1. Haberler
  2. GÜNDEM
  3. Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan: “En büyük kazancım dua almak”

Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan: “En büyük kazancım dua almak”

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Derin Diyalog’un bu haftaki konuğu: Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan

Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan ile bir vesileyle geldiği İstanbul’da; ofisimizi ziyareti sırasında gerçekleştirdik bu röportajı.

Sorumluluklarının farkında, konusuna hâkim bir belediye başkanıydı karşımızda oturan… Sorduğumuz sorulara irticalen verdiği yanıtlarda Taşköprü adına geleceğe dönük plan ve projelerin izlerini bulmak mümkündü. Bizzat ürettiği projelerin yanı sıra, anlattıklarından metropol belediyelerinin çalışmalarını da inceleyerek uygun olanları Taşköprü’de hayata geçirmek üzere azami bir çaba sarf ettiğini anlıyoruz.

Gezen, araştıran, ülke ve dünya gündemiyle alakadar olan bir belediye başkanı profili çiziyor Arslan…

Bazı kesimlerce eleştirilen parti değiştirmesi konusunda ilçe halkıyla istişare ettiğini, içinin rahat olduğunu söylüyor.

Özel hayatındaki tek sıkıntısı ise ailesine yeterince zaman ayıramaması… Her şeye rağmen iyi bir aile reisi olduğunu, ana-babasının kendisine yaptığı fedakarlıkları kendisinin de çocuklarına fazlasıyla gösterdiğini anlatıyor Başkan Arslan…

Derin Diyalog’un bu haftaki konuğu: Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan…

 

Kastamonu ilçe belediye başkanları arasında öne çıkan yönleriniz var… Kendinizi bu anlamda nasıl tanımlıyorsunuz?
Belediye başkanlarımızın hepsi kendi alanlarında başarılılar. Hepsi iyi niyetli çalışıyorlar ve başarıyorlar da… Benim onlardan bir farkım yok. Ben insanları çok severim. İnsan odaklı bir hayatım var. İş hayatında da böyleydim. İnsan odaklı olduğunuzda, yaratandan ötürü yaratılanı sevdiğinizde, onlara hizmet ettiğinizde, güzel şeyler ortaya çıkıyor. Ben bundan mutlu oluyorum. Hem ilçem kazanıyor, hem ben dua alıyorum.

Sizi belediye başkanlığına hazırlayan süreç nasıl gelişti?
Benim siyasi hayatım uzun… Hep Taşköprü’nün daha güzel yönetileceğini, buna hazır bir kent olduğunu düşünmüşümdür. Coğrafi ve doğal yapısı, yapılan hizmeti gösteriyordu. Önce halkımızın önceliklerini belirledik. Çalışmalarımızı buna göre şekillendirdik.

 

Aday olurken kafanızda şekillenen projeler var mıydı?
Elbette. Bir ilçeyi, yöneteceğiniz şehri projelendirmeniz lazım. Oraya aday olacağınız zaman bunları düşünmeniz lazım. Oranın sorunları ne, vatandaş, belediye başkanından ne ister… Uzun yıllara dayanan iş tecrübem var, ekip çalışması yapıyoruz. Uzun yıllar inşaat sektöründe faaliyet gösterdim.

3 çocuğum var, 3’üde mimar. Onlardan da ciddi destekler aldım, istişareler konusunda sık sık beraber oluyoruz. Sanayicilik ruhum var. Çünkü bir yörenin gelişmesi, dinamikleşmesi için sanayileşmesi lazım. Çevreye duyarlı bir sanayileşmeyi hep destekledim.

 

Seçim döneminde verdiğiniz sözlerin hepsini yerine getirme imkânınız oldu mu?
Taahhüt ettiklerimi, etmediklerimi de ilave ederek fazlasıyla yaptım, yapmaya devam ediyorum. Taşköprü şuan şantiye halinde, bütün kurumların yatırımları var. Göreve gelir gelmez ilk 1 yıl içerisinde, göçü engellemek ve genç nüfus için meslek yüksekokulu açtım. Ciddi bir kampanyayla bugün 3 bin öğrencinin eğitim gördüğü bir okul kazandırdım. Bizim birinci eylem planımız buydu. Sonrasında sarımsak üretim-işleme tesisleri, pekmez fabrikası, dere ıslahı, içme suyu, organize sanayi, köprü gibi birçok projenin bir kısmını hayata geçirdik, bazılarıysa ihale ve yapım aşamasında.

