Büşra Sarıdoğan
  1. Haberler
  2. YENİ BİR BAŞLANGICIN EŞİĞİNDEMİYİZ?

YENİ BİR BAŞLANGICIN EŞİĞİNDEMİYİZ?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

12 Mayıs 2025 tarihi Türkiye’nin yakın tarihine derin izler bırakan bir dönemin sonunu işaret etti. 40 yılı aşkın süredir ülkenin güvenlik gündemini belirleyen, binlerce insanın hayatına mal olan PKK, kendini feshettiğini açıkladı. Tıpkı bir dernek gibi, tüzüğünü toplayıp “biz artık yokuz” dedi. Sanki Türkiye bir WhatsApp grubuymuş da “arkadaşlar grup dağılmıştır, hoşça kalın” mesajı atılmış gibi.

Ancak bu kapanış, bir düğmeye basarak geçmişi silmiyor. Türkiye’nin güneydoğusundaki köylerinden, metropollerin ortasına kadar uzanan bir gölgeydi bu terör sorunu. Diyarbakır’da bir sabah okuluna giderken çatışma ortasında kalan çocuk, Hakkâri’ye askere giden evladını sonsuz bir sessizliğe uğurlayan anne ve baba, İstanbul’da canlı bomba saldırısında hayatı yarım kalanlar, Cizre’nin sessizliğinde yankılanan acı çığlıklar. Bu liste böyle uzar gider…

PKK’nın 1984’te başlattığı silahlı mücadele, kısa sürede etki alanını genişletti. Devletin güvenlik politikaları ve örgütün sivilleri de hedef alan eylemleri, bölgeyi bir çatışma alanına çevirdi. 1993’te Bingöl’de 33 erin şehit edilmesi, 2006’da Diyarbakır’da çocukların ölümüyle sonuçlanan gösteriler, 2012’de Şemdinli kırsalında günlerce süren çatışmalar bu sürecin acı örnekleri arasında yer aldı. Bu listede diğeri gibi uzar gider. Hepsi adeta bir sezon finali gibi…

Ancak her çatışmanın ardından gelen bir “barış ümidi” de vardı. Ve biz ümit etme konusunda çok iyiyiz. 2013’te başlayan çözüm süreci, bir parça barış, biraz halay ve nevruz alanında söylenen birkaç barış repliği. Militanlar dağdan inerken gazeteciler “acaba final sahnesi mi geliyor” diye umutlanmıştı. Ne var ki süreç 2015’te Dolmabahçe Mutabakatı’nın kamuoyu önüne çıkmasının ardından hızlı bir şekilde dağıldı. Roller değişti, senaryo yırtıldı, sahne yangın yerine döndü. Cizre, Sur, hendekler… Barış masası, barikatların altında kaldı. Masanın altına atılanlarda yeniden gün yüzüne çıktı.

Geçmiş örnekler, örgütlerin kendilerini feshederken yeni isimler veya yapılandırmalar altında varlıklarını sürdürebildiklerini gösteriyor. IRA dağıldı ama Sinn Féin varlığını siyasi zeminde sürdürüyor. ETA silah bıraktı ama hafızası hâlâ canlı. FARC ise farklı şekillerde topluma yeniden entegre olma yolları aradı.

Şimdi sorulması gerekenler sorular şunlar:
PKK’nın feshi gerçek bir veda mı, yoksa makyajlı bir format değişikliği mi?
Eski tüfekler, yeni etiketlerle geri döner mi?
Bu bir son mu, yoksa taktiksel bir dönüşüm mü?
İç muhasebe mi, PR çalışması mı, yoksa “yeter artık biz de yorulduk” deme şekli mi?

Elbette bunu bize zaman gösterecek.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!