Kastamonu Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (KASİAD) 2. Geleneksel Tecrübe Aktarımı ve Bilgilendirme Toplantısı’nda konuğu Adnan Dalgakıran oldu.
Kastamonu Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (KASİAD) 2. Geleneksel Tecrübe Aktarımı ve Bilgilendirme Toplantısı’nda konuğu Adnan Dalgakıran oldu.
Dalgakıran, Ataköy Sheraton Otel’de 8 Kasım’da gerçekleşen toplantıda KASİAD üyeleri Esma Bitirim ile Seçil Özkan’ın sorularını yanıtlayan Dalgakıran, Türk sanayisinin bulunduğu durumu şöyle değerlendirdi: “10 yıl evvel gayri safi milli hâsılanın yüzde 22’si üretimden geliyordu çünkü daha küçük bir ekonomiye sahiptik. Bugün Türkiye daha başka alanlarda da gelişmeyi tercih etti. Bu ise ülkemiz açısından çok riskli olduğu kadar sürdürebilir de değil. Üretmeden dünyada büyük ekonomiler arasına giremezsiniz. Bunun mümkün olması için doğalgaz ya da petrol zengini olmamız gerekir.”
Ülkemizde üretim olmadığı için cari açık sorunun devam ettiğini vurgulayan İSO Başkan Vekili Adnan Dalgakıran, “Türkiye’de gayri safi milli hasılasının sadece yüzde 15’ini sanayiden elde ediyoruz. Yüzde 85’ini ise finans, hizmet ve ithalat gibi alanlardan sağlıyoruz. Biraz geçmişi irdeleyin ve bakın, üretemediğimiz için yüz yıldır cari açık veriyoruz.” dedi
Yüzde 3 yüksek teknoloji üretiyoruz
Dünyada gelişmiş ülkelerin sanayide güçlü atılımlar yaptıktan sonra farklı alanlara yöneldiğini belirten Dalgakıran, “Dünyada hizmet ve finans sektörünün de geliştiğini görüyoruz ama bu ülkelerde üretim-sanayi yüzde 40’lardadır. Üreterek geliştikten sonra diğer alanları geliştirdiler. Bizim mevcut sanayi yapımızda ürettiklerimizin % 75’i orta ve düşük teknoloji ürünü. Yüksek teknoloji üretimimiz yüzde 3’lerde Bu durum büyük bir tehlike.”şeklinde konuştu.
Üretimde dahi dışa bağımlı olduğumuza dikkat çeken Adnan Dalgakıran, “1960 yılında Güney Kore’nin kişi başına milli geliri Türkiye’nin üçte biri kadardı. Biz şimdi yüzde 3 yüksek teknoloji üretim gerçekleşirken onlar yüzde 30’ların üzerinde. Teknoloji üretmediğimiz gibi satın aldığımız teknolojilerle üretim yapıyoruz. Tekstil makinesini, matbaa makinesini dışarıdan alıyoruz. Köprü yaparken Japonu, metro yaparken Almanı çağırıyoruz ve sonra diyoruz ki, dünyanın en büyük cari açığına sahibiz. Ne bekliyoruz ki?” diyerek Türkiye’nin çok kapsamlı stratejik planlara ihtiyacı olduğunu söyledi.
Fazla duygusalız
İSO Başkan Vekili Adnan Dalgakıran konuşmasına şöyle devam etti: “Akıl ve strateji yerine toplum olarak gazla gidiyoruz. Ben bu durumu duygusal bir toplum olmamıza bağlıyorum. Bazı toplantılarda Türkiye’yi anlatan sinevizyonlar izleriz. Burada bize Osmanlıdan kalma camiler, Kapadokya, Peri Bacaları, sahillerimiz, eski yapılarımız ve birkaç tane yabancı şirketlerin yaptığı köprülerimiz izlettirilir. Bu sinevizyonlarda bana son 4 yüz yıla ait bilim, sanayi, sanat ya da ekonomimize ait birşey gösterin desem bulamazlar. Maalesef bunların yok olduğunu analiz eden de yok.”