Kas-Der Genel Başkanı Latif Çilingiroğlu Derneğin resmi WEB sitesinde bir mesaj yayınladı. Mesajda şu görüşlere yer verildi:
Merhaba…
Kas-Der markasının değerli üyeleri, şube başkanları, saygıdeğer çalışma arkadaşlarım, sosyal sorumluluk görevini içselleştirmiş değerli gönüllüler ve sevgili hemşerilerim,
Öncelikle, 16. dönem Kas-Der Genel Başkanı olarak bize tevdi edilen bu kutsal görevin hepimize hayırlı olmasını diliyor, kutlama mesajlarıyla, yanımızda olduğu duygusunu yaşatan herkese şükranlarımı sunuyorum. Bundan böyle resmi WEB adresimiz olan buradan zaman zaman sizlere sesleneceğim.
38 yıllık memuriyet hayatımda, üstlendiğim görevlerde hep insan odaklı çalışmayı yeğledim. Edebali’nin, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ sözünde olduğu gibi, İnsana hizmetin kutsallığının tartışma götürmez olduğu bilinciyle hareket ettim.
İstiklal ve İstikbâl savaşı…
Bilindiği gibi güzelim memleketimiz Kastamonu’muz istiklal harbinde en çok şehit veren illerin başında geliyor. Kahraman Türk kadını Şehit Şerife Bacı Kastamonulu, Halime Çavuş, Kara Fatma ve diğerleri…
İstiklal madalyasıyla taltif edilen tek ilçe İnebolu, istiklal marşı Kastamonu’da yazıldı ve ilk olarak Kastamonu Açıksöz Gazetesinde yayımlandı. İstiklalin, yani kurtuluşun kazanılmasında ne çok payımız var öyle değil mi?
Peki, kazanılan İstiklal savaşı sonrası Kastamonulular hak ettiği yerde mi? Hayır, maalesef Kastamonu olarak hak ettiğimiz yerde değiliz. Yani istiklal savaşının kazananı Kastamonu, istikbâl, yani gelecek savaşının bu güne kadar hep kaybedeni olmuştur.
Sebep-Sonuç ilişkisi…
Bu kaybedişin sebepleri hepimizce malumdur. Bu sebepleri tekrar sıralayıp hamasi nutuklar atmak faydasızdır. Bundan sonra yapmamız gereken, bugünü milat kabul ederek, İstiklal Savaşı ruhunu “İstikbal Savaşı’nda da yaşatmak, ülke yönetiminde ön saflardaki yerimizi almaktır. Sözünü ettiğim mecazi anlamdaki savaş, inanın o günün istiklal savaşı kadar önem arz etmektedir. Nasıl ki, İstiklal savaşı, fiziki olarak var olma, topraklarımıza sahip çıkma kendi ülkemizde hürriyetimizi ipotek altına almaya çalışan güçlere karşı başkaldırma adına yapıldıysa, bu günde Kastamonulular olarak ekonomik kalkınma, sosyal statü kazanımı ve kültürel değerlerimize sahip çıkma anlamında çağ itibarıyla, koşullar itibarıyla aynı önemi taşımaktadır.
Yeri gelmişken mücadeleyle ilgili ünlü bir sözü hatırlatmak isterim; ‘savaşırsan kaybedebilirsin, ama savaşmazsan çoktan kaybetmişsindir’
Sevgili Kastamonulular, hepimiz biliyoruz ki, dernekçiliğin birincil görevi birlik beraberliği tesis etmektir. Birbirimizi korumak, kollamaktır. Son yıllarda hemşerilerimiz arasında yaşanan kopukluklar, asıl gayeden uzaklaşılmasına sebep olmuştur. Gelinen nokta, hepimizin içini acıtan bir yaradır. Bu yarayı sarmak büyüğüyle küçüğüyle, kadınıyla erkeğiyle, hepimizin görevidir.
Peki, ne yapmalıyız?
Öncelikle, hepimiz derneklerimizin sayıca çokluğuyla övünmek yerine, nitelik olarak ivme kazanması bilincini edinmeliyiz. 27 yıldır Kastamonu’yu temsil eden en köklü, en kapsamlı, markalaşmış, kurumsallaşmış derneğin; Kas-Der’ in çatısı altında birleşmeliyiz. Küçük olsun benim olsun zihniyetinin bencilliklerinden arınmalı, büyük olsun hepimizin olsun paylaşımcılığını hâkim kılmalıyız.
Dernekler bireylerin koltuk kavgası yaptığı arenalar olmaktan çıkarılmalı, toplumsal hizmet anlayışı yerleştirilmelidir. Sabit fikirli, önyargılı, dar düşünceli bir avuç insanın hükmedebildiği bir toplum olmak bize yakışmaz. Konfüçyüs’ün dediği gibi; ‘Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri varsa, o yerde güneş batıyor demektir’
Unutmayalım ki hepimizin, doğduğumuz yere, atalarımızın yattığı topraklara borcu var. Zaman bu borcu ödeme zamanıdır. Kastamonu’daki, İstanbul’daki ve Türkiye’nin her yerindeki Kastamonuluları aynı amaç uğrunda birleştirebilmek imkânsız değildir. Kas-Der şubeleri, ilçe dernekleri, köy dernekleri bir araya gelerek hem atalarımıza layık nesiller olduğumuzu ispatlamak hem de çocuklarımıza, adına birlik beraberlik denen en güzel mirası bırakmak hepimizin ortak görevidir.
Sevgili hemşerilerim, yeni bir kadroyla geldiğimiz bu görevde başarılı olmamız konusunda sizlere ihtiyacımız hep olacaktır. Kastamonulular adına yapılacak hizmetlerde vereceğiniz destekten dolayı şimdiden teşekkür ediyor, görüşlerinizi ve tavsiyelerinizi bekliyorum.
Satırlarıma, hislerime tercüman olan Hz. Mevlana’nın bir sözüyle son vermek isterim; “Ey gönlümün sol yarısı. Aklıma koydum seni, Aklım almadı. Yüreğime bıraktım, Sana doymadı..!”
Benim de Kastamonu sevdam aklıma gönlüme sığmadı, sığmıyor…
Seviyorum demenin yetmediğini idrak edip, bu sevginin gereklerini yerine getirdiğimiz nice güzel günlere.
sevgiyle…