 

Seçim döneminde siz iktidar partisinde değildiniz, rakipleriniz vardı. Sizi başarıya götüren etken neydi?
Aday olan arkadaşlarımın hepsi kendilerine göre kariyer sahibi insanlardı. Benim çok sevdiğim arkadaşım Saim Bey (Eskioğlu), karşımdaki adaylardan birisiydi. Demokratik çerçevede bir yarıştı, halkımız bize teveccüh gösterdi. İlçemdeki her vatandaşımın düğününde de, cenazesinde de hep ön saflarda yer aldım. Aday olduğum zaman Taşköprü’de dargın olduğum hiçbir vatandaşım yoktu, hala da yok. Daha önceki seçimlerde de aday olmuştum ama kazanamamıştım. Demek ki zamanı varmış, halkımız kimi ne zaman seçeceğini bilir.

“ İlçem için herşeyi yaparım”

Ve AK Parti’ye geçiş…

Bu konuyla ilgili neler söylersiniz, bir zaruret miydi?
Hayatımın hiçbir sürecinde kendi başıma ve hemen karar vermem. Çoğunluğun sözünü dinlerim. Merkez sağ siyasetin maratonunu koşan AK Parti, Türkiye’de önemli hizmetler yapıyor. Bu hizmet kervanında bulunmak isterim. Aday olup seçildiğim parti (Demokrat Parti) Türkiye’nin en köklü partisi. Başbakanı şehit olmuş bir partinin adayıydım ben. Ancak maalesef DP ilerleme kaydedemedi. Gelinen noktada sürekli değişen genel başkanın adı bile takip edilemez oldu.

Taşköprü halkı Türkiye’de çok başarılı hizmetlere imza atan bir kadroda beni görmek istediğini söyledi. Bende ilçem adına ve kendim de bu görüşte olduğum için böyle bir karara vardım. Herkesle istişare ettik ve büyük çoğunluk ilçe adına bunun olumlu olacağını söyledi. Mevcut iktidar ve yerel yönetim birleşince çok daha iyi bir performans yakaladık. Önyargılardan uzak, önce Taşköprü için çalışmalar yaptık.

AK Parti ile doku uyuşması hemen sağlandı mı?
Önemli bir çelişki ile karşılaşmadım, bir sorun yaşamadım. Ben belediye başkanıyım. Siyasetten öte herkesin belediye başkanıyım. Belediye başkanı olduğum gün rozetimi çıkardım. AK Parti, CHP, MHP ile bütünleştim. Ben ilçem için her şeyi yaparım Hüseyin Arslan için değil, ilçem için… Benim koltuk derdim yok, böyle bir ihtiyacım da yok ama Taşköprü’nün bana ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bugünün şartlarında AK Parti uygundu bize.

 

Taşköprü sizin için ne ifade ediyor?
Taşköprü, doğduğum, yaşadığım, beni heyecanlandıran, doğasıyla, değerleriyle beni etkileyen bir yer. Taşköprü benim için her şey…

Ben oranın çocuğuyum. O memlekette beslendim, büyüdüm, belli yaşa kadar geldim. İş hayatım oldu, 3 çocuğumu o memleketin bana sağladığı imkânlarla bu zamana getirdim. Ben oraya borcum olduğunu hep hissetmişimdir. Böyle hizmetler yaparak borcumu bir nebze de olsa ödüyorum.

Benim algıma göre Taşköprü, insanların birbirlerine güvendiği, sırtını dönebildiği yerdir. Biz sırtımızı birbirimize çekinmeden dönebiliriz. Bizi kimse arkadan vurmaz. Dünyaya bir kez daha gelsem yine Taşköprü’de doğmak ve yaşamak isterdim.

Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Köy çocuğuyum, annem

babam çiftçi. Çocukluğumuz yazları köyde çalışarak geçti, çiftçilik yaptık. Daha sonra ticarete başladım ben duran biri değilim hep çalışırım durmayı sevmem. Bir insana beddua edecekseniz Allah onu işsiz bıraksın derim. Çalışmaktan çok mutlu oluyorum. İnsanlara faydalı olmaktan mutlu oluyorum. Bütün hayatımız işle geçti.

Babam ilkokul mezunu olmasına rağmen okuyan aydın bir insan. Beni zor şartlara rağmen 1972 yılında İstanbul Vefa Lisesi’ne yatılı olarak verdi. Vefa Lisesi, Türkiye’nin en güçlü liselerinden biri. Babam, önünde her zaman saygıyla eğileceğim bir insan.

