Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürü Fatih Önlem,Genel yayın yönetmenimiz Hüseyin Karadeniz’in sorularını cevapladı.
Coğrafi işaretli ürünlerin pazarda daha çok talep gördüğünü vurgulayan Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürü Fatih Önlem, “Kastamonu’ya özgü 13 tane coğrafi işaretli ürünümüz, 23 tane de başvurumuz var. Şu anda coğrafi işaretli ürünler sıralamasında Türkiye’de 4. sıradayız.” dedi.
Kastamonu’da ekilebilir alanın orman baskısıyla az olduğuna dikkat çeken Önlem, çiftçinin; miras hukuku, iyi tarım uygulamalarını tercih etmemesinin yanı sıra sözleşmeli tarımın yaygın olmaması sebebiyle istediği ekonomik geliri elde edemediğini ifade etti.
Bu sene rekolte artışının yaşanan olumsuz hava koşulları sebebiyle beklentinin altında olacağını söyleyen Önlem, tarım sigortası TARSİM ile çiftçinin mağduriyetinin en aza indirgendiğini kaydetti.
Kastamonu’nun büyük baş hayvancılıkta öne çıktığını belirten Fatih Önlem Devrekani, Taşköprü ve merkez ilçede bu alanda yatırımlar yapılacağını bildirirken tatlı su balıkçılığı için girişimlerin olduğuna değindi. Önlem tarım ürünlerinin muhafazası için soğuk hava depolarının kurulmasının da gündemde olduğunu dile getirdi.
Genel yayın yönetmenimiz Hüseyin Karadeniz’in aslen Araçlı olan Fatih Önlem ile Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün çalışmalarıyla ilgili gerçekleştirdiği söyleşinin satır başları şöyle:
Yüzde 67 orman baskısı var
“Kastamonu coğrafyası oldukça engebeli ve zor, bu sebeple ekilebilir alanda Türkiye’de 53. sırada. Tarım alanına yüzde 67 civarında orman baskısı var. Geri kalan alanlarımız da parçalı ve küçük. Ekonomik anlamda çiftçimizi oldukça zorluyor bu durum. Yaklaşık 3,5 milyon dekar tarım arazisinin 2,5 milyon dekarı kuru ekilebilir, 700 bin dekarı ise sulu tarım yapılan arazi. İstatiksel bilgilerde 17 bin dekar ekilebilir boş alan olduğu görülüyor. Ancak bu gerçeği yansıtmıyor. Maalesef çiftçilerimiz miras hukuku yüzünden kayıt sistemine giremediklerinden dosya açtıramıyorlar.”
30 bin dekar zarar gördü
“2019 sezonunda yaklaşık 7 bin ton çeltik, 7 bin 600 ton siyez buğdayı, 17 bin ton civarında da sarımsak üretimimiz mevcut. Olumsuz hava şartları olmasaydı bu oranı yüzde 10 ila 20 civarında arttırma öngörümüz vardı. Haziran ayında meydana gelen dolu yağışından Devrekani’de 20, Daday’da 12 Seydiler’de 10 köyümüz etkilendi. Yaklaşık 30 bin dekar arazi zarar gördü. Bu kapsamda verimde düşüklük yaşanacaktır. Devrekani’de özellikle patates, şeker pancarı noktasında ciddi bir kayıp söz konusu.”
16 bin 898 çiftçi TARSİM yaptırdı
“Kastamonu’da mevcut olan yaklaşık 24 bin çiftçinin 16 bin 898’i TARSİM poliçesi yaptırdı. Bu konuda bilinçlenme var. TARSİM olursa zararlarının tamamına yakını karşılanıyor. Çiftçilerimize sigorta yaptırmalarını öneriyoruz. TARSİM dışında afetlerin yaşandığı durumlarda il ve ilçe müdürlüklerimiz aracılığı ile çiftçilerimizin borçlarının ertelenmesini sağlıyoruz.”
Toprak analizini öneriyoruz
“Çiftçimizin en büyük eksikliği toprak analizini yaptırmaması. Analiz yaptırmadığımız zaman, toprağın hangi bitki besin elementine ihtiyacı olduğunu bilmemiz mümkün değil. O yüzden genellikle fazla ya da az gübre atımları oluyor. Toprak analizini mutlaka öneriyoruz. Çiftçilerimizi bilinçlendirme eğitimlerimiz var. Bunun dışında gübreleme yöntemiyle ilgili Kastamonu İl Müdürlüğü internet sayfasında bilgilendirme mevcut.”
Şeker pancarında yüzde 30 artış
“Şeker pancarında yüzde 30’luk artışla 285 bin tonu yakaladık. Bu sadece şeker fabrikasıyla ilgili değil. Asıl sebep sözleşmeli tarım. Çiftçimiz şeker pancarını üretiyor çünkü önünü görüyor, ürününü satabileceğinden emin. Diğer ürünlerimizde de mutlak anlamda sözleşmeli tarımı yaygınlaştırmamız lazım. Bu konuya sadece devlet değil özel sektör de el atmalı. Bakanlığımız şu an dijital tarım pazarına başladı. Çiftçilerimizin buraya kayıt olarak, ürünlerini alıcılarla direkt buluşturabileceği bir platform oluşturuldu. Çiftçi satabileceğinden emin olunca, üretimde de artış olacak.”
