1. Haberler
  2. GÜNDEM
  3. Mobilya sanayicileri Derneği Başkanı Ahmet Güleç: “Kastamonu, bürokrasi ile halkın iç içe girdiği bir şehir görünümünde”

Mobilya sanayicileri Derneği Başkanı Ahmet Güleç: “Kastamonu, bürokrasi ile halkın iç içe girdiği bir şehir görünümünde”

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Tarih 7 Eylül Cumartesi saat 11.30 Kastamonu valiliğinin daveti üzerine İSTAMONU ekibi olarak Kastamonu’dayız. 21 Ağustos’ta MASKO’da yapılan ahşap sempozyumuna, konuşmacı olarak katılan ve davetimizi kırmayan MOSDER Başkanı Ahmet Güleç, bu kez Kastamonu davetimize olumlu cevap veriyor

SÜRMANŞET

Giriş:

Tarih 7 Eylül Cumartesi saat 11.30 Kastamonu valiliğinin daveti üzerine İSTAMONU ekibi olarak Kastamonu’dayız. 21 Ağustos’ta MASKO’da yapılan ahşap sempozyumuna, konuşmacı olarak katılan ve davetimizi kırmayan MOSDER Başkanı Ahmet Güleç, bu kez Kastamonu davetimize olumlu cevap veriyor.

Ve Kastamonu’da buluşuyoruz.

İlk olarak Hanımeller Çarşısı’nın açılışıyla başlayan program; şehrin kalbinde yer alan ve Fatih Sultan Mehmet’ in dayısı Kemalettin İsmail Bey tarafından 1443-1461 yılları arasında yaptırılan tarihi Kurşunluhan’da yediğimiz öğle yemeğiyle birlikte kendimize geliyoruz.

Yemekte bizlere eşlik eden Vali yardımcımız Atila Kantay’ın misafirperverliğinde MOSDER Başkanı Ahmet Güleç, Eski Diyarbakır milletvekili ve Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Aziz Akgül ile birlikte sonraki durağımız ise Kastamonu’da bu yıl 3’üncüsü yapılan Ahşap Fuarı…

Her geçen yıl kendine ve şehrin potansiyel gücüne daha fazla inanan katılımcılara sahip, ahşapta söz sahibi olacağı güne emin adımlarla yürüyen bir fuar gördüğümüze seviniyoruz doğrusu.

Kastamonu’nun; uçsuz bucaksız, keşfedilmeyi bekleyen engin tarihi sizi ister istemez kendisiyle ilgilenmeye sevk ediyor. Yorgunuz! Ancak, gezdikçe ve gördükçe sanki büyüleniyoruz…

Yakup Ağa Külliyesi, Pembe Han, Vedat Tek Kültür Merkezi, 40 Direkli Cami, Taş Baskı evi, KAVELDO, Şeyh Şaban-ı Veli külliyesi derken bir anda Kastamonu’nun eskimeyen tarihinde yenilendiğimizin farkına varıyoruz.

Akşam yine Kurşunluhan’dayız. Bu kez Kastamonu Valimiz Erdoğan Bektaş akşam yemeğinde bizlere eşlik ediyor. Konuşulan her şeyde aranılan tek şey, şehrin ileriye dönük atılım sağlayacağı konular üzerineydi. Ağaçtan, ahşaba, fuardan, sanatkâra şehrin kazanacağı dinamizme kadar her konu ele alındı.

Vali Bey’in şehre katkı oranının, siyaset kurumunun, sivil toplum örgütlerinin, medyanın ona sağlayacağı katkıyla orantılı olacağını iyi biliyoruz. Amacımızda zaten hep bu yöndeydi. Vali beyin ne denli şehre katkı sağlamak arzusunda olduğunu da görmemek haksızlık olur düşüncesindeyim. Görülüyor ki, Valimiz Erdoğan Bektaş, bu şehrin potansiyeline yürekten inanmış. Bazen derin düşüncelere dalarak, konuşmak istediği çok şey olduğunu rahatlıkla yüz ifadesinden anlayabiliyorsunuz…

Başarının sırrı inat ve sabırdır. Zor olan hiçbir şey yoktur. Kafaya koymak öğrenmeyi kısaltır. Aşırı emek verilmeyen hiçbir yeni farklı oluş yoktur. Önemli olan yapacağına inanmasıdır insanın.

