Karadeniz’in en uzun sahil şeridine sahip üçüncü ili olan Kastamonu’nun kıyı ilçelerinin yapısal sorunları ve çözüm önerileri tartışıldı.
Karadeniz’in en uzun sahil şeridine sahip üçüncü ili olan Kastamonu’nun kıyı ilçelerinin yapısal sorunları ve çözüm önerileri, bölge belediye başkanları ve Türkiye su sporları yetkililerinin katılımıyla ilk kez ele alındı.
Kastamonu Dostluk Günleri kapsamında Esenler Kültür Merkezi’nde 21 Mayıs’ta gerçekleşen panelde Kastamonu kıyı ilçe belediye birliğinin kurulmasının gerekliliği ön plana çıkarken, İstanbul ve Kastamonu arasındaki iş birliğinin artmasının mecburiyeti vurgulandı.
Gazetemiz köşe yazarlarından Harun Ünlü’nün moderatörlüğünde gerçekleşen panele konuşmacı olarak katılan Cide Belediye Başkanı Nejdet Demir, sahil yolu açılmadan Kastamonu’nun gelişmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Abana Belediye Başkanı Rıdvan Oyar, Kastamonu sahil şeridinin merkez ilçeyle birlikte tanıtım ağına katılması gerektiğine dikkat çekerken Bozkurt Belediye Başkanı Bozkurt Ekeş, sahil şeridinin kalkınmasının İstanbul’daki örgütlenme ile çözüleceğine inandığını ifade etti.
Çatalzeytin Belediye Başkanı Musa İhsan Uğuz da sahilden Kastamonu’ya yüksek standartlı yollar yapılması gerektiğine işaret etti.
Öte yandan Türkiye Su Sporları Federasyonu Başkanı Doç. Dr. Şahin Özen ile Türkiye Yüzme Federasyonu Başkan Vekili Nilüfer Sanvar, yerel yönetimlerin de katkısı ile her türlü aktiviteye destek vereceklerini bildirdiler.
Panelde konuşmacılar şu ifadelere yer verdi:
Cide Belediye Başkanı Nejdet Demir: “İstanbul’un kaynağa ihtiyacı yok”
“Kastamonu’da Ilgaz Dağı ile inanç turizminden başka hiçbir şey öne çıkartılmadı. Ben şu anda Cide’yi bilmeyen yüzde 60 Kastamonulu olduğunu düşünüyorum. Cide 103 kilometre ile Türkiye’nin en uzun sahil şeridine sahip ikinci ilçesi. Gideros koyu diye bir yer var dünyada 4 tabii limandan biri. Cide’de alt yapının ve yolların tamamını bitirdik Batı Karadeniz’de deniz deşarjı olan nadir ilçelerden biriyiz. Tosya’dan sonra Kastamonu’nun en fazla mahallesine sahip ilçeyiz. Nüfusta üçüncü konuma geldik. Kastamonu hiçbir şekilde kendi güzelliklerinin farkına varamamış bir il. En kısa yoldan turizmde Sinop’a gitmiş. İstanbul’da 100 binin üzerinde Cideli var. Bunların 30- 40 bini en azından emekli. Bize yol yaparken ekonomik mi diye ölçüyorlar. Bunu neye göre yapıyorlar bilmiyorum. Vergi verirken eşitiz ama yol ya da yatırım yaparken ekonomik değiliz. İstanbul’un kaynağa ihtiyacı yok. Yılın 7 ayını memleketinde geçiren hemşerilerimizin nüfuslarını Cide’ye alarak ilçelerine destek olmaları gerekiyor. On bin kişinin Cide’de olması Cide’ye çok şey katacaktır. Bu yıl dört bin kişi ikametgâh aldılar. Ben sivil toplum örgütlerine teşekkür ediyorum, bazıları gerçekten ellerini taşın altına koydular. Ancak herkes taşın altına elini koymalı.”
Abana Belediye Başkanı Rıdvan Oyar: “Merkezle birlikte tanıtım atağına ihtiyacımız var”
“Kastamonu merkez daha kendini tanıtamadı ki, biz sahili var mı yok mu onun tartışmasına girelim. Kastamonu’nun kalesi, saat kulesi, Nasrullah Camii, Şeyh Şaban-ı Veli’si var ama biz sırf bunlarla kaldık. Cide’nin Gideros’unu, Çatalzeytin’in Ginolu’sunu, Abana’nın Hacıveli’sini, İnebolu’nun Türk Ocağı’nı tanıtamadık. Merkezle birlikte bir tanıtım atağına ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Önce merkez kendini tanıtacak sonra ilçelere doğru bu akım devam edecek. Senelerden beri bekliyoruz, inşallah Karadeniz Sahil Yolu en kısa sürede yapılacak. Genel başkanımızın Binali Yıldırım olması, Abana’ya sıcak bakması, bizleri sevmesi çok güzel bir şey. Bu işin peşini bırakmayacağız. İnsanlar sahilde sağlık sorunu, ısınma sorunu olduğu için durmuyor. Sahile bölge hastanesi şart. Biz bunlarla mücadele ederken hep rantabl mı sorusuyla karşılaşıyoruz. Sosyal devlet her yere aynı yatırımı yapmayı gerektirir. Balıkçılarımızın sorunları var. Karadeniz’de balık kalmadı. Milletvekilimiz Murat Demir bölgemizde trolün yasaklanması için girişim başlattı. Bunlar alaka isteyen şeyler. Yerel yönetimlerin, siyasilerin ve hemşeri desteği ile olabilecek girişimler. Belediye başkanları olarak aramızda tatlı rekabet var ama hiçbir zaman birbirimizin kuyusunu kazmıyoruz. İstanbul’daki Kastamonululara diyoruz ki; parti görüşünüz önemli değil. Önemli olan Kastamonu’nun gelişmesi ve ilerlemesidir.”
Bozkurt Belediye Başkanı Bozkurt Ekeş, “Kalkınmamız İstanbul’un örgütlenmesiyle olur”
“Kastamonu’yu siyasi ve coğrafi olmak üzere iki türlü düşünmek gerekir. Biz 1800’lü yıllardan beri İstanbul’a göç veren bir sahil şeridine sahibiz. Merkez Taşköprü, Tosya, Devrekani 1980’li yıllarda İstanbul’a göç veriyor. Sahil şeridinde Küre Dağları’nın diğer tarafı kadar seçmen yok. Sahilde yol da yok zaten. Niye sahil şeridine önem verilsin ki. Elimizdekine razı geliyoruz çünkü. Yatırımcı ulaşım sorunu sebebiyle gelmiyor. Turizm şartları kısıtlı. Yüksekokul sayesinde birçok pansiyon anca doluyor. Sahilde yetişmiş bürokratımız da siyasetçimiz de yok. Sabri Tığlı ve Nurhan Tekinel’den sonra ilk defa Murat Demir çıktı. Bu bizim için bir şans. Ben Murat Demir kazansın diye dua ettim. Adam öyle ya da böyle sahil şeridinden çıkan bir milletvekili. İster kabul edersin, ister etmezsin, benim tüm sıkıntılarımı anlatabilecek tek milletvekili. Şimdi yol ümidimiz var. Kastamonu İnebolu arasının bağlanmasını ve Karadeniz Sahil Yolunun tamamlanmasını bekliyoruz. Onun dışında hiçbir ümidimiz yok. Kastamonu hiçbir zaman sahile kendi öz evladı gibi bakmamış. Bize yatırım gelmiyor. İstanbul’daki Kastamonuluların bu işi omuzlaması gerekiyor. Çünkü sahil şeridinin nüfusunun çoğunluğu İstanbul’da. Sahil şeridinin kalkınması ancak İstanbul’da gerçekleşecek örgütlenme ile olur. İstanbul’un sahile borcunu ödemesi gerekiyor.”
Çatalzeytin Belediye Başkanı Musa İhsan Uğuz: “Yüksek standartlı yollar Kastamonu’yu sahille birleştirir”
“Cide, Abana, Çatalzeytin, Bozkurt kaderleri aynı olan ilçeler. Göç vermişler. Köylerimizdeki nüfus eridi gitti. Topraklarımız çocuğumuzu besleyemez hale geldi. Zaten bizde tarım arazisi fazla yok, kısmen hayvancılık ve ormancılık var. Orman ürünlerini de maalesef değerlendirememişiz. Tomruk olarak dışarı satmışız. Orman ürünlerini mamule çevirip katma değeri yüksek ürünleri satamamışız. Önümüzde bir deniz var. Karadeniz her ne kadar temiz olsa da gün geçtikçe kirleniyor. Balıklar troller vasıtasıyla perişan olmuş. Karadeniz’de düzgün bir balıkçılık yapamamışız. Maalesef devletimiz ve o zaman yöneteneler buna çanak tutmuş. Göç verince Esenler, Bağcılar gibi büyük bir köy doğmuş. Şu anda kentsel dönüşüm kararı alıyoruz. Devletimizin yapması gereken en önemli şey İstanbul’u daha da büyütmek değil, Anadolu’da marka şehirler yaratmak olmalı. Kastamonu’nun nüfusunu artırmak için bilimsel bir çalışma sonucunda teşvikler verilmeli. Eğitim, turizm ve sanayi alanında küçük çaplı girişimler başlattık. Bunların daha güzeli ve konforlusu yatırımcının gelmesiyle olacak. Karadeniz Sahil Yolunun yapılması yeterli değil. İnebolu’dan Kastamonu’ya olduğu gibi Sinop Ayancık’tan Kastamonu merkeze doğru dikey, Çatalzeytin, Abana Bozkurt ve Cide’den Kastamonu’ya yüksek standartlı yollar yapılması Kastamonu insanını sahille birleşecektir.
Türkiye Yüzme Federasyonu Başkan Vekili Nilüfer Sanvar: “Talep gelirse yardıma hazırız”
“Kastamonu’yu bir kez ziyaret ettim, ilçelerini henüz bilmiyorum. İl genelinde bir tane yüzme havuzu var. O da 25 metrelik, kısa kulvar. Türkiye Yüzme Federasyonunun amacı lisanslı sporcuları artırmak, illerde antrenör ve hakem seminerleri düzenleyerek onları kontrol altında tutmak. Federasyonumuzda yüzme, atlama, senkronize, master ve açık su olmak üzere beş ana faaliyet var. Havuzun olmadığı durumlarda denizde yapılabilecek faaliyetlerimiz de bulunuyor. Ancak denizin fiziki şartlarının buna uygun olması gerekiyor. Belediyelerden bize talep geldiği sürece biz her türlü aktiviteye yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bize şu ana kadar Kastamonu ilçelerinden hiçbir talep gelmedi. Onun üzüntüsü içindeyim. Belediye ve valiliklerden bize talep geldiği doğrultuda ancak yardım edebiliriz. Canla ve başla her yardıma hazırız, her zaman her şekilde varız.”
Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Başkanı Doç. Dr. Şahin Özen: “Spor tanıtımın en önemli aracı”
Biz devlet desteği almayan tek federasyonuz buna rağmen Türkiye’nin en başarılı ilk beş federasyonu içerisindeyiz. Can kurtarma, donanımlı dalış, havuzda hedef vurma, paletli yüzme, serbest dalış, su altı görüntüleme, su altı hokeyi, sualtı navigasyon, su altı ragbisi, su kayağı, zıpkınla balık ağı gibi çok çeşitli dallarımız var. Kastamonu geçtiğimiz günlerde hentbolda büyük bir başarı elde etti. Spor gündeme gelmenin, tanıtımın en önemli aracı. Yarışma verdiğimiz yerlerin fiziki şartlarının, konaklama şartlarının yeterli olması gerekiyor. İyi niyetli bir ev sahipliği bazen belediyeler için bir külfete dönüşebiliyor. Biz bunu da çok istemiyoruz. Şenlik ve panayır havasında su üzerinde yapılan müsabakalarımız var. Bunun için suyun durgun, parkurun düzgün olması, dalganın çok olmaması lazım. Sudan faydalanmanın bin türlü yolu var, sadece turizm olarak düşünmemek lazım. Deniz ve hava ulaşımı olarak da kullanılabilir, o bölgedeki insanların ekonomik gelişimi için de. Zıpkınla balık avlama, cankurtaran eğitimlerini verebiliriz. Su kayağı parkuru yapılırsa pek ala yarış verebiliriz. Karadeniz Marmara yarışımız var. Açıkçası Karadeniz’de bunun için çok uygun yerler bulamıyoruz. Buralara gitme konusunda biz çok özveriliyiz. Ama yerel yönetim destekleri gerçekten gerekli. Fiziki şartlar çok önemli. Benim amacım bu sporu yaygınlaştırabilmek. Uzun sahil şeridi olan Kastamonu’nun da bütün su sporlarında etkin olabileceği projeleri federasyonlarla iş birliği halinde geliştirilebilmesi çok önemlidir.
Harun Ünlü: “Bütün turizm dallarıyla birlikte kalkınma planı hazırlanmalı”
“Yerel yönetimlerin, özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerdeki yerel yönetimlerin işi çok zor. İki şekilde zor; birincisi devlet ile vatandaşın yüz yüze geldiği ilk kurumdur. İkincisi ise merkezi yönetim çok etkin ve baskın ise yerel yönetimlerin hareket alanları daralır. Bu nedenle oradaki yöneticilerin gerek proje üretme, gerek finans bulma, gerekse proje yürütme ve personel sağlama gibi ihtiyaçlarını rahatlıkla giderebilme şansları olmaz. Kıyı ilçelerimizin gerçekten dünyada şuan geldiği turizm anlayışında önemli birer değer olduğunu unutmamak gerekiyor. Şu yanlıştan da çıkmamız gerekiyor; turizmi sadece deniz olarak algılamamalıyız. Turizmin içerisinde yirmi otuz tane alt ayak bulunmaktadır, macera turizmi, inanç turizmi gibi. Biz kendimizi sadece deniz turizmine sıkıştırmamalıyız böyle yaparsak hiç bir şey elde edemeyiz. Bizde bütün turizm dallarını ele alarak bir kalkınma adımı atmak zorundayız. Bunu tek bir belediye başkanına yüklemek haksızlık ve vicdansızlıktır.