Kenevir arazisi 2’ye düştü
“Kastamonu’da geçtiğimiz yıl 10 arazide dikilen kenevir için 2020 yılında 2 üreticimiz başvuruda bulundu. Yaklaşık 60 dekar arazide kenevir eklendi. Bu düşüşün sebebi kenevir tohumunun olmamasının yanı sıra sözleşmeli tarımın olmamasından kaynaklı. Çiftçimiz önünü görebilse üretimde herhangi bir sorunumuz yok. Mutlaka ürettiririz, diktiririz, yetiştirtiriz. Önümüzdeki sezon tohumdan bir problem yaşamazsak üretimimizi arttırmayı planlıyoruz.”
Taşköprü Sarımsağı bankada saklanacak
“13 tane coğrafi işaretli ürünümüz, 23 tane de başvurumuz var. Şu anda coğrafi işaretli ürünler sıralamasında Türkiye’de 4. sıradayız. Coğrafi işaretli ürünlerin desteklenmesi konusunda bakanlığımızın da çalışmaları var. Taşköprü Sarımsağının marka değerini koruyabilmek adına denetim seferberliği başlattık. Taşköprü’de sarımsak temmuzun ilk ve ikinci haftalarında hasat ediliyor. Bundan önce çıkanlar Taşköprü Sarımsağı değil fakat hep bu isimde satılıyor. Bu durumu tespit edip etiketinde Taşköprü Sarımsağı yazan ürünleri coğrafi işaretleri muhalefetinden cezai işlem uygulama ve kaldırtma işlemini yaptık. Şu anda da bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Öte yandan Taşköprü’de 16 tane parsel kurduk. Köylerden Taşköprü Sarımsağının ata tohumlarını topladık ve dikimlerini yaptık. Çıkan sonuçları laboratuvara göndereceğiz ve analiz ettireceğiz. Tohumları tekrardan üretmeye ve tohum bankamızda saklamaya başlayacağız.”
Taşköprü ve Devrekani’ye soğuk hava deposu
“Soğuk hava depolarının yeterli olduğunu düşünmüyorum. Sarımsağımız 9-10 ay dayanıyor. Bu depoları yaparsak 12 ay talebi karşılamış olacağız. Soğuk hava depolarının çok elzem olduğunu düşünüyorum. Birkaç soğuk hava deposu projemiz onaylandı; Taşköprü ve Devrekani’de yapacağız.”
20 binden fazla traktör var
“Modern tarıma yavaş yavaş geçiyoruz, istediğimiz düzeyde değiliz. Kooperatifleşmeyi de tam anlamıyla yapamadık. 367 kooperatifimiz var. Tarımsal kalkınma kooperatifi adı altında çoğunlukla ormancılıkla ilgileniliyor. Sulama ve pancar kooperatifimiz etkin rol oynuyor. 26 bin çiftçimizin 20 bininden fazlasında traktör var. Bu gerekli değil ancak çiftçimiz mutlaka traktörünün olması gerektiğini düşünüyor. Çoğu zaman traktörün parası ödenirken zorlanılıyor, üründen ve gübreden kesiliyor. İmece usulüne dönersek farklılıklar yaratabiliriz.”
Seranın pazarı İstanbul
“Kastamonu’da şu anda 400 dekarda sera yetiştiriciliğimiz mevcut. İnebolu başta olmak üzere Tosya ve Taşköprü’de sera yetiştiriciliği yapılıyor. Başlıca ürünlerimiz yaz ayları için; domates, biber, salatalık, fasulye, kış ayları için de marul, ıspanak, yeşil soğan gibi yapraklı bitkiler. Ağırlıklı olarak da İstanbul pazarına pazarlıyorlar.”
Tatlı su balıkçılığında hedef bin ton
“Tatlı su balıkçılığı bizim için çok yeni bir sektör. Üretime verdiğimiz destekler, teşvikler sonucunda 400 ton civarında olan üretimimiz yıl sonunda bin tona çıkacak. Geçtiğimiz günlerde bakanlığımızca 60 bin tane yavru balığı çeşitli göletlerimize bıraktık. Balıkçılarımızdan bu balıkların bir sene üremesine ve büyümesine izin vermelerini rica ediyorum. Avcılığımızı belli bir seviyede tutalım. Yine tuzlu su balıkçılığında ise 9 adet balıkçı barınağımız var. Onlarda rast gele diyerek denizden ürün topluyorlar.”
