Murat Güven ile Sürmanşet’in Konuğu: Mehmet Diribaş…
Röportör: Murat GÜVEN
Kaç yıldır dernekçilikle uğraşıyorsunuz?
23 yıldır dernekçiliğin içindeyim, öğrencilik yıllarımdan beri STK’cıyım. 1989’dan beri Kas-Der üyesiyim. Halen başkanı olduğum Azdavay Federasyonu’nu arkadaşlarımızla birlikte kurduk, kurucu başkanıyım. KASKON’un kurucuları arasındaydım ve halen genel sekreteriyim.
Mehmet Diribaş Kastamonu dernekçiliğine ne katmıştır?
Şimdi bakın, biz seyirci kalan bir toplumuz; tencerede pişirip kapağında yiyen bir yapımız var. Bize birileri bir şeyler empoze etmiş ve biz de toplum olarak eyvallah demişiz, şükretmişiz. Bizim gerçeğimiz bu. Sorunuzun yanıtına gelince; Kastamonu STK’sı için elini taşın altına koyanlardan oldum. Size yaptığım hizmetlerin toplum nezdinde karşılık bulup bulmadığıyla ilgili ve bana doğru yolda olduğumu hissettiren bir anekdot nakledeyim; Cazibe Grubu dönem başkanlarından Nihat Ünal ağabeyim birkaç toplantıda yüzlerce kişiye hitaben şöyle söylemişti: “Biz yıllardır kendi aramızda farklılıkların, ayrılıkların nedenlerini düşünüp tartışırken, bizim dışımızda devam eden oluşumları kenardan izlerken, tüm olanlara seyirci kalırken ortaya çıkıp kendi düşüncelerimizi seslendirmeyi düşünmemiştik. Kendi adıma şunu söylemeliyim ki gittiğim her ortamda kalkıp söz alabiliyorsam ve kendimi ifade edebiliyorsam bunu Mehmet Diribaş başkanıma, kardeşime borçluyum.” Demek ki biz hemşerilerimize kendini ifade edebilme cesareti, psikolojik güç vermişiz. Bu bile ben buradayım diyebilmek için önemlidir.
KASKON (Kastamonulular Konfederasyonu) olarak olağanüstü kongre kararı aldınız ve siz bundan sonra mevcut başkan Selami Çelebioğlu ile birlikte hareket etmeyeceğinizi deklare ettiniz. Bu konuyla ilgili neler söylersiniz?
Evet, bugüne kadar olan şartlarla, bugüne kadar olan yöntemlerle Selami Çelebioğlu’nun yanında olmayacağım. Selami Çelebioğlu elbette saygı duyduğum iyi bir Kastamonulu. Ancak bizim beklentimiz, bizim çizgilerimiz, STK yapılanması dahilinde hareket edecek, STK’yı oluşturan unsurların bütün hepsinin aktif katılımını sağlayacak ve tabana yaygın bir güç katacak konfederasyon yapısını sağlamak. STK’ların şirket mantığıyla, yönetilmesine karşıyız. Çağdaş, katılımcı bir yönetim anlayışını, öğrenen organizasyonu benimsiyoruz.
KASKON başkanlığına aday mısınız?
Sayın başkanla geçtiğimiz günlerde bir görüşmemiz oldu, önümüzdeki günlerde bir görüşmemiz daha olacak. Biraz önce anlattığım taleplerimizi ileteceğiz, bu görüşmeden çıkan sonuca göre hareket edeceğiz.
Taleplerinizin kabul görmemesi durumunda Kaskon başkanlığına adaysınız demek midir bu?
Evet. Aksi durumda Kaskon başkanlığına aday olacağım.
İstanbul’daki Kastamonulu STK’ların birleşme çabası yine yarım kaldı. Siz aday olursanız ve başkan seçilirseniz Kastamonu birliği adına yeni bir şans doğabilir mi?
