Merkez Bankası 2021/2 enflasyon raporu 29.04.2021 tarihinde yayınlanmış olup, özeti aşağıda sunulmuştur.
1-Genel Değerlendirme
Milli gelir 2020 yılı son çeyreğinde yıllık bazda yüzde 5,9 oranında artmıştır. Tüketici enflasyonu 2021 yılının ilk çeyreğinde yüzde 16,2 olmuştur.
1.1 Para Politikası Kararları
Gecelik faizler TCMB politika faizi (%19) etrafında oluşmuştur.
1.2 Orta Vadeli Tahminler
Enflasyonun 2021 yılı sonunda yüzde 12,2 olarak gerçekleşeceği, 2022 yıl sonunda yüzde 7,5’e ve 2023 yıl sonunda ise orta vadeli hedef olan yüzde 5 seviyesine gerileyerek istikrar kazanacağı tahmin edilmektedir.
Yakın dönemdeki döviz kuru hareketleri ve kısa vadede oldukça etkili olan arz yönlü enflasyonist unsurlar nedeniyle yıllık enflasyonun birkaç ay daha yüksek seyredebileceği değerlendirilmektedir.
1.3 Tahminler Üzerindeki Temel Riskler
Salgının yurt içi ve yurt dışındaki seyri ile aşılama sürecine bağlı olarak iktisadi faaliyet üzerinde her iki yönde riskler bulunmaktadır. Artan vaka sayıları sonrasında alınan kısıtlama kararları iktisadi faaliyeti kısa vadede yavaşlatacaktır. Diğer yandan yurt içinde ve dışında aşılamanın öngörülenden daha süratli gerçekleşmesi, mal ve hizmet ihracatı ile yurt içi hizmet sektörlerindeki iyileşmeyi destekleyebilecektir.
Finansal koşullardaki sıkılaşmanın ikinci çeyrekten itibaren net kredi kullanımını ve yurt içi talebi yavaşlatacağı öngörülmektedir.
2-Ekonomik Görünüm
2.1 Küresel Ekonomik Gelişmeler
Küresel ekonomi destekleyici politikalar ve aşılama sürecindeki olumlu gelişmelerin etkisiyle toparlanmaya devam etmekte, bu iyileşme sürecinde özellikle imalât sanayi faaliyeti ve küresel ticaretteki ivmelenme belirleyici olmaktadır. Bununla birlikte, ülkelerin salgından etkilenme dereceleri ve büyüme görünümleri önemli derecede farklılık göstermektedir.
Salgının ve alınan önlemlerin emek yoğun hizmet sektörünü daha olumsuz etkilemesi, istihdam piyasasındaki toparlanmayı da geciktirmektedir.
Gelişmiş ülkelerin uzun vadeli tahvil getirilerindeki artış gelişmekte olan ülkelere portföy girişlerini de sekteye uğratmış, Şubat ayından itibaren portföy hareketleri çıkış yönüne dönmüştür.
2.2 Finansal Koşullar
Ülke risk primi (CDS) 300 baz puanın altına gerilemiştir.
Küresel risk iştahındaki bozulma ve yurt içi gelişmeler sonrası gerçekleşen portföy çıkışları tahvil getirilerinin sert yükselmesine yol açmıştır.
Kapanmanın İktisadi Faaliyete Etkisi
Kasım ayından itibaren uygulanan tedbirlerin, Mart-Mayıs dönemi kadar olmasa da hareketlilikte belirgin bir azalışa neden olduğu gözlenmektedir.
3.Orta Vadeli Görünüm
Temel varsayımlar ve kısa vadeli öngörüler çerçevesinde, politika faizinin güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edileceği bir görünüm altında enflasyonun kademeli olarak hedeflere yaklaşacağı öngörülmektedir.