İşte bu doğrultuda vali beyin; görev ve sorumluluk bilincinin ötesinde bir gayretle başlattığı Ahşap Fuarı’nın, ağaçla işi olan her kesimin Kastamonu’yla yolunu pekiştirmek gibi bir gayesi var.

Kastamonu; zengin kültüründe barındırdığı hayat tarzında ki sadeliğiyle bizi kendisine hayran bırakacak kadar güzel bir şehir. Ve bu şehirli olmaktan dolayı mutluluğumuz kat kat artarken yanımızda bulunan ve Kastamonu’da olmaktan dolayı mutluluğu gözlerinden okunan MOSDER Başkanı Ahmet Güleç, birçok davetimize “evet” cümlesini kullanmasıyla bizi yeterince feth etmişti zaten.

Bir kez daha davetimiz oldu. Bu kez siz İSTAMONU okurları için röportaj talebimize evet diyerek bağlı olduğu sektör ve Kastamonu ile ilgili duygu ve düşüncelerini aldık. Ahşabın formülünü çözmüş, onunla bütünleşmiş ve ona gerekli saygıyı, sevgiyi göstermiş biri o. Sürmanşet’in bu haftaki konuğu Türkiye’de sivil örgütlenmenin en önemli örneklerinden biri olan Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği Başkanı Ahmet Güleç…

MOSDER Yönetim Kurulu Başkanısınız. MOSDER nedir?

MOSDER, Türkiye Mobilyacı Sanayiciler Derneği. İsmi bakanlar kurulu tarafından verildi. Aynı zamanda isminde ‘Türkiye’ geçen ve bütün dünyaya hizmet eden tek mobilya derneği. Mobilyacıların, mobilyanın bir araya gelmesinin derneği.

MOSDER, Türkiye’nin en büyük mobilya sektörü derneği midir?

MOSDER kurulmadan önce Türkiye mobilya sektörü dağınıktı. Türkiye’de bir potansiyel vardı ve bunu üyelerimiz keşfetti. Türkiye’deki bir boşluğu doldurdular. Dediler ki; sektörü bir araya getirelim ve dünyaya açalım. Bu nasıl oldu? İstanbul Mobilya Fuarı’nın başlaması, tasarım buluşmaları, üniversite – sanayi işbirliğinin geliştirilmesi… Bunlar hep derneğimizin buluşu. Mobilyayı sadece Türkiye’de değil bütün dünyada temsil eden bir dernek. Hem Asya’nın hem Avrupa’nın ve Pasifik’in tek derneği. Başka bir sektörün böyle bir derneği yok.

MOSDER her seviyedeki mobilyacıyı kucaklıyor mu? Yoksa patronlar kulübü diyebilir miyiz?

Aslında bütün mobilyacı çalışanları topluluğu… Derneğimizin belli kriterleri var ancak biz sadece üyelerimize değil, Türkiye’deki bütün mobilya sektörüne hizmet ediyoruz. Mobilya üretiminin, istihdamının, ihracatının büyük bir bölümünü üyelerimiz yapıyor.

Üyeleriniz hangi illerden?

İstanbul merkezliyiz ancak Kayseri’den Çanakkale’den, Adana’dan, Bursa’dan, İzmir’den üyelerimiz var. Kastamonu’dan üyemiz yok inşallah olur.

MOSDER olarak yatırım planınıza Kastamonu’yu almayı düşünür müsünüz?

Ahşap Fuarı’nda mobilya parçalarının pazarlandığını ve yapıldığını gördüm. Ben bilseydim buraya tasarımcılarımı gönderirdim. Ama bu potansiyeli bilmiyorduk. Tanıtım çok önemli. Türkiye Mobilyacılar Derneği olarak 2023 hedefimiz var. 25 milyar dolar üretim hedefliyoruz. Bizde üyelerimizi burada hem yatırıma hem de üretime yönlendireceğiz. İç mimarlarımızın yapacakları projeleri varsa onları da yönlendireceğiz. Kastamonu ile daha yakından ilgilenmemiz gerektiğini gördük.

Kastamonulu mobilyacılar için tavsiyeleriniz var mı?

