Kastamonulu değerlerle ve Kastamonuluların yoğun yaşadığı yerlerin önde gelen isimleriyle röportajlara devam ediyoruz…
Bu hafta Güngören Belediye Başkanı’nın konuğuyduk.
Bu hafta Güngören Belediye Başkanı’nın konuğuyduk. Randevumuzun Cide Çataloluk Derneği Başkanı İbrahim Sargın ve Gençlik Kolları üyelerinin randevusuyla çakışması, bizim için de güzel bir sürpriz oldu. Bu vesileyle bekleme salonunda çaylarımızı yudumlarken başkan Sargın ve gençlerle sohbet etme imkanımız oldu. Hatta bununla da kalmadık izin alarak belediye başkanının odasına da birlikte girdik.
Tam bir Anadolu misafirperveri izlenimi veren Başkan Karaman, bizleri kapıda karşılıyor ve makam masasına değil, bizimle birlikte konuk ağırlama bölümündeki koltuklardan birine oturuyor.
Onunla sohbet ederken, tavır ve davranışlarıyla kırk yıllık dost sıcaklığını hissediyorsunuz. Ve konuştukça “bir derdi” olduğunu anlıyorsunuz; hizmete dair. Bir hayatın yaşanmışlık ve yaşanacaklarıyla topyekûn insanlığa adanması karşısında etkilenmemek imkansız doğrusu…
Bu söyleşiden sonra “Çok gezen mi bilir, çok yaşayan mı?” sorusu bize sorulsaydı “Çok dinleyen” derdik şüphesiz.Dinlediklerimizi aktardığımız bir röportajla daha huzurlarınızdayız. Derin Diyalog’un bu haftaki konuğu:Güngören Belediye Başkanı Şakir Yücel Karaman…
Güngören’de çok sayıda Kastamonu Derneği var… Belediye olarak onlarla iletişiminiz nasıl?
Evet, ilçemizde birçok ilden olduğu gibi Kastamonu dernekleri de var. STK’lar bizim için çok önemli. Biz belediye olarak tüm derneklerimizle iyi ilişkiler içindeyiz. İmkanlarımız ölçüsünde onlara destek oluyor, etkinliklerine katılıyoruz. Birlikte faydalı ve güzel işlere imza atıyoruz.Geçtiğimiz haftalarda Cide Çataloluk Derneği (ÇADER)’de gençlere hitaben “Gencin boş vakti olmaz” demiştiniz. Önemli ve anlamlı bir sözdü. Bu sözünüzü İSTAMONU’da manşete taşımıştık. Gençlerle ilgili düşünceleriniz neler?
Gençler bizim geleceğimizin teminatı değil sadece, gençler aynı zamanda bugünümüzdür. Bugün baktığınızda gençlik sorunlu bir birey ise başınıza bela… Ama üreten bir gençlik ise sizin için bir değer. İnsan 30 yaşına kadar genç kabul edilir. Bu yaşa kadar ne kadar verimliyse kendisine ve ülkesine o kadar katkısı olur. 30’undan sonra verim düşer. Gençler gayret etsinler, bir şeyler üretsinler. İlla diplomalı olmaları şart değil. Çalıştıkları alanlarda bir şeyler üretebilirler. Kendilerini yetiştirsinler.
Güngören Belediyesi olarak gençler için neler yapıyorsunuz?
Gençlerle ilgili birçok projemiz var. Bir atletizm takımımız var. Her sene muhakkak Milli Takım’a atlet yetiştirirler. Mesela lise çocukları arasında Türkiye’de ilk; 2005’ten beri Anaokulu dahil 52 bin öğrencinin katıldığı bir programımız var. Basketbol, atletizm, masa tenisi, satrançgibi spor dallarını gençlerimize sunuyoruz.Bilim, kültür, halk oyunları, müzik, kısa film gibi alanlarda eğitim programları ve yarışmalar düzenliyor, önemli ödüller veriyoruz. Meslek eğitim kurslarımız devam ediyor.
Sizin gençlik döneminizle bugünkü gençliği ve sahip oldukları imkânları kıyaslarsak neler söylersiniz?
Bizim gençliğimizde imkânlar bugünküne nazaran çok azdı diyoruz ama aslında düşündüğümüzde her şey kendi zamanıyla kıyaslanmalı.Bizim gençliğimizde de spor yapma imkânıvardı.(Gülerek)Dolmuşta ayrı spor, okula giderken ayrı bir spor…Siz makine mühendisliği bölümü mezunu, çalışmalarıyla ödüller almış,İBB Ulaşım A.Ş.’de, Türkiye’nin “ilk ve tek” yerli tramvay aracını geliştirip imal eden bölümün yöneticiliğini yapmış bir belediye başkanısınız…
Belediyeleri bir makineye benzetirsek bu makineler nasıl çalışmalı, nasıl üretmeli?
Belediye başkanlığının 3 tane ayağı var. Projeci olmak, idareci olmak,halk adamı olmak… Üçünü birbirinden ayıramazsınız. Hani Başbakanımız diyor ya: “Halkın yasasına, masasına, kasasına sahip çık”
Belediye başkanı projelere gömülür, halkı unutursa olmaz. Halkla iç içe olur ama proje üretmeyi, hizmet etmeyi unutursa bu da olmaz. Hele de kendisine emanet edilen halkın kasasına bir belediye başkanı çok iyi sahip çıkmalı, vatandaşlarının hakkını korumalıdır.
Biliyoruz ki belediye başkanlarına görev ve yetki alanınızın dışında da talepler geliyor… Bu talepleri karşılarken hangi kriterleri uyguluyorsunuz, vicdanınızın ağır bastığı oluyor mu?
En önemli kriterimiz adalet… Eğer bizim vicdanımız adaletimizin önüne geçerse bu doğru değil. 2004 yılında biz ilk göreve geldiğimizde bir sosyal yardım sandığı oluşturduk.Yılsonunda yaptığımız analizde gördük ki yardım dağıtmadaki hata oranımız yüzde 25… Maalesef vatandaşlarımız arasındaki bazı kötü niyetli kişiler bizi kandırmıştı.2012’de hata oranımız yüzde 1’in bile altına indi. Dolayısıyla dediğimiz gibi vicdan kısmı bizi çok yaralıyor çok üzüyor. Ama adaleti sağlarsak o vicdan azabını çekmekten kurtuluyoruz.
Belediyeleri yanlış bilgiyle kandırmanın cezai bir yaptırımı yok mu?
Var elbette ama bu birazda bizim vicdanlı davranarak kandırılmaya açık oluşumuzdan kaynaklanmıştı.
Kastamonu’ya gittiniz, gördünüz. Kastamonu’da sizi etkileyen ne oldu?
Kastamonu, geçmişte her yönüyle değeri yüksek olan, âlimler, şehzadeler yetiştirmiş bir il.
Taşköprü’sü, Nasrullah Camii, Kurşunlu Han’ı, hamamları, tarihi hanlarıyla önemli bir medeniyet var. Bunu her yerde yaşamanız mümkün değil. Bizim dağdan taştan bir şey çıkmaz ama Kastamonu’da bir kazı yapıldığında mutlaka bir tarihi bulgu ve kalıntıya rastlarsınız. Dolasıyla bir değer. Buda insanı, ister istemez etkileyen önemli faktörler. Havası, doğası bizi etkiledi. Bunu da Kastamonululara yağcılık olsun diye söylemiyorum. Her yerde söylediğim ve hayran kaldığım bir yerdir Kastamonu… Böyle kıymetli illerimizde var ama bu önemli değerler unutturulmuş sanki. Urfa peygamberler şehri. Bursa yine öyle…
Kastamonu, bugün hak ettiği yerdemi, değil. Her anlamda değil. Çünkü bu değerleri unutturmuşlar bize. Kastamonu turist kaynaması gereken bir il. Ama hak etmediği kadar az turist geliyor. Yaz turizmi, kış turizmi, inanç turizmi, doğa ve deniz turizmi… Saymakla bitmez.
Çok yoğun bir çalışma temponuz var… Kendinize ve ailenize zaman ayırabiliyor musunuz?
Çocuklarım haklarını helal etsin onlara zaman ayıramıyorum. Onlarda alıştılar artık. Özellikle küçük kızım