Hüseyin Karadeniz
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. BÖLGENİN GERİ KALMASINDA ENGEL TİCARET ODALARIDIR (2)

BÖLGENİN GERİ KALMASINDA ENGEL TİCARET ODALARIDIR (2)

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Geçtiğimiz hafta köşe yazımda, bölgenin ticaret ve sanayi yapısının ülke ekonomisine daha fazla katkı yaratır yönde biçimlenmesi, üyelerinin mesleki faaliyetlerini uygun koşullarda yürütebilmeleri ve karşılaştıkları sorunların çözümlenebilmesi amacıyla kurulan ticaret ve sanayi odalarının yörelerine katkılarına, Kastamonu-Gaziantep örneğinden hareketle mercek tutmuş, Kastamonu’da olan sorunun diğer çevre illerde de baş göstermesine dikkat çekmiştim.

Gaziantep, Bursa, Kayseri, Kocaeli, Mardin, Trabzon, Malatya, Van, Aydın ve Kahramanmaraş gibi iller 1927 yılındaki ilk nüfus sayımında Kastamonu’dan daha az nüfusa sahiplerken nasıl oldu da bugün 1 milyonu bulan ve aşan nüfusa eriştiler? Kastamonu nasıl oldu da 94 yıldır aynı nüfusla kaldı ve neden göç verdi? sorusuna cevap arıyorum gerçekten.

Bana göre Kastamonu başta olmak üzere Batı Karadeniz’de bulunan diğer illerin en büyük sorunu, ticaret odalarının stratejik planlama yapamamasıdır.

Odaların sektörel ve bölgesel bazda ticari ve ekonomik sorunlar ile beklentileri belirleyecek, çözüm önerilerini geliştirecek süreci yaratamamış olmalıdır bugünü kangrene çeviren ve çıkmaza sokan.

Mesela ticaret odaları şunları yapmış mıdır?

* Ticaret ve Sanayi Odaları tarafından “Eğitim Akademisi” kurulmuş mudur?

* Bölgede bulunan ticaret ve meslek liselerinde eğitim gören öğrencilerin staj ve mesleki yeterlilik, beceri ve yetenekleriyle ilgili bölgeye has durum ve üretim alanlarına göre çalışmalar, yönlendirmeler yapmışlar mıdır?

* Bilişim Teknolojileri üzerine “Gelişim Planı”, durum analizi yapma gereği duymuşlar mıdır?

* Ulusal ve uluslararası hibe ve teşvik mekanizmalarını araştırıp, üyelerini bilgilendirecek ve gerektiğinde danışmanlık hizmeti vererek faydalanmalarını sağlamışlar mıdır?

* Her yıl bölgesel ve ulusal makro verileri içeren büyüme, sektörel gelişme, yeni iş alanları gibi konularda araştırma yaparak, verileri kullanıma sunmuşlar mıdır?

* Bölgesel kalkınma konusunda sürdürülebilir, projeler üreterek, özellikle bölgenin lokomatif sektörü olan turizmin 12 aya yayılması için paydaşlarla çalışmalar yapmışlar mıdır?

* En önemlisi de bölgeden, büyükşehirlere göç eden iş adamlarıyla fikir ve düşünce toplantılarını benimseyerek, baba ocaklarının nimet olduğunu, kendilerine ne gibi fırsatların sunulacağını ifade etmişler midir?

Konuya şöyle bakış açısıyla devam etmek gerekirse “Büyük adamlar” kimlerdir, nasıl ve hangi şartlarda ortaya çıkarlar? Onları “büyük” yapan nedir? “Büyük adamlar” tarihsel olaylara ne derecede etki etmişlerdir? sorularını sorarken, büyük adam kavramı bugünü değil, yüz yıl öteye yatırım yapacak anlayışa sahip olmaktır her halde.

Bakın memlekette kimsenin farkında olmadığı bir şey var. Köyler boşalıyor. Her yer ormanlaşmakla kalmıyor, toprak değersizleşiyor. Tüm bunlar olup biterken, Ticaret Odalarının “yerinde istihdamı ve üretimi” konuşamadıkları gibi, konu üzerine stratejik planlama yaparak, devlet organlarını harekete geçiremediklerini görüyoruz.

Önüne gelen her fikri ve düşünceyi “o benim işim mi, bu bizim işimiz mi?” gibi safsatalarla geçiştirince geldiğimiz nokta belli. Bu zihniyetle az gideriz, uz gideriz de bir arpa boyu yol gidebilir miyiz orası muamma işte.

Alt yapı, üst yapıyı belirler” azizim. Alt yapısını kuramadığınız şeyin üst yapısı olmaz. Bugün konuştuğumuz üst yapı, geçmişte oluşturamadığınız alt yapının kangren halidir. Bakın köyler boşalıyor. Git gide ormanlaşıyoruz. Yetmiyor, topraklarımız değersizleşiyorken, “yerinde istihdam” üzerine fikir beyan edecek gücünüz dahi yok. Büyük vebal taşıyorsunuz benden söylemesi!”

 

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!