Günümüzün şartlarında üretim çok önemli. Avrupalı, bizi ucuz mobilya üretiyoruz diye biliyordu ve bu yüzden müşteri gelmedi. Yeni şehirlerimizde bu hatayı yapmamalıyız. Daha tasarım odaklı olmalıyız, üretimi geliştirmeliyiz. Katma değeri yükseltecek üretim felsefesi çok önemli. Üniversite ile sanayi bir arada olmalı. Ulusal ya da uluslararası yatırımcıyı buraya çekecek bir potansiyel olmalı.

Kastamonu’da geleneksel el işçiliği ve oymacılık çok gelişti. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bir avantajınız var şuanda. Natürelliğin zirveye çıktığı bir dönemde yaşıyoruz ve el işçiliğinin dünyada daha da önem kazandığını biliyoruz. İnsanlar, fabrikasyon üreterek el işçiliği havasını verip değer kazanmayı sağlıyor. Ama burada orijinali var.


3.Ahşap Fuarı için ne söyleyeceksiniz?

Türkiye’nin 61 ilinde mobilya üretiliyor. Bunlardan bir tanesi de Kastamonu. Tanıtımda, fuar çok önemlidir. Ankara’yı, İnegöl’ü, Çanakkale’yi Kayseri’yi mobilya anlamında bilmeyen yok ama Hatay’da, Adana’da, Düzce’de ve Kastamonu’da da mobilya var. Bu fuarın devamlılığı için üzerimize düşen ne varsa yapmalıyız. Fuarlar sayesinde biz önce Türkiye’ye sonra dünyaya açılabiliriz.

Hep MOSDER üzerinden gittik biraz da sizin özel hayatınızdan bahsedelim…

1970 doğumluyum. Evliyim ve 4 çocuğum var. 2 kız 2 erkek. Büyük kızım mimar olacak. Oğlum tıp fakültesinde okumak istiyor, diğerleri de bizim yolumuzdan devam edecek gibi. (gülerek)

Sizin kendi işinizde var…

Ben 1991 yılında profesyonel olarak mobilya sektörüne başladım. 1997 yılında kendi firmalarımızı kurduk ve hep farklı tasarım üzerinde çalıştık. 3- 4 tane imalat yapan firmamız var. İzmir, İstanbul, İnegöl fuarlarında tasarım yarışmalarında büyük başarılar aldık. İmalatçı arkadaşlarımızı yönlendiren bir firmayız. Uluslararası fuarlara da katılıyoruz.

Hayatınızda ilk defa Kastamonu’ya geldiniz. Kastamonu’yu nasıl buldunuz?

Kastamonu, tarihi bir kent. Tarihi bu güne yaşatmış bir kent. Çok düzenli ve kimlikli bir şehir, Avrupa’nın meşhur şehirlerinden hiçbir eksiği yok.

Kastamonu’da sizi etkileyen ne oldu?

Kastamonu, bürokrasi ile halkın iç içe girdiği bir şehir. Bu çok nadirdir. Belki de başarının sırrı bu. Türkiye’nin özlediği bir tablo. Her şehrin bir sırrı vardır. Anadolu’nun her toprağında bir manevi hikmet vardır. Biz güzellikleri Türkiye’ye tanıtamadık. Mevlana’yı, Hacı Bektaş-ı Veli’yi nasıl tanıyorsak Şeyh Şaban-ı Veli’yi de tanıtmalıyız. İnsanlar, Şeyh Şaban-ı Veli’yi isim olarak biliyor ama Kastamonulu olduğunu ve türbesinin burada olduğunu bilmiyor.

Firmanız hakkında konuşalım…

Markamız NDESIGN, firmamızın adı Nur Has Mobilya. Bizim uluslararası olarak tanıtmak istediğimiz marka NDESİGN. İnegöl’de fabrikası var. İstikrarlı ihracat yapan bir firmayız. 64 ülkeye ihracat yapıyoruz. Biz yeni pazarlarla Türkiye’yi tanıştırıyoruz. Afrika’yı baştan sona dolaştık ve çoğu Afrikalının Türkiye’den mal almasını sağladık. Şuan az ürün sattığımız Rusya ve Latin Amerika ile ilgileniyoruz.

Gazetemizle ilgili ne söylemek istersiniz?

Gazete İSTAMONU sayesinde İstanbul’da bir Kastamonu daha var.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!