Evet. Sözünü ettiğiniz birleşme çabalarında en önde olan isimlerden biri bendim. Tüm kalbimle inanmıştım birleşmeye. Ancak karşılıklı yanlış anamalar neticesinde bu birleşme sağlanamadı. Eğer aday olursam ve akabinde seçilirsem bu birleşmeyi sağlamak için elimden geleni yapmaya hazırım. Niye olmasın… Konu Kastamonuysa başımızın üzerine. Bu kadar basit. Vatan haininin çıkmadığı bir toprak, bu toprakta bizim anlaşamama şansımız var mı? Yok. Bizim kavga nedenimiz yok. Türkiye toprakları üzerinde en homojen; Sunni ve Türkmen karakteristiği olan güç biziz. Sivas’ta mozaik vardır. 40 çeşit insan vardır. Biz de farklılık yok, bizim bunun kıymetini bilmemiz gerekir. Kastamonulular olarak birbirimizin külüne muhtacız. Kendi değerlerine sahip çıkamayanlar, başkalarının tahakkümü atında yaşamaya mahkumdurlar.
“Ben kendimi bildim bileli siyasetin içindeyim”
Zaman zaman Mehmet Diribaş siyasi anlamda bir yerlere gelebilmek için dernekçilik yapıyor eleştirileri oluyordur. Bu eleştirileri nasıl karşılıyorsunuz?
1989-90-91 yıllarında SHP (Sosyal Demokrat Halkçı Parti)’de İstanbul il gençlik yönetiminde Şişli temsilcisiydim. 1992’de CHP yeniden kurulduğunda Ankara Keçiören ilçe gençlik kolu başkanıydım, genel merkez gençlik kolunun üniversite sekretaryasında çalışıyordum. Yani ben zaten siyasetin içindeydim.
23 yıldır STK’ların içinde olduğunuzu söylediniz. Dernekçilikle ilgili keşkeleriniz var mı?
Şükürler olsun, pişmanlığım, keşkelerim yok. İyi ki dernekçiliğe girmişim. Her şeyden önce kendimi tanımış oldum, toplumu tanırken kendini tanımlayabiliyorsun, bu çok önemli. Benim siyasal yaşamımda Kastamonulu olmanın büyük bir gücü var. Bunun her alanda artısını yaşadım. Farklı olduğumu hissettim.
Türkiye’deki sol-sağ kavramlarının algılanmasındaki sorunlar nedeniyle ortaya çıkan kutuplaşmalar hep vardı. Toplumun genelinin ‘sol’ a bakış açısı biraz ürkek. Sizin tanımınızla sol nedir?
Öncelikle, solculuk inançsızlık demek değildir.
“Elhamdülillah Müslümanım”
Algıda bir problem oluyor. Yani nereye kadar sol, nereden sonrası komünizm?
Önemli olan o algıyı yıkmaktır. Bakın ben Elhamdülillah Müslümanım, sosyal demokrat olup da çok net bir şekilde bunu söyleyebiliyorum. Solculuk eşitlikçiliktir, hakça paylaşımdır, emeğe saygıdır. Ben sermaye-emek çelişkisinde sermayeden yana tavır koyamam. Bütün insanların eşit olduğunu düşünürüm. Bu insanlığın ve sosyal demokrasinin evrensel ilkesidir.
Hz. Muhammed’in yaptığı bu değil miydi? Hz. Ömer’in yaptığı bu değil miydi? Ne kadar kötü bir şey senin inancınla benim inancımı karşılaştırmak, inançları sorgulamak. Herkes farklı da düşünebilir, önemli olan ortak paydalarda buluşabilmek. Türkiye’de sağ tarafından temsil edilmeyen azınlıklar özgürce fikirlerini ortaya koyabildikleri solu tercih etti; Kürtler, Lazlar diğer etnik gruplar bu yüzden sol partilerde kendilerine yer bulmuşlardır.
CHP (Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul il başkan yardımcısısınız. Sorumlu olduğunuz bir birim var mı?
Hemşeri örgütlenmesinden sorumluyum. Benimle birlikte il başkanlığında görevli, başkan yardımcısı bir Kastamonulu daha var; çok sevdiğim değerli hemşerim (Ağlılı) Çiğdem Ünal hanımefendi. Kendisi emekli sağlık personeli. Ayrıca ben İstanbul’daki CHP Gönüllüleri Hareketi’nin de başkanıyım; 39 ilçenin 22’sinde örgütlendik.
