Hüseyin Karadeniz ile Sektöründe Büyüyenler’in bu haftaki konuğu: Derya Granit Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Derya…
Türkiye’de yılda milyon metreküp üretim kapasitesine sahip belki de tek granit firması Derya Granit…
Merkezi Alibeyköy’de bulunan, Antalya Serik ve Kepez şubeleriyle sektöründe geniş ürün yelpazesine sahip firma, 2013 yılında Burdur- Bucak OSB’de kurduğu fabrikayla, Avrupa’nın da en büyük ölçekli tesisi konumuna gelmiş. Tüm bunlara rağmen firmanın Çatalzeytinli yönetim kurulu başkanı İbrahim Derya, samimiyeti ve mütevazı kişiliğiyle dikkat çekiyor. Yıllar içinde makamının yükselmesi, ekonomik faaliyetlerinin artması çalışanlarıyla ve çevresiyle hiçbir şekilde bağını kopartmamış. Aksine daha çok sarılmış manevi değerlere…
Röportajımız sırasında sadece bu değerlere sahip biriyle sohbet etmenin bile ne kadar keyif ve gurur verici olduğunu anlatamam sizlere… Bir kez daha anlıyorum hiçbir şeyin altın tepsiyle sunulmadığı bu hayatta, başarı da tesadüf değil. Başarı; dikenli yollardan, zor şartlardan, taş gibi sert ve sarsılmayan inançlardan, yufka gibi yumuşak yüreklerden doğuyor demek ki…
…Ve bu hafta Sektöründe Büyüyenler’e: Hesapla kitapla değil, zamanla oluvermiş bir tecrübeyi binlerce kez tekrarından sonra ezbere alan, hammaddeye adeta kimlik kazandıran Derya Granit Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Derya oluyor.
***
İbrahim Bey, ticari hayatınızdaki başarılarınızdan söz etmeden önce, sizi daha yakından tanımak istiyoruz. Hangi yıl, nerede doğdunuz?
1963 Ankara doğumluyum. Evli ve bir erkek evlat babasıyım. Emekli astsubay bir babanın oğluyum. Annem Çatalzeytinli, babam Trabzonlu. Ama şunu özellikle belirtmeliyim ki Çatalzeytin bizim için çok önemli, birinci derece memleket olarak görüyoruz orayı. Bağlarımızı da çocukluğumuzdan itibaren hiç koparmadık.
Ne sıklıkla gidersiniz Kastamonu’ya?
Hem Kastamonu merkeze hem de Çatalzeytin’e çok sık giderim. Özellikle Kurban Bayramı’nı muhakkak orada geçiririz.
Sivil toplum kuruluşları ile bağınız nasıl?
Sivil toplum kuruluşlarını önemsiyorum. Çevrenizdeki insanları daha yakından tanıma fırsatı buluyorsunuz. Bilgi ve tecrübelerinizi aktarma fırsatı yakalamanızın yanı sıra aynı zamanda etrafınızdaki tecrübelerden faydalanabiliyorsunuz. Ben de bu kapsamda Büyük Kulüp ve KASİAD’a üyeyim.
Peki, ticari faaliyetleriniz ne zaman başladı?
Üniversiteyi bitirmemin ardından kardeşim Mehmet Derya ile birlikte hali hazırda merkezimin bulunduğu İstanbul Alibeyköy’de ilk iş yerimizi açtık. Sektöre başladığımız 1994 senesinde sadece alım ve satım üzerine faaliyet gösteriyorduk. Daha sonra uygulamaya geçtik. Antalya’da Serik ve Kepez şubelerimizi faaliyete geçirdik. Son 2 yıldır da yatırımlarımız devam ediyor. Şu anda sektörde Avrupa’nın en büyük ölçekli tesisini Burdur’da kurduk. Yaklaşık 24 bin metrekare alan içerisinde 14 bin metrekaresi kapalı alana sahip fabrikamızda son teknoloji makine parkuru ve sistemimizle üretim yapmanın hazzını yaşıyoruz.
Yatırımlarınızda Akdeniz Bölgesi’ni tercih etmenizin sebebi nedir?
Firmanız ne kadar kurumsal olursa olsun işin başında durmadığınız takdirde başarılı olamazsınız. Bizim sektörümüzde işin her anında takipçisi olunmalı. Prensip olarak özellikle son denetimi kendimiz yapmayı tercih ediyoruz. Kardeşimin Antalya’da yaşaması bizim ilk yatırımlarımızı o bölgede yapmamızın asıl sebebiydi. Daha sonrasında mevcut potansiyelimizi artırmayı düşünürken Bucak’ta bulunan yerel yönetimlerden teklif geldi. Biz de Bucak’a yöneldik. Fabrikanın şubelerimize yakınlığı lojistik problemini de ortadan kaldırıyor. Öte yandan Bucak’tan Türkiye’nin her yerine sorunsuz ulaşım ağı mevcut. Sağlanan 3+1 teşvik de yatırım yapmamızı kolaylaştıran önemli bir neden.
Kastamonu’da da mermer ocakları var. Mesela Çatalzeytin’e fabrika kurmayı hiç düşündünüz mü?
Eğer granit değil de mermer üzerine bir yatırım gerçekleştirmiş olsaydık, ilk tercihimiz Kastamonu, özellikle de Çatalzeytin olurdu. Ancak memleketimiz granit sektöründen uzak bir bölgede yer alıyor. Maliyetler açısından rakiplerimizle mücadele şansımızın olması için muhakkak limana yakın bir konumda yer almamız gerekiyor.
Mermer ve granit arasındaki fark nedir?
İlk bakışta aynı sektörde gözükse de işleme yapıları çok farklı. Granit işçiliği daha yoğun emek ister. Makine parkuru da bu sebeple daha maliyetlidir. Mermer fabrikası kurabileceğiniz tutar, granit fabrikasındaki bir makineyle eşdeğerdir.
Kaç kişi istihdam ediyorsunuz? Yıllık cironuz nedir?
Yaklaşık bin kişiyi istihdam ediyoruz. Bu sene 30 milyon lira gibi planlıyoruz. Yavaş yavaş çıtayı yükselteceğiz.
Ar-Ge yatırımlarınız var mı?
Bir buçuk yıldır üzerinde çalıştığımız bir sistemi yoğun emek ve maliyet sonucu hayata geçirdik. Graniti 1 milimetre kesebilecek sistemi kurduk ve makinelerimizi çalıştırmaya başladık. Bu sistemi İtalya dahil henüz hiçbir ülke başaramadı.
Yıllık üretim hacminiz nedir?
Şuan 600-800 metrekare arasında üretim yapıyoruz. Bu yıl Eylül ayından sonra bu rakam artacak. Hedefimiz 1 milyon metrekare.
Hammadde tedarikini nasıl karşılıyorsunuz?
İspanya, İtalya ve Portekiz başta olmak üzere dünyanın her yerinden hammadde getiriyoruz. Yüzde 70 ithalat gerçekleştiriyoruz. Bir bakıma ithalata mecbur kalıyoruz, çünkü müşterimizin talebi bu yönde. İhtiyacımızın ancak yüzde 30’unu iç piyasadan sağlayabiliyoruz. Yerli graniti mümkün olduğu kadar çıkaran insanları da bulmaya çalışıyoruz. Onların elindeki hammaddeyi değerlendirmek istiyoruz. Çünkü Türkiye’de bu taşı kesecek fazla firma yok.
Yurt dışı bağlantınız çok yoğun. Yaşanan küresel finans krizinden etkilendiniz mi?
Gerek ülkemizde yaşanan krizler gerek global krizin etkileri tüm sektörleri çok olumsuz etkiledi. Ancak biz tüm krizleri hep kulak arkası ettik. Hep olayların üzerine gittik, hala gidiyoruz. Yatırımlarımızı hiç durdurmadık. Zaten asıl kriz yatırımlar askıya alınırsa ortaya çıkar. İş adamları, sanayiciler dimdik ayakta kalırsa bu ülke ayakta kalır, insanımız ekmek yer, huzurumuz bozulmaz.
İhracat gerçekleştiriyor musunuz?
İç piyasadaki yoğunluğumuz sebebiyle henüz ihracata başlamadık. Bunun için yeterli hammaddemiz bulunmuyor. Ancak 2016 senesinde 6 milyon liralık bir yatırım hedefimiz var. O yatırım sonrası değerlendirebiliriz. Bu kapsamda Çin’deki bir fuarda İtalyan firmasıyla görüşmelerimiz oldu. Temaslarımız devam ediyor.
Devletin, ülkemizdeki yatırımcıya bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu zamana kadar devletin her zaman yanımızda olduğunu hissettik. Ancak daha çok geliştirilmesi kanaatindeyim. Sanayiciye verilen destek ülke ekonomisine katma değer sağlar. Bizim sanayicimiz parasının faiz getirisine bakmaz. Sadece makine parkurunu büyütmek, istihdamı artırmak hedefindedir. Biz Derya Granit olarak bu güne kadar hiçbir yatırımımızda devletten kredi talebinde bulunmadık, öz sermayemizi kullandık. Yaptığımız işlemler sadece bize değil ülke ekonomisine de büyük katkı sağlıyor. Bir düşünsenize bizim ham maddeyi işlememiz ve piyasaya vermemiz metrekare başına yaklaşık 14 dolar kar demek. Bu rakamı milyon metrekare ile hesapladığınızda ortaya ülke ekonomisine sağlanan devasa destek çıkıyor. Bu tür sanayileri devletin bir şekilde ayakta tutması lazım. Sürekli bütçe açığımız, cari açığımız büyüyor. İthalatı bir şekilde yavaşlatmamız lazım.
Ürünlerinizin iç piyasadaki satış ağı nedir?
Türkiye çapında çok sayıda bayimiz var. Granitaş kardeş firmamız onlarla sürekli irtibat halindeyiz. Doğa Granit’in de tedarikçileri arasındayız.
Bulunduğunuz konumdan memnun musunuz?
Hiçbir zaman pişmanlık duymadım. Allah yolumuzu hep açtı. İyi ki bu sektöre girmemiz nasip olmuş. Kardeşimle birlikte işimizi severek yapıyoruz. İnşallah oğlum Batuhan da arkamızdan geliyor. Bu sene üniversiteden mezun olacak, önümüzdeki 5 yılı ona ayıracağız.
Farklı bir alanda yatırım yapmayı düşünüyor musunuz?
Şu anda böyle bir düşüncemiz yok. Mevcut işlerimizi daha geliştirme yönünde hedeflerimiz var. Makine parkurumuzu büyütmeyi ve teknoloji yatırımlarımızı artırmaya çaba gösteriyoruz. Bu kapsamda Bucak’taki tesisimizde bin 145kilowatt üretim kapasitesiyle Türkiye’nin en büyük çatı üzeri enerji santralini kurmak için girişim başlattık.
Gazetemizin abonesiniz, yakından da takip ettiğinizi biliyoruz. Nasıl buluyorsunuz İstamonu’yu?
Günlük gazeteleri takip ediyoruz ama bölgemizi anlatan bir gazetenin varlığı büyük önem taşıyor. İstamonu’yu da ilk gördüğümde hemen abone olmak istedim. Gerçekten içeriğiyle farklı bir gazete. Yöremizin dışında bölgeyi kapsayan haberlerin olması ayrıca büyük değer katıyor gazeteye.
Söyleşi için teşekkür ediyoruz, son olarak özellikle gençlere vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Yeni nesil gençlerimiz çok sabırsız. Hemen zengin olmak istiyorlar. Oysa önce çalıştıkları bölümü iyi araştırmaları lazım. Direk baba koltuğundan patronluğa başlama hayalini doğru bulmuyorum. Özellikle aile şirketlerinde işe başlayanlar en alt kademeden; makineden, mühendisliğe, imalattan, satın almaya kadar her alanda yer almalı. Bunlar bilindiği zaman iyi bir işveren olunur. Aksi takdirde ciddiye alınmazsınız.