Büyükbaş 300 bin, küçükbaş 100 bin adet
“Hayvancılık noktasında Kastamonu’nun kendini kanıtladığını düşünüyorum. Özellikle simental cinsi hayvanlarımız artık Türkiye’nin her tarafına yayılmakta. Simental denince Kastamonu akla gelmeye başladı. 300 bin civarında büyükbaş,100 bin civarında küçükbaş hayvanımız mevcut. Bayram zamanında Kastamonu’dan İstanbul’a 40 bin hayvan sevk ediliyor. İstanbul’un önemli ölçüde hayvanı Kastamonu’dan gidiyor. Burada il içerisinde Merkez, Devrekani ve Taşköprü başı çekiyor. Sayısal veri alabilme açısından simental türünün borsalaşması gerekli. Alım satımda üreticimiz zarara uğrayabiliyor. Borsa olursa kâr zarar durumu görülebilir.”
Devrekani bölge için önemli
“Devrekani bölge için çok önemli güzel bir projeyi hayata geçirdi. Şu anda ÇED aşamasında. Burada düşünülen organize besi sanayi bölgesi 25 bin hayvan kapasiteli. Bunun yanı sıra biyogaz tesisi, hayvan hastanesi, et kombinası olacak. İnşallah önümüzdeki yatırım planına da dahil edildi.”
Gelecekte kestane ağaçları olacak
“Kestane bir orman ağacı. Orman müdürlüğümüzün görev sahasına girse bile biz orman müdürlüğümüzle yaptığımız toplantılarda ortak protokollerle kestane üretimini nasıl arttıracağımıza yönelik projeler ortaya koyduk. Daha üretime geçmedi. Mevcutta özel bir kestane alanımız yok. Ormanın içlerinde olan ağaçlarımız mevcut. Tarım arazisinde kestane üretimi yapılması mümkün. Dışarıdan fidan alarak yapabiliriz. Biz bu yönde dedik ki; Kastamonu’ya dışarıdan fidanları alalım ama mutlak suretle bunları yerli çeşidimiz ile aşılayalım. Gelecekte ortak yürüteceğimiz proje bu olacak. Dışarıdan aldığımız çeşitler Kastamonu’ya uyum sağlayamayabiliyor; bunu cevizde ve elmada gördük. Mürekkep hastalığı ile ilgili de maalesef kimyasal bir mücadele söz konusu değil. Bu yüzden sert bir budama gerektiriyor. Daha doğrusu kesilip atılması gerekiyor. Orman müdürlüğümüz bunun çalışmalarına başladı. İçinde bulunduğumuz yıl için rahatlıkla söyleyebilirim ki çok fazla kuruma kestane ağacımız yok. “
IFAD’dan 26 milyon 750 bin lira
“IFAD Projesi kapsamında 125 milyonluk paketteki ilk gelen ödenekte 26 milyon 750 bin lira Kastamonu’ya ayrıldı. Bu ödenek dilimi Kastamonu’yu 6 il arasında birinci yaptı. IFAD’da hayvan pazarlarımızın modernizasyonu ve yeniden yapımı ile ilgili onaylanan projelerimiz var. Merkez hayvan pazarımızı modernize hale getireceğiz. Hijyenine ve hayvanların refahına daha çok dikkat edeceğiz. Devrekani hayvan pazarımızı da yenileyeceğiz. Taşköprü hayvan pazarı da modernize edilecek. Yanına kesim mezbahası yapacağız. Yapımlarına da yakın zamanda başlayacağız.”
İstediğimiz düzeyde değil
“Tarımın her alanında teşvik var. Buna rağmen üretimin düşmesini sosyal hayatla ilişkilendiriyorum. Genç nüfusu köyde tutamıyoruz, dönüş genelde emeklilerden oluyor. Bakanlığımız tarafından yönetilen genç çiftçi projesi ile bir miktar dönüşü sağladık ama istediğimiz düzeyde kesinlikle değil. İl merkezinin sosyal hayatını köy hayatına aktaramadığımız sürece bu dönüşü sağlamamız pek mümkün görünmüyor.”
Tarıma olan ilgi arttı
“Pandemi dolayısıyla tarıma olan ilgi arttı. Yavaş da olsa tarıma dönüş başladı. Bu bizi memnun ediyor. Pandemi sürecinde il müdürlüğümüze oldukça fazla görev düştü. Üretimin devamlılığını sağlamamız gerekiyordu. Pandemi var diye tarım yapmasaydık gıda arzında eksikle karşılaşabilirdik. Üretiminin devamını sağlamak için çalıştık ve başardık. Gıda denetimi çok önem kazandı. İlçe müdürlüklerimiz gıda ve hijyen denetim ile eğitimlerine önem verdiler.”
Üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız
“Ekilmeyen arazi mutlaka değer kaybına uğruyor. Bir yere üç sene dikim yapılmadığında çam fidanlarının filizlenmeye başladığını hemen görebilirsiniz. Mutlak suretle oranın sürülmesi tarımsal açıdan çok büyük önem arz ediyor. Biz burada üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız.Kendi memleketimize hizmet ediyoruz. Mesai saati düşünmeksizin hangi ilçemizin nerede ihtiyacı var ise mutlaka arazide onunla birlikte çalışıyoruz. Geri bırakmıyoruz, bırakmamaya çalışıyoruz.”
Kaynak: İSTAMONU I ÖZEL HABER