30 Mart 2014 yerel yönetimler seçimlerinde İstanbul (Beykoz)’dan belediye başkanlığına aday olacağınız da konuşuluyor, aday olacak mısınız?
Hayır. Böyle bir düşüncem yok ama İstanbul’da Beykoz dahil en az 3 ilçede Kastamonulu belediye başkan adayı olacaktır, olsun diye çalışıyoruz. Beykoz’un yanı sıra Fatih ve Kâğıthane’de de Kastamonulu adaylar olacak.
CHP İstanbul il başkanlığına aday olmak gibi bir düşünceniz var mı?
Hayır. Bizim şimdiki il başkanımız Oğuz Kaan Salıcı harika bir insan. Sonuçta ben ildeyim, bir gemide bir kaptan olur. İl başkanımız bizim hareketimizin mükemmel bir kaptanıdır, gerçekten güzel taşıyor işi ve bizim kendi jenerasyonumuz da ben de söylediği, yaptığı her çalışmanın altına imza atabilecek noktadayım, öyle bir anlayışımız var.
“Önümüzdeki dönem milletvekilliğine aday olacağım”
Belediye başkanlığına ve il başkanlığına aday olmayacağınızı söylediniz. Siyasette varmak istediğiniz yer neresi o zaman?
(Bilgisayar ekranındaki TBMM’den bir fotoğrafı işaret ederek) Takdiri ilahi uygun görürse tek hedefim burası. Ayrıca 2014 yerel yönetim seçimlerinin erkene alınma ihtimali bulunan ulusal parlamento seçimleriyle birleştirileceğini düşünüyorum.
CHP’de yönetim anlamında bir şeyler değişti mi, İstanbul il başkanı Oğuz Kaan Salıcı’nın yeri sağlam mı mesela? CHP’de vesayetten söz edilebilir mi?
İl başkanımızın yeri elbette sağlam. CHP’de vesayet söz konusu değildir. CHP’de özgürlükçü yapı var, bütün örgütlerinde çarşaf listeyle örgütün belirleyici bir yapı oluşturmaya çalışıyor. Bakın bu sistemle yılların Mehmet Yıldırım’ı (CHP eski Kastamonu Milletvekili) demokratik bir mücadele sonucunda büyük kurultay delegesi olamamış, Ayşenur Özden kurultay delegesi olmuştur. CHP özgürlüğün, çoğulculuğun partisidir; genel kurulda, kurultayda konuşması niteliğine sahip herkes söz alıp konuşabiliyor.
“Kılıçdaroğlu farklı bir lider”
Bu dönüşüm Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte mi başladı?
Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun anlayışı daha farklı, daha toplumcu ve tabana yaygın. Merkezden idare edilen, genel başkanın astığı astık kestiği kestik olup bir gecede göreve getirip ertesi sabah faksla görevden alınan yapıların bulunduğu bir CHP’den bahsetmiyoruz. Adnan Keskin gibi bir örgüt duayeni var; örgütlenmeden sorumlu genel başkan yardımcısı. Bütün örgütün yükü kendisinin omuzunda. Bir şey getiriliyor, herkesi dinliyor, her farklılığı görüyor ve örgütün karar vermesini sağlıyor.
Bir TV programında genel başkanınız Kılıçdaroğlu kendisine sorulan cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda Başbakan Erdoğan’a rağmen Abdullah Gül’ün aday olması durumunda CHP olarak Gül’ü destekleyebileceklerini ve İstanbul BŞB ile ilgili olarak da Mustafa Sarıgül’ü partide görmek istediğini söyledi. Sizce Kılıçdaroğlu bu sorulara açık yüreklilikle yanıt vermekle yanlış mı yaptı?
Hayır, elbette doğru olanı yaptı. Genel başkanımız açık görüşlü, açık yürekli bir siyasetçi. Daha doğrusu bilinen siyasetçi kalıbına uymayan bir kişilik. Açıklamalarında yer alan hususlar olmayacak şeyler değil.
