Hüseyin Karadeniz ile SÜRMANŞET’in Konuğu: Erdoğan Sürücü…
Aydınlatmaya ihtiyaç duyduğumuz her alanda kullanılabilen LED, gün geçtikçe hayatımızda daha önemli bir yer ediniyor. Endüstriyel ve dekoratif seçenekleriyle karşımıza çıkan LED paneller ise Türk mühendislerinin geliştirdiği patentle ve Küreli işadamı Erdoğan Sürücü’ye ait TLT Panelle Türkiye’de ilk kez üretilmeye başlandı.
İşinin uzmanı olmayı, tevazu sahibi olmakla pekiştirmiş, hemşeriyle bir arada olmaktan büyük mutluluk duyan Erdoğan Sürücü, şehri güzelleştirmenin ve turizme olan etkisinin yanında ülke ekonomisine ciddi tasarruf sağlayan aydınlatma sektöründe varlığını kanıtlamış bir işadamı…
Geçtiğimiz hafta Perpa’da bulunan ofisinde bir araya geldiğimiz Erdoğan Beyle gerçekleştirdiğimiz röportajla da bir kez daha anlamış oluyoruz ki, Kastamonu insanı olarak bizler gerçekten müteşebbis ruhlu ve her şeyden önemlisi özverili insanlarız…
Hüseyin Karadeniz ile Sürmanşet’in bu haftaki konuğu: Eski, verimsiz teknolojinin, enerji verimli LED teknolojisine dönüşümüne ülkemizde öncülük eden Osaka Grup Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Sürücü…
Gün geçtikçe LED aydınlatma sistemlerine ilgi artıyor bunun sebebi nedir?
Floransan ve halojen olan eski kullandığımız birçok ampul, sağlık gerekçesiyle yurt dışında yasaklanmış durumda. Normal ampullerin çok enerji tüketiyor olması da artık dünyada LED’i günümüzün en sağlıklı ve mükemmel aydınlatma aracı olarak belirledi.LED’lerin enerji tüketimi, uzun ömrü, sağlamlığı, küçük boyutu ve hızlı açılıp kapanabilmesi gibi geleneksel ışık kaynaklarına göre bir dizi avantajı var. Bunların dışında en önemlisi sağlığımızı güvence altına alıyor. Örneğin; Kapalı bir alanda floransan ışığa maruz kaldığımızda biz duymayız ama beynimize rahatsız edici dalgalar ulaşır. Gün sonunda beynimizin maruz kaldığı sesler, yorgunluğa ve baş ağrısına sebep olur. LED aydınlatmalar ise tamamen sağılığımıza dosttur, birçok hastalığı tedavi edici etkisinin olduğunu söylemek bile mümkün.
LED aydınlatma her alanda kullanıma uygunumdur?
Hem genel aydınlatma hem de özel amaçlı aydınlatmalarda rahatlıkla kullanılabilir. Artık ürün skalası da oldukça geniş. Başlangıçta yalnızca zayıf kuvvetli kırmızı ışık verebiliyorlardı. Artık çağdaş LED’ler; görünür ışık, morötesi, kızılötesi gibi çeşitli dalga boylarında, yüksek parlaklıkta ışık verebiliyor.
Sizin sektöre başlamanız nasıl oldu?
LED, çok yeni olan bir ürün onun öncesi Türkiye’de enerji tasarrufu ampul çeşitleriyle başladık. 1997 yılında NESA Aydınlatmayı kurduk ve akabinde Osaka Light markasını oluşturduk. İthalatçı firma olmamız sebebiyle dünyadaki tüm gelişmeleri yakından takip ederek birçok yeni ürünü Türkiye ile tanıştırdık.
Kastamonu’da butik otel yapıyoruz
Osaka’yı marka olarak tercih etmenizin sebebi var mı?
