1699 Karlofça Felaketi…
Tarih, ders almak isteyenler için müthiş bir laboratuardır. İngilizler 1500 kişi ile koskoca kıta Hindistan ve Pakistan’ı işgal etmişler ve bugün dahi varlıklarını, kurdukları nizam ile sürdürmektedir. Arap dünyasını biliyoruz. Batı’nın ensesine tokadı vurup ekmeğini ağzından alamadığı tek istisna Türk milletidir.
1924 yılında nüfusu 13 milyon olan Türkiye, 1979’da 43 milyona ve 2014’te 77 milyona ulaşmıştır.
Türkiye’de okuma-yazma bilen oranı günümüzde yüzde 90’lardadır.
Tarih ne müteşekkirdir ne de nankör… Tarih, duygu tanımayan oldukça soğuk bir muhasebe uzmanıdır. Bütün işi, “günahları ve sevapları” kaydetmekten ibarettir. Tarih kesinlikle affetmez ama şaşırtmaz da… Tarihe numara yapmaya yeltenmek, ders almamak, değnekle sise delik açma gayretine benzer ki sonu hüsrandır. İnsanlar gibi milletlerin de zaman zaman kendi geçmişleriyle hesaplaşmaları, ara bilançosu çıkarmaları, hem zorunlu hem de faydalıdır. Böylece nereden kalkılıp nereye vasıl olunduğunu, bu arada nelerin kazanılıp nelerin kaybedildiği ve rota düzenlenmesi yapmanın gerekli olup olmadığını ortaya çıkar.
Lozan Barış Antlaşması’nın Ekonomik Hükümleri
Musul meselesi temelde petrol meselesi idi. Lozan’da bir anlaşma sağlanamadı. 1925’te Türk-İngiliz görüşmeleri sürerken Şeyh Sait 13 Şubat 1925’te 14 ili kapsayan Kürt isyanı çıkardı. Şeyh Sait’in isyanı iki ayda bastırıldı. Ama Musul ve Kerkük bu vesileyle gitti. Şeyh Sait ve 46 elebaşı isyancı 28 Haziran 1925’te Diyarbakır’da İngiliz ipi ile asılarak idam edildi. Kerkük-Musul elden çıktı ve Türkiye petrol gelirlerinden payına düşeni de hiçbir zaman alamadı. Bugün hakkımızı isteme ve alma günüdür.
Sonuç:
Geleceğin yakıtı petrol değil, bor ve toryum temelli yeni nesil enerjidir. Türkiye borda dünya rezervinin %68’ine, toryumda %50’sine ve bilinen altın rezervinde de 6 bin 500 ton ile ciddi bir rezerve sahip ülkedir. Ayrıca 100 bin ton gümüş olduğu tahmin ediliyor.
Dünyadaki işlenebilir altın rezervinin 90 bin ton ve bunun da 6 bin 500 tonunun Türkiye’de olduğuna dikkat çekiliyor.
Kaynak: Ramazan Kurtoğlu