“CHP, Kastamonu merkez ve 5 ilçeden belediye başkanı çıkaracak”
Partinizden Kastamonu’da bir belediye başkanının bile olmaması sizin, sizlerin büyük eksikliği değil midir?
Bizlerin eksikliği tabi. Ama önümüzdeki seçimler de en az 5 ilçenin belediye başkanlığını alacağız.
Hangi ilçeler bunlar ve adaylar kimler?
Abana, Azdavay, Çatalzeytin, Devrekâni ve Daday. Aday ismi açıklamak için çok erken ve bunu açıklamak bana düşmez. Ama bu seçimlerde CHP çok iddialıyız, bu ilçelerde bizim adaylarımız seçilecek.
Kastamonu merkezde belediye başkanı adayınız var mı?
Olmaz olur mu, elbette var; herkes tarafından sevilen kabul gören bir isim ama ismini sormayın, şu aşamada ve benim söylemem doğru olmaz.
“İSTAMONU’yu başarılı buluyorum”
Gazetemizle ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?
Çok iddialı çıktınız… Çıktığınız zaman keşke başarabilseler dememe rağmen başarılı olabileceğinize pek de inanmıyordum doğrusu, ama bugün inanıyorum. Bu alanda var olmanın zorluklarını biliyorum. Kolay değil, bir yanlış algıyı kırdınız. İnsanların belleğine “İSTAMONU bir Kastamonu gazetesidir” gerçeğini yerleştirdiniz. Bazı çevreler tarafından eleştirilebilirsiniz, emeğe saygısızlık edilmesine tahammül edemem. Gazetenizi başarılı buluyor, başarılarınızın devamını diliyorum.
“10 soru, 10 cevap”
Mehmet Bey, şimdi sırada eğlenceli bir bölümümüz var; sorduğumuz tek kelimelik soruların sizde uyandırdığı ilk çağrışımları tek kelimeyle özetlemenizi isteyeceğiz…
Kastamonu?
En sevdiğim toprak.
Siyaset?
Yarın.
Yarın?
Hizmet için güç elde etmek.
Dün?
İyi ki yaşadım dediğim zaman dilimi.
Din?
Manevi Sığınak.
Laiklik?
Herşeyi yerine koymak, karıştırmamak.
Atatürk?
Hayatımın en önemli unsuru.
Hangi takım?
Fenerbahçe
Kastamonuspor?
Taraftarlık anlamında eksikliğim.
Sizi en iyi hangi şarkı ifade eder?
Hiç düşünmedim.
(Karşılıklı gülüşerek) O zaman Mehmet Diribaş’ı anlatacak şarkı henüz bestelenemedi diyelim.
Röportaj için teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim. Bu vesileyle tüm hemşerilerimin yeni yılını kutlar, Kastamonululuk bilincinin yükseldiği nice yıllar dilerim.
Mehmet Diribaş Kimdir?
1971 Azdavay doğumlu. İlk ve orta öğrenimini İstanbul Şişli’de tamamladı. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü mezunu. 1988 yılında SHP İstanbul il ve Şişli ilçe örgütlerinde siyasi çalışmalara başladı. 1990 yılında Şişli Lisesi Mezunları Derneğini kurdu. Azdavay Ekspres Gazetesinde makale ve fıkra yazıları yayımladı. Ankara Azdavaylılar Derneği başkanlığı görevinde bulundu. Ankara’da, CHP’nin genel merkez ve ilçe örgütlerinde ve Demokrasi -Gençlik Vakfı’nın Ankara il yönetiminde yer aldı. Halen Azdavay Dernekler Birliği ve Azdavay Federasyonu başkanlığı ile Kaskon genel sekreterliği görevlerini sürdüren Diribaş, 2012 yılı mayıs ayından bu yana CHP İstanbul il başkanlığında hemşeri örgütlenmelerinden sorumlu başkan yardımcısıdır.
Asıl mesleği mali müşavirlik olan Mehmet Diribaş, orta derecede Fransızca bilmekte olup, evli ve Deniz Can, Emre Ulaş ile Ekinsu adında 3 çocuk babasıdır.