Günümüzde uluslararası markaların üretimi bile Çin’de yapılır ancak sektöre başladığımız ilk yıllarda Çin kalitesiz ürün politikaları ile biliniyordu. Japon markaları ise daha çok kaliteleri ile ön plandaydı. Japonya’nın ikinci büyük şehri dünyada ise sayılı metropoller arasında yer alan Osaka şehrinden esinlenerek, Osaka Light markası ile yola devam ettik.
Üretim alanınız nerede bulunuyor?
Türkiye’de markamızın fabrikası bulunmuyor. Sadece Perpa, Taşören ve Seyrantepe’de yönetim binalarımız mevcut. Nesa Aydınlatma’nın ürünlerinin üretimi, yurtdışında yapılıyor,21 yıldır tasarımlarımız Uzakdoğu’da üretiliyor. Osaka LED Panel ve Osaka Dekorasyon olarak patentlerimizi aldık. Ayrıca yeni markamız TLT LED Panel üretimiyle de faaliyet gösteriyoruz.
Ürünleriniz hangi ülkelerin pazarında yer alıyor?
Türkiye dâhil, Afrika’ya kadar, dünyanın her yerine ürün satan geniş bir ağımız mevcut.
Yıllık cironuz nedir?
25-30 milyon civarında
İş hayatına kaç yaşında atıldınız?
20 yaşında iş hayatına atıldım. 5 sene sonra ise kendi işimi kurdum. Tabii bu arada yarım kalan yüksek tahsilimi de tamamladım ve İktisat Bölümü’nden de mezun oldum.
Peki, İstanbul’a göç yolculuğunuz nasıl başlamıştı?
3 çocuklu bir ailenin büyük oğlu olarak 1962 yılında Küre Belören Köyü’nde dünyaya geldim. Babam bizim cahil kalmamamız düşüncesiyle İstanbul’a göç etme kararı aldı.7 yaşındaydım İstanbul’a geldiğimde.
Çocuklarınız için gelecek planları yapıyor musunuz?
1 kız, 1 erkek; 2 çocuk babasıyım. Onların iyi bir eğitim almasını sağlamaya çalışıyorum. Eğitimlerini tamamlayınca yurt dışında kurumsal firmalarda kendilerini geliştirmeleri benim için çok önemli.
Kastamonu sizde hangi duyguları uyandırıyor?
Kastamonu’da yaşayan birinin oradan kolay kolay kopabileceğine inanmıyorum.Bence Türkiye’nin hatta dünyanın en zengin kenti; Kastamonu. Dezavantaj gibi gözükse de sanayinin gelişmemesi tarihi ve doğal atmosferin bozulmamasını sağladı. Köylerinde günümüzde bile konaklara rast gelebiliyoruz. Denizimiz, ormanımız, ovalarımız yani tabiatın sunduğu tüm güzellikler doğallığını koruyor. Kastamonu ve insanı bana huzur veriyor. Bugün Çanakkale’de anıtlarda yer alan isimlerin birçoğunun Kastamonulu olduğunu görüyoruz. Kültürü bu toprakların tamamına yayılan bir kent kolay kolay küçümsenemez.
Doğduğunuz topraklara yatırımlarınızda var…
Evet, ama bunları büyük maddi beklentiler için yapmıyorum. Kastamonu merkezde 9 odalı butik otel projemiz var. Şuan restorasyon işlemleri yapılıyor, önümüzdeki 6 ay içerisinde işletmeye açmayı planlıyoruz. Ayrıca Küre’de 100 kovanlık arıcılık işi başlattım, akrabalarıma faydalı olabilmek için. Bugün İstanbul’da imkânları olan işadamlarımızın memleketimize yatırım yapmaktan kaçınması üzücü bir durum.
Sizce eksiklik nereden kaynaklanıyor, neler yapılmalı?
Bu gün yanı başımızda bulunan Safranbolu UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren ve korunan bir şehir. Kastamonu ise bu potansiyeli, hanları, hamamları, camileri, türbeleriyle fazlasıyla taşıyor ama korunmuyor. Bunun sebebi geçmişte siyaset ve iş dünyasında yer alan kişilerin memleketimizi değil de kendini düşünmesinden kaynaklanıyor. Konaklarımızın turizme kazandırılması ile farklı bir ivme yakalayacağımız kanaatindeyim. Konaklarımıza, 5 yıldızlı otellerden daha çok rağbet gösterilecektir. Kastamonu, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin izlerini hala taşıyor. Tarihi doku bozulmadan, planlı kentsel dönüşüm yapılmalı. Mesela; Kastamonu’da Valilik binamız muhteşem bir tarihi taşırken, belediye binası son derece modern. Bu durum şehri kimliksizleştiriyor. Tarihi yerlerde betonlaşmanın önüne geçilmeli.
Kastamonu’da son yıllardaki ekonomik gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hala hak ettiğimiz yatırımları alamadık. Yapılan en büyük yatırım havalimanın açılması. Onun dışında üniversitenin bulunması, yeni organize sanayi bölgesi ve yolların yapılması olması gereken yatırımlar.
STK’lara üye misiniz?
İş dünyasında bir takım derneklere üyeyim. Onun dışında Kastamonu Holding’de kurucu üye ve yönetim kurulu üyesiyim. KASİAD’ın son genel kurulunda da yönetim kurulu üyesi oldum. İşlerimin yoğunluğu ve genellikle yurt dışı seyahatlerim sebebiyle bazen toplantılara katılamıyorum, bu da bende eksiklik yaratıyor. Hemşerilerimin bulunduğu oluşumların içinde hizmet etme çabam, memleketimize olan aşkımızdan kaynaklanıyor.
Kastamonu Holding’de istenilen başarıyı yakalayamama sebebi sizce nedir?
Holding kurulurken memleket aşkıyla, hizmet için kuruldu. Başlangıçta kar marjının düşünülmemesi ve sonrasında profesyonel yönetilmemesi bugünkü şartların olumsuz olmasını sağladı. Yapılan işbirliği ile Bayındır Holding’in iflası sonucu Kastamonu Holding’de talihsizlik yaşadı. En büyük bedelleri de buraya memleket aşkıyla yatırım yapan kişiler ödedi. Holding el birliği ile yine Kastamonu’ya kimlik kazandırmak için ayağa kaldırıldı ama kurumsal kimlik oluşturulamadı ve başarısızlık kaçınılmaz oldu.
Kastamonulu olmak ayrıcalıktır
Bir İstamonu abonesi olarak, gazetenizi nasıl buluyorsunuz?
Şu ana kadar bana gelen en ciddi yerel gazete. Bütün sayılarını biriktiriyorum ve özenle okuyorum. Ciddi, doğru haberlere ulaşmak çok güzel. 2 yıl gibi kısa sürede kalıcı ve samimiyet içerisinde olmak takdire şayandır. Başarılarınızın devamını diliyorum. Elimizden geleni gazetemiz ve Kastamonu insanı için yapmaya her daim hazırız.
Son olarak gençlere ve hemşerilerimize bir mesajınız var mı?
Gençlerimizin özümüzde olan terbiye ile yetiştiği için güzel işlere muhakkak imza atacaklardır. Eğitimlerine önem vermelerini, uzun vadede plan yapmalarını ve dürüst olmalarını tavsiye edebilirim. Kastamonulu olmak bir ayrıcalıktır tüm hemşerilerimiz bunun farkına varmalı. Bazen gereksiz alınganlıklar yapıyoruz. Mesela;Taş düşebilir ayı çıkabilir ezikliğini yaşıyoruz. Yurt dışında ödül olarak verilen ayı figürü bize hakaret geliyor. Tüm değerlerimize sahip çıkmalıyız. Bu gün Kastamonu ayısını çocuklarımızın oyuncağı yapabiliriz, ondan bile güç alabiliriz.
8 Soru 8 Cevap
Kalite? Doğallık
Marka? Uluslararası tanınmışlık
Para? Değer
Emek? Alın teri
Sanat? Kültür
Bayrak? Millet
Kastamonu? Aşk, Sevgi
İstanbul? Karmaşıklık