Hüseyin Karadeniz
  1. Haberler
  2. KARABÜK’TE DEĞİŞİM: GENÇ BAŞKANIN İZLERİ

KARABÜK’TE DEĞİŞİM: GENÇ BAŞKANIN İZLERİ

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Karabük uzun yıllar boyunca bir sanayi kenti olarak, fabrika bacalarının gölgesinde büyüyen bir şehir…

Doğa adeta köşeye sıkışmıştı. Yeşil, sadece çevre köylerde anılırdı ama zamanla bu kent başka bir yöne evrildi. Betonun arasından bir şeyler filizlenmeye başladı. Umut gibi… Niyet gibi… Değişim gibi…

Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya’nın göreve gelmesiyle birlikte Karabük, yalnızca fiziksel anlamda değil, ruhsal anlamda da nefes almaya başladı. Mahalle aralarına sızan çim kokusu, düzenli parklar, temizlenen sokaklar sadece bir belediye hizmeti değil, bir zihniyet değişiminin göstergesi oldu.

Bu şehir artık sadece yaşayanların değil, geleceğini düşleyenlerin de kenti. Kent estetiğine dair atılan her adım, “Ben buradayım” diyen doğanın bir zaferi. Çetinkaya’nın dokunuşlarında sadece mühendislik değil, bir şehir sevdalısının izleri var.

O yüzden bu yazıyı yazarken düşündüğüm şey şu oldu: Her şehir yeniden doğabilir. Yeter ki toprak altındaki filizi fark edecek bir göz, ona su taşıyacak bir irade olsun…

Yönetmek, sadece bir makamdan karar almak değildir. Yönetmek; bir çocuğun göz seviyesinden bakabilmek, yaşlı bir annenin elini tutabilmek, esnafın dertli bakışını okumaktır. Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, bu bakışı sokağın kalbine yerleştiren bir yönetici profili çiziyor.

Seçildikten sonra çekilen fotoğraflar değil, yürüdüğü yollar konuşulmaya başladı. Öğlebeli’de bir şantiye başında, Kayabaşı’nda bir kaldırım taşında, Kapullu’da bir çamurun içinde görülüyor artık. Başkanın ayak izleri lüks halılarda değil; tozlu sokaklarda, çocuk parklarında, yağmurlu kaldırımlarda…

Ve en önemlisi: O, halkın içine girerken yanına not defteri değil, samimiyet alıyor. Proje sunumları değil, göz teması kuruyor. İnsanlar bir belediye başkanından daha fazlasını görüyor onda—belki bir abi, belki bir komşu, belki bir umut…

Yöneticilik halktan kopmadan da yapılabiliyorsa, bunun örneğini bugün Karabük’te görmek mümkün. O yüzden bu yazı, bir “başkan övgüsü” değil; bir sokak tanıklığıdır.

Çetinkaya, şehre sadece beton değil, umut da kattı. “Şehri imar, gönülleri ihya” derken, sadece bir slogan değil; bir yüreğin ifadesini sundu bize. Halkın içine karışan, projelerini sahada anlatan, eleştiriyi duyan ve cevabını icraatla veren bir başkan profili kolay rastlanan cinsten değil.

Elbette eksikler var, olacak da. Ama mesele eksiklerin olması değil, onları görüp tamamlayacak niyeti taşıyabilmekte. Karabük için bu niyetin olduğunu, bu yolda ilk adımların atıldığını hepimiz görüyoruz.

Çünkü, bazen bir şehri değiştirmek, önce yüreğe dokunmakla başlar.

Selam ve dua ile

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!