Geldiğimiz son süreçte futbol, büyük finansal kaynakları harekete geçiren, akıl almaz para transferlerine konu olan bir “piyasa” durumuna geldi. Kimi ülkeler için neredeyse “ihraç “alanı; geçim kaynağı….
Durum ülkeler bazında böyleyken, şehirler için farklı mı? Spor ve özellikle futbol, şehirlerin tanıtımı, sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik getirileri bakımından da paha biçilmez bir kaftan.
57 yıllık futbol kulübümüz Kastamonuspor’la birlikte başımıza bir talih kuşu kondu ve hiç yakın olmadığından daha önemli bir sürece taşıyacak bizi. Eğer başaramazsak, İçimiz de “yılgın rüzgarların ayak seslerini” söylemeye devam edeceğiz.
Demem o ki, bir şehrin futbol takımı hangi ligde ise, şehirde o ligde ve statüdedir. Yarım asırdan fazla verdiği mücadele ile şehrimizden önde bir kulübe sahibiz. Ya şehir olarak amatör kalacağız yada kulübümüzle birlikte profesyonel bir üst ligle çıkacağız, seçim bizim.
İÇERDE 22, DEPLASMANDA 21 PUAN
Futbol, aynı zamanda bir nezakettir, bir meziyettir. Gol atmayı da bileceksiniz, yemeyi de. Temsilcimizin oynadığı maçların başarısının temelinde iç saha ve dış saha kavramının olmaması, bu dahi tek başına haber konusu bence. Kulübün giydiği formanın üzerinde yazılı olan ait olduğu şehir “Kastamonu” açısından ise muhteşem bir duygu.
Deplasmanda oynadığı 9 maçta 6 galibiyet, 3 beraberlik, rakip filelere gönderdiği 16 gole karşılık 21 puan toplayan temsilcimiz, kendi sahasında ise 9 maçta 7 galibiyet, 1 beraberlik, 1 mağlubiyet ve 19 gol atarak 22 puan topladığını görüyoruz. Bu meziyet değil de nedir? Teknik heyetten, futbolcularımıza, masöründen, malzemecisine, taraftarından, yönetime, kulüp başkanına binlerce kez teşekkürü bir borç biliyoruz.
CENGİZ AYGÜN FAKTÖRÜ
FC Barcelona’yı borç batağından çıkararak, dünya markası haline getiren Ferran Soriano neyse, GMG Kastamonuspor ’da Cengiz Aygün o dur. FC Barcelona geçtiğimiz sezon 111 milyon dolar kâr açıkladı. Bugün kar etmesi mümkün olmayan GMG Kastamonuspor’un, zarar etmemesi için de bir çok nedeni olduğu gibi imkanları da mevcuttur. Zarar denilen olgu, bakan gözlerin baktığını görmemesinden kaynaklıdır.
Bizim bu saatten sonra kulüpte kimseye diyecek bir şeyimiz olmadığı kesin, herkes elinden geleni fazlasıyla ve eksiksiz yerine getiriyor zaten.
GMG Kastamonuspor’un, bu günlere gelmesinde en büyük pay sahibi şüphesiz Cengiz Aygün’ündür. Elimi taşın altına koyayım diye girdiği işte, gövdesini unutmuş durumda. Yarın kendisi için bu satırlardan,” Zafere giden yolda çekilen çile kutsaldır. Sonuç olarak çilesini çekti, hedefine ulaştı ve başardı.” Yazacağımıza eminim. Biz bunları yazmaya hazırlanırken, çorbaya tuz misali katkı sunacak babayiğitlerin gölgesi değse derin bir oh çekeceğine de adım gibi eminim.
Velhasıl, bu maç burada bitmez, yazının devamında görüşmek üzere
Sağlıcakla kalınız.