Sarımsak, Taşköprü için ne ifade eder?
Bir memleketin sosyal hayatını ekonomik gücü şekillendirir. Sarımsak, Taşköprü’nün lokomotifidir.

Taşköprülü yaklaşık 4 bin aile sarımsak üretimiyle geçiniyor. Bu rakamı 5 ile çarparsanız 20 bin eder. Taşköprü’nün toplam nüfusu 40 bin olduğuna göre nüfusun yarısı sarımsak üretiminden hayatlarını idame ettiriyor demektir. İlçeye yılda 45 milyon lira girdi sağlanıyor.

Bunun dışında sarımsağın pazarlanmasında, ihracata hazırlanmasında, yetişme esnasında işçilik anlamında belki 10 bin insan daha devreye giriyor. Dolayısıyla Taşköprü’nün en önemli ekonomik değeri sarımsaktır. Sarımsağım çok kaliteli olması, ilçenin isminin sarımsakla bütünleşmesini sağlıyor.

Ve adına festivaller düzenleniyor…

Bu yıl yine ses getirecek bir festivale imza atacağız. Festivalimizde Genel Başkan Yardımcımız Sayın Süleyman Soylu ve bazı bakanlarımız şereflendirecek. 5 yılımızı festival ile tamamlayacağız.

Festivaller lokomotifimiz olan sarımsağa hız kazandırdı. Biz festivalin sadece müzik şöleni olarak algılanmasını istemiyoruz. Sarımsağın güçlenmesini, hak ettiği yerde olmasını istiyoruz.

Tarım memleketiyiz ama bir tarım fuarımız yoktu. Bunu güçlendirdik ve şuan tarım fuarında talebi karşılayacak yer bulamıyoruz. Biz ilk seneler insanları teşvik etmek stantları ücretsiz verdik, şimdi ücretli veriyoruz. Buzağı yarışması, briç turnuvası, satranç turnuvası, bisiklet gezisiyle işin içine gençleri de katarak, festivali ünlü sanatçılar çıkaran müzik şöleni boyutundan farklılaştırdık.

Bu vesileyle, sizin aracılığınızla tüm hemşerilerimi, vatandaşlarımı 15-18 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştireceğimiz 27. Uluslararası Taşköprü Kültür ve Sarımsak Festivalimize bir kez daha davet ediyorum.

 

Taşköprü sarımsağını koruma adına da çalışmalarınız oldu değil mi?
Evet, Taşköprü Sarımsağı’nın coğrafi işaretini aldık. Sarımsağımızın adını korumak zorundaydık. Çıkarcı insanlar her zaman, her yerde vardır. Çin sarımsağı üretiyorlar ama ben pazarda sattırmıyorum. Belediye Meclisinden aldığım kararla tescilli Taşköprü sarımsağından başka sarımsak bu pazara giremez.

İlçe Tarım Müdürlüğü ve belediye ekiplerimiz bunun sürekli denetimini yapıyor.

Tosya da sarımsak dikmiş, orada sarımsak yetişir mi?
Yetişmez. Mesela bizde bakır yok ama sarımsak ve kuyu kebabı denilince tek adres Taşköprü’dür.

Her bölgenin kendine has zenginlikleri var. Espri olsun diye yapmışlar sanırım. Tosya pirincini seviyoruz, onlar bence pirinçle gelişsinler var olanı geliştirsinler.

Pompeiopolis

Taşköprü için bir önemli değer de Pompeiopolis öyle değil mi?
Paphlagonia’nın başkenti Pompeiopolis Antik Kenti, Taşköprü için çok önemli. Benden önceki belediye başkanı arkadaşım başlatmıştı bu çalışmayı, ben de daha çok katlayarak devam ettiriyorum. Münih Üniversitesi’nin Prof. Dr. Latife Summerer başkanlığında yaptığı kazı çalışmalarını Sayın Summerrer’i ikna ederek Kastamonu Üniversite’sine getirdik. Kendisinin başkanlığında kazı çalışmaları devam ediyor. Şimdiki hedefim, Taşköprü’ye Arkeoloji Enstitüsünü açmak. Bu Karadeniz bölgesinde ilk olacak.

Zaman zaman yorulduğunuzu hissediyor musunuz?
Ben yorulduğumu hissetmiyorum. Topluma hizmet etmek, dua almak kolay değil. Ben bu ilçede çok iyi işler yapacağım diye aday oldum. Aday olduğum günden beri maddi anlamda çok şey kaybettim. Ama bunlar benim için kayıp değil, kazanç.

Dünyada artık kentler yarışıyor, akıllı kentler oluşuyor. Bir şehir kendi enerjisini üretebilmeli. Taşköprü, köklü bir şehir… 1940’lı yıllarda Kastamonu’da elektrik yokken Taşköprü’de vardı. Atık su sistemleriyle kendi enerjisini üretebilen, atık ayrıştırma tesisi olan bir kentiz.

Babanızla ilgili övücü ifadeler kullandınız… Peki, siz çocuklarınıza nasıl bir baba oldunuz?
3 kızım var. Onların eğitimi ile ilgili her türlü çabayı sarf ettim. Bütün imkânlarımı kullandım. İyi baba olduğumu söylerler ama belediye başkanı olduğumdan beri onlara zaman ayıramadığım için çok sitem ediyorlar. Şimdi bir de torunum var. 2 akşamdır buradayım (İstanbul) ama ben hala torunumu göremedim. İnşallah yarın dönerken 1 saat falan göreceğim.

“Bizlerin eksiklerini telafi ediyorsunuz”

Sizi yakından tanımayanlar tarafından dışarıdan bakıldığında sert bir mizaca sahip olduğunuz düşünülüyor. Sert mizacınınız nedeni ne?
Daha da ötesinde beni tanımayanlar bana havalı da derler. Aslında hiç havalı falan değilimdir. Allah’tan büyük olmadığını her yerde söylerim. Olduğum gibi görünmeye, göründüğüm gibi olmaya çalışırım. Doğalım, yapmacık değil.

Beni tanımayan insanların önyargısıdır bu. Benimle tanıştıktan sonra ‘neden böyle düşündüm ki’ diyen insanları çok gördüm. Bunun nedeni belki gergin yaşadığımdan olabilir.


Gazetemizle ilgili neler söylersiniz?
Başta Hüseyin Karadeniz, siz ve ekibiniz hem sıladaki hem de İstanbul’da yaşayan Kastamonuluları sentezleyen güzel bir çalışma içerisindesiniz. Bizlerin eksikliklerini telafi ediyorsunuz; bu bir emek. Buna herkesin sahip çıkması gerekiyor. Kastamonuspor’un amatör lige düşme sürecindeki fedakârlıklarınızı takip ettim.

Keşke bunu bizler de yapabilseydik. Maalesef KSK amatör lige düştü.

Başarılı bir gazete olarak gelişeceğinizden şüphem yok. Bizler de sizin her zaman yanınızda olacağız.

 

Hemşerilerinize bir mesajınız olacak mı?
Huzurlu, barış ve kardeşlik içeren; bir cana bile kıyılmayan, bir damla kan akmayan bir dünya ve Türkiye istiyorum. Geleceğimizin apaydın olması dileğiyle; başta Taşköprülüler olmak üzere tüm hemşerilerimin, milletimin ve bütün İslam âleminin, mübarek Kadir Gecelerini ve Ramazan Bayramlarını kutluyorum. Allah hepimizin yardımcısı olsun.

 

Ziyaretiniz ve söyleşi için teşekkür ederiz.
Sizlerle birlikte olmak güzeldi. Ben de sizin şahsınızda İSTAMONU ailesine teşekkür ederim.

Hüseyin Arslan Kimdir?
1956 yılında Taşköprü’nün Aşağı Çayırcık köyünde doğdu. İlköğrenimini Çayırcık İlkokulunda, Lise öğrenimini İstanbul vefa Lisesi ve Taşköprü Lisesinde tamamladı. 1977 yılında Kastamonu Meslek Yüksek Okulu İnşaat bölümünden mezun oldu.

Uzun yıllar profesyonel olarak inşaat sektöründe faaliyet gösteren Arslan, farklı dönemlerde Taşköprü Spor ve Kastamonu Spor kulüpleri yönetim kurulu üyeliği yaptı.

1991-2009 yılları arasında Taşköprü Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanlığı görevini yürüttü. Kurucuları arasında olduğu Ekol Kontrplak Fabrikası’nın 2 yıl yönetim kurulu üyeliği, 8 yıl yönetim kurulu başkanlığı görevinde bulundu.

Türkiye Kontrplak Üreticileri Derneği (KONÜDER) yönetim kurulu üyesi ve ikinci başkanlığı görevini sürdürüyor.

29 Mart 2009 yerel seçimlerinde Taşköprü Belediye Başkanı seçilen Arslan, evli ve 3 çocuk babasıdır.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!