“İp ucu, ipin ucu” aynı kökenden, ancak anlamları bakımından farklı ifadeler içeriyor. İpin ucu kaçtığında ip uçlarıyla doğru yolu bulmak gerekir.
İpin ucu her alanda kaçabilir. Telafi edilebilirliği yüksek birçok alanda bu mümkündür elbette. Ancak; eğitim ve aile hayatımız, toplum olarak son 40 yıllık süreçte, telafisi mümkün olmayan bir sonucun ve çöküşün etkisi altında.
Geçtiğimiz gün, Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) giren 3,4 milyon üniversite adayının, sınav sonuçları açıklandı.
Türkçe, Matematik, Sosyal ve Fen Bilimleri olmak üzere dört bölümden oluşan ve üniversiteye giriş için önemli bir adım olan TYT (Temel Yeterlilik Testi) Sınavı ile üniversiteye gitmek isteyen lise son sınıf veya lise mezunu öğrencilerinin 4 yıllık fakültelere yerleşmesi için girmesi gereken AYT (Alan Yeterlilik Testleri) sınav sonuçları gençlerimizin üniversiteye hiçte hazır olmadıklarını gösteriyor.
En ilginci ise din kültürü ve ahlak bilgisi cevap ortalamasında. Sorulan 6 soruya verilen doğru cevap ortalaması sadece 1, diğer doğru cevap oranları ise Türkçe 40 soruda 21, sosyal bilimler 20 soruda 9, temel matematik 40 soruda 7 ve fen bilimleri 20 soruda cevap sadece 3.
Yukarıda ki tablo, insan faktörüne dokunamadığımız gibi çok boyutlu bir varlık olan insanı, donanımlı halde, hasar vermeden yarınlara ve geleceğe hazırlayamadığımızı göstermekte.
Çok kez katıldığım ve şahit olduğum diğer bir konu ise bilgi yarışmalarıdır. Öğrencilerde gördüğüm “dikkat dağınıklığını” da yukarıda ki tabloya eklersek sonuç hiçte şaşırtıcı değil.
Net bir dille belirtmek isterim ki, 15-21 yaş arasında ki her 100 gençten 92’sinin internet ve sosyal medya kullandığı; sosyal medyanın da bu kadar kontrolsüz ve pervasızca kullanıldığı, şehvet, şiddet ve küfür pompaladığı bir ülke de siz ne yaparsanız yapın eğitimde başarı seviyesi her geçen gün düşmek zorundandır.
Bu ülke de ne işe yaradığını bir türlü çözemediğim Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), 2 yıl evvel 15-21 yaş grubundaki gençlerde günlük televizyon izleme süresinin 1 saat 42 dakika, günlük internet kullanımı ortalamasını ise 4 saat 37 dakika olarak açıkladığını okumuştum.
Yukarıda ki başarısızlıkta, milli eğitim müfredatı, ders ve eğitim kriterleri, teknik, şartlar ve yöntemler elbette önemlidir. Ancak, 5 saat eğitim verdiğiniz öğrenciye pervasızca ve kontrolsüzce 5 saat sosyal medya özgürlüğü tanıyorsanız, “verdiklerinizi çaldırıyorsunuz” anlamı çıkmaktadır.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın bu konuda elini taşın altına koyma zamanı geldi geçiyor. İpin ucuyla, ip ucu anlamlarını yitirmiş durumda.
İpin ucu puştun eline geçtiği günümüz de ipin ucu ne zaman bizim kurumlarımızın eline geçecek?
Kalın sağlıcakla…