin talep etmesi üzerine yardımlar gönderdik. Kurulmamızdan bu yana sosyal ve kültürel alanda bunun gibi 44 projeye imza attık.

Bunlar derneğin öz kaynaklarıyla mı karşılandı?

Tamamen derneğin gönüldaşlarına ait, bizim bir aidatımız yok. Sadece kendi iş adamlarımızdan, esnaflarımızdan, bu tür faaliyetlere gerçekten gönül vermiş insanlardan destek alıyoruz.

Çorlu, İstanbul’dan sonra insanların yoğun olarak yaşadığı ikinci yerleşim yeri… Bu kadar göç alan bir yerde kaç tane il derneği bulunuyor?

76 tane il derneği bulunuyor. Fakat dernek faaliyeti adı altında buralar genellikle alkollü mekânlar. Bir elin parmağını geçmeyecek kadar dernekte alkol satılmıyor. Onların da hemşeri faaliyetlerinde aktif olduğu pek söylenemez.

Sizin aktif olmanız diğer dernekleri nasıl etkiledi?

İyi hizmet yapan dernekler daima engelleniyor. Yani Çorlu’nun elli kapısı varsa, herkes almış başını gidiyor, elli birinci kapı açılsın da yenilik gelsin istemiyorlar. Çorlu’da sadece iki partinin kadın kolları ve gençlik kolları çalışıyor, bunun dışında bizden başka derneklerde de kadın kolları ve gençlik kolları aktif değil. Yaptığımız faaliyetler, diğer derneklerin işleyişini hemşerilerinin sorgulamasına yol açtı. Böylece bazı il dernekleri etkinlik yapmaya başladı. Bunları gördükçe sağlam bir motivasyon ile ilerledik.

İstanbul’da da sivil toplum örgütlerinde çalışmalarınız var mıydı?

1998 yılında İstanbul Ticaret Odası’nda meclis üyesi seçildim. O günlerde Ticaret Odası’nda tek Kastamonulu meclis üyesi bendim Yurtdışı ziyaretlerimde hep içerlemişimdir; diğer odalarda kalabalık bir hemşeri grubu olurken Yozgat, Sivas, Kastamonu temsilcileri olarak odalarımızda tek kalırdık. Ekonomi ve nüfusun birbirine bağlı olduğunu o dönemde çok iyi anladım. Yine o dönemlerde Kas-Der’e canlılık getirecek faaliyetlerde bulunmak istedim fakat bazı engellemelerle karşılaştım. 2007’de dernek başkanlığı yaptım ve daha sonra kardeş derneklerimizde faaliyetlerde bulundum. Ancak Kas-Der ve Kaskon çatışmaları olunca ben bu grubun içerisinden çıkmak istedim.

TÜMKASDER kurulurken bu derneklerin üzerinde bir çatı olma görüşü mü hâkimdi?

Asla değil. Sadece birilerinin TÜMKASDER’i, Kas-Der’in ya da Kaskon’un çatısı altında faaliyet gösteriyor imajıyla taraf gösterip, ayrıştırmasını istemedik. Biz birilerinin tarafı olmak değil, merkezde kalmak istiyoruz; kimse kırılmasın. Trakya Bölgesi’ndeki tüm Kastamonuluları kucaklamak istiyoruz. Tekirdağ TÜMKASDER kuruldu. Çerkezköy’de ve Kapaklı’da kuruldu. Ergene ve Hayrabolu ‘dada TÜMKASDER kuruluş çalışmaları başladı. Biz Kastamonulular olarak Trakya’da artık sesimizi yükseltmeye başladık. Biz, Silivri’den bu tarafa hemşerilerimizin birbiriyle ilişki kurmasını sağlama amacındayız.

Fakat yine de tepki almaktan kurtulamadınız…

Geçtiğimiz günlerde TÜMKASDER yönetimimizle İstanbul Kas-Der ve Kaskon yönetim kurullarını ayrı ayrı ziyaret ettik. Neden sadece biz ziyaret edilmedik diye kırılmalar oldu. Kimseyle bir alıp veremediğim yok, ağabeylerimin ellerinden öpüyorum. Yaptıkları icraatları da kutluyorum. Biz sadece, şubeleriyle Trakya’da yapılaşmaya çalışan Kastamonulular derneğini oluşturmaya çalıştık. Yani benim amacım bu derneklerin üzerine çıkmak değil… Ancak gördüğüm kadarıyla yanlış algılandık. Bu sebeple olsa gerek kültür evi açılışımıza davet etmemize rağmen Kas-Der’den de Kaskon’dan da ne bir telgraf ne de bir çiçek geldi. Masamda Türkiye’nin önde gelen birçok isminden telgraf bulunuyor. Sağ olsunlar düşünüp göndermişler ama ben isterdim ki Kas-Der ve Kaskon da bir telgraf göndersin. Onların da bugün burada olmalarını çok isterdim, insan gerçekten üzülüyor. Bu sene haziran ayında 100 çocuğumuza toplu sünnet şöleni yapacağız İnşallah o şölene katılırlar.

Hemşerilerimiz çok ortaklı ticari faaliyetlerin içerisinde bulunmaktan çekinirken bir de Dostamonu’yu kurdunuz. Beklentiniz ne bu oluşumdan?

Plakamız sebebiyle 37 ortakla yola çıktık, iyi gidiyor ve muhtemelen 70 ortağa çevireceğiz. İlk projemiz, Çorlu’da inşaat yapmak. 20-25 daire ile başlayıp büyütmeyi düşünüyoruz. Birkaç engele takıldık ama şu an iyi gidiyoruz, normalde bizler, çok ortaklı işleri yürütemiyoruz ancak dileğimiz bu işin nasıl yürütüleceğini gösterebilmek. Doğduğumuz değil, doyduğumuz yerdir vatanımız, bu hususla burada kazanmak, burada harcamak ve herkese örnek olmak istiyoruz.

İstamonu büyük bir ses

Bireysel olarak uğraştığınız bir ticari faaliyet var mı?

Asıl işim hayvancılık. Süt ve besi üzerine tesisimiz var.

Peki, siyasete atılmayı düşünüyor musunuz?

Hayır. Asla!

Gazetemizle ne zaman tanıştınız?

Bu dernek olmadan önce de gazetenizi takip ediyordum. Bana göre sadece İstanbul’un ya da Kastamonu’nun değil, Türkiye’nin gazetesisiniz. Çünkü Adana’dan, Ankara’dan birçok insan sizi takip ediyor ve ben sizin büyük bir ses olduğunuzu düşünüyorum.

Son olarak hemşerilerinize neler söylemek istersiniz?

Türkiye’nin il ve ilçelerinde; derneklerine, hemşerilerine sahip çıksınlar. Kas-Der ya da Kas-Kon ile bizi çatıştırmaya çalışan hemşerilerimize de sesleniyorum; bizi eleştirmek yerine proje önersinler. Biz herkese eşit mesafedeyiz.

8 Soru 8 cevap

İstanbul?

2.300.000 Kastamonulu!

Kastamonu?

Şerife Bacı!

Anne?

Her şey!

Vatan?

Kurtuluş Savaşı ve Kastamonu!

Bayrak?

Kanımız!

Emek?