featured
  1. Haberler
  2. RÖPORTAJ
  3. Sürmanşet’in Konuğu: Ahmet Dal

Sürmanşet’in Konuğu: Ahmet Dal

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hüseyin Karadeniz ile SÜRMANŞET’in Konuğu: Ahmet Dal…

Her başarılı işadamının geçmişinde mücadelelerle dolu, zorlu bir yaşam söz konusudur mutlaka… Ve biliriz ki; her zorluğun altında bir başarı yatar. Burada önemli olan kişinin kendini keşfetmesi ve gücünün farkına varmasıdır.

Zanaat sahibi olarak kaybolmayacak bir bilezik sahibi olan Ahmet Dal da hayatın birçok külfetiyle genç yaşında, kendi isteğiyle tanışmış biri… Cesaretini yanına alıp, dürüstlük ve samimiyet ilkelerinden vazgeçmeyerek, bel bağladığı İstanbul’a karşı dimdik durmayı başarmış. Çalışmasının ve azminin karşısında sıcağa dayanamayan kar misali, erimiş tüm engeller. Kütüphaneler dolusu kitapların anlatamadığı, hiçbir okulun öğretemediği hayat derslerinin başöğretmeni olmuş zamanla…

Bu haftaki Hüseyin Karadeniz ile SÜRMANŞET’in konuğu; mücadele ağacının başarıya uzanan dalı: ÖZTREYLER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Dal…

Her geçen gün hedeflerini büyüten ve damper sektörünün öncü firmalarından birinde söz sahibisiniz. Geçmişten günümüze başarıyı yakalamak için nasıl bir süreç geçirdiniz?

1965 Cide doğumluyum. Babam memlekette ticaretle uğraşan bir adamdı, 8 kardeştik, durumumuz da fena değildi. 11 yaşına geldiğimde iş hayatına atılmam gerektiğini düşünerek İstanbul’un yolunu tuttum. Gurbete gideceğiz, faydalı bir insan olacağız amacıyla koptuk geldik bu koca şehre. İlkokulu 4’üncü sınıfta bırakmak zorunda kaldım. Ticarete erken yaşta atıldım. Hayat üniversitesini okuduk diyebilirim…

İstanbul’da ailenizle birlikte mi kalıyordunuz?

Hayır, bunun zorluklarını da yaşadım. Mesela; eskiden ev bulmak çok zordu, bekar adama ev vermezlerdi. Sütlüce’de çalıştığım esnada, Balat’ta oturuyordum. Kaldığım evde sabah kalktığımda deliklerden içeri kar yağardı.

Ustalık dönemine ulaşmak için nasıl bir yol kat ettiniz?

14 yaşına girdiğimde iyi bir usta olmuştum diyebilirim. İyi bir tornacı ve iyi kaynakçıyımdır. Hatta iyi de bir demirci ustasıyımdır. 1980 yılında yaşımı büyüterek 15 yaşında askere gittim. 17 yaşımda askerliğim bitmişti. 19 yaşında yoğun iş hayatına atıldım. Kolay, kolay insan bir yere gelmiyor. Akşamları çalıştığım işyerinde herkes gittikten sonra ben kalırdım ve 2-3 saat çalışırdım. Torna makinesinde rotların arasına parçaları yaparak 1 haftalık alacağım parayı o akşam mesaiyle alırdım. Patronum rahmetli Hasan dayıya “Bir iş aldım, yarısı senin yarısını benim” dediğimde “Tamam torunum” derdi. Hoşuna giderdi bu gayretim. Kendi hayatımızı kendimiz kazanmaya başladık. Başka şeyler de yapalım düşüncesiyle toptancılık yapmaya başladım. Toptan alır, pazarcılara satardım.

Israrlı mücadelenizin sebebi neydi?

Memleketten İstanbul’a geldik, başaramadık geri dönelim gibi bahanemiz olamazdı; burada tutunmak ve kalmak zorundaydık. Malayani şeylerle de uğraşabilirdik. Şükürler olsun öyle olmadık, daima gayret ettik ve çalıştık. Bugün çoğumuz gurbetçiyiz ve biliyorum birçok kişi benim yaşadığım zorlukları yaşamıştır.

İşimize aşığız

Genç yaşta hayata hızlı başlayışınız çevreniz tarafından nasıl karşılandı?

Bizim zamanımızda usta olmak büyük sorumluluktu. Küçük yaşta damper ustasıydım. Kimseyi inandıramazdımyaptığım işlerin ustası olduğuma. 1982 yılında Kaynarca’da ilk damper firmam olan Karadeniz Damperi kurduğumda birçok büyüğümüz inanılmaz derecede maddi destek vermeye hazırdı. Bu, zamanında bir nevi ektiğimiz dürüstlük ve çalışkanlığımızın bir meyvesiydi. Biz işimize aşığız. Mümkün olduğunca yaptığımız ürünü doğru zamanda ve doğru üretim şekliyle alıcıya ulaştırmaktır.

Öztreyler nasıl doğdu?

4 ortaklı bir akraba şirketiyiz. Kamyon üzerine ağaç kasa üretimiyle 1983 yılında faaliyete başladık. Kuruluşumuzdan 1 yıl sonra hidrolik damper imalatı yapmaya başladık.1986 yılında kamyonlara ilave üçüncü dingil üretimi ile montajını yaparak ‘Öz Damper ve Dingil Sanayi’ olarak faaliyetlerimizi sürdürdük ve 1993 yılında şirketleştik. 1997 yılına geldiğimizde ise ticari araç piyasasındaki yaşanan değişimleri göz önünde bulundurup; römork, yarı römork, şasi ve üst yapı imalatına geçerek üretim ağını genişlettik.Bugün yüzde 30 ihracat kapasitesiyle ülkemizde damper üretimi yapan önder şirketlerin başında geliyoruz.

Üretimin kapasiteniz nedir?

Tanker treyler imalatımızda 4 bin metre kapalı alana sahip fabrikamızda yılda 300 adet üretim yapıyoruz.17 bin metrekare alandaolan fabrikamızda ise yılda bin 650 damper üretimi yapılıyor.

Gelecek dönemde daha büyük atılımlar olacak mı?

Bu yıl Adapazarı Ferizli Organize Sanayi Bölgesi’nde 80 bin metrekare alanda, 800 kişiyi istihdam edecek ve yıllık 8 bin damper üretecek yeni fabrikamızın temelini atmaya hazırlanıyoruz.

Adapazarı’nı tercih etme sebebiniz nedir?

Türkiye’de her şeyden önce kalifiye eleman sorunu var. O bölgede biz bunu daha rahat aşabileceğimizi düşündük. Arsa daha uygun, ihracat açısından Haydarpaşa Limanı Karasu’ya iniyor, 3. Köprü daha yakın,kolay ulaşım imkânı, raylı sistemin kurulu olması gibi Adapazarı’nın buna benzer birçok artıları mevcut. Tüm bunları birleştirdiğimizde bizim önceliklerimizi karşılayan bir yer olduğu kanısına vardık.

İnşaat sektöründe de varız

Farklı alanda da faaliyet gösteriyor musunuz?

Öztreyler, treyler üretimin yanı sıra; özellikle Karadeniz Bölgesi’nde toplu konut projeleri yapıyor. Doğu Karadeniz’de şu anda inşaat alanında faaliyet gösteriyoruz. İstanbul’da da görüşmelerimiz var

İhracat yapıyorsunuz, hükümetin bu alanda sizlere sağladığı olanaklardan memnun musunuz?

Bugünkü iktidar bizim ufkumuzu açtı. Görüşümüzü farklı bir boyuta taşıdı. Ne yapmamız gerektiğini ve olumlu yöne düşünmemizi sağladı. Türkiye’den Afrika’ya ihracat yapacağız, bunu hayal bile edemezdik. Kaldı ki böyle bir hayalimizde yoktu. Ama Sayın Başbakan olsun, Sayın Cumhurbaşkanı olsun işadamlarımızı da yanlarına alarak yurtdışı ziyaretlerinde birlikte oldular. Buralarda iş yapın dediler. Bu konuda ufkumuz açıldı. Türkiye’de birçok şeyin değiştiği gibi bizde değiştik. Artık hedeflerimizi büyük koyuyoruz. Yalnız bugünü değil;5 yıl, 10 yıl ileriyi hedefleyebiliyoruz.

Geçtiğimiz şubat ayında yapılan kongrede KASİAD yönetim kurulu üyeliğine seçildiniz. Kastamonulu sanayicilerle bir arada olmak nasıl bir duygu?

Aslında zaman fakiri biriyim. Her ay mutlaka yurtdışına iş seyahatlerim olur. Ama şu var; fırsat buldukça Kastamonu’muza ve hemşerilerimize ne gibi faydamız olur, neler yapabiliriz ve nasıl hizmet edebiliriz,düşüncesi hâkimdi. Bu düşünceyle KASİAD yönetim kuruluna seçildim. Bunun öncü unsurlarından biride Hüseyin Karadeniz’dir. Şahsınıza da bizleri KASİAD’da değerli isimlerle tanışmamıza vesile olduğunuz için ayrıca teşekkür ediyorum. KASİAD’ın gelecekte önemli bir misyonu yerine getirecek çalışmaları bugünden hazırlayacağına eminim.

Faaliyetlerinizi Kastamonu’ya taşımayı düşünür müsünüz?

Kastamonu’daki şartlar bizim işimizi orada sürdürmemiz için henüz olgunlaşmadı. İşimizi orada ürettiğimizi düşünsek bile, Kastamonu’dan İnebolu Limanı’na taşımamız mümkün değil. Ama ilerleyen günlerde başka alanda faaliyet gösterebiliriz, belki farklı alanda Kastamonu’ya yönelebiliriz. Zamanın ne sunacağı belli olmaz.

Peki, Kastamonu’ya gitmeye fırsat buluyor musunuz?

Geçmişimiz ve aile büyüklerimiz orada, bağımızı hiç koparmadık.Ama bir özeleştiri yapmak gerekirse hemşerilerimizi fazla tanımıyorum. Memlekete gidiyoruz, köyümüzü ziyaret ediyoruz sonra bir an önce İstanbul’a dönelim düşüncesiyle hareket ediyoruz. Kastamonu nasıl bir yerdir, orada yaşayanlar ne işle uğraşır bu konulara yönelmekte eksik kaldığımızı itiraf edebilirim. Fakat memleketimi çok seviyorum bundan hiçbir zaman şüphe duymadım.

Çocukluğunuza dair unutamadığınız bir anınız var mı?

8-9 yaşlarında salyangoz toplardık. Millet toplar benim ninemde günah diye bize toplatmazdı. Ninemden gizlice köy çocuklarına toplatıp eşeğe yükler, deniz kenarına getirir oradan satışını yapardım.

Son olarak Kastamonulu hemşerilerinize neler söylemek isterseniz?

Hemşerilerimin Allah yolunu açık etsin. Bugüne kadar işlerimizin bir düzene girmesi uğruna uğraşlar verirken Kastamonulu hemşerilerimizin içerisinde çok fazla olamadık belki, İnşallahönümüzdeki süreçte bu açığımızı kapatmak istiyoruz. İSTAMONU gazetemizin çalışanlarına ayrıca teşekkür ediyorum. İyi ki böyle bir gazetemiz var. Yöremize ve insanına hitap eden, bilgilendiren dolu dolu bir gazete. Her Kastamonulunun abone olarak katkı sağlamasını da umut ediyorum. Selam ve saygılarımı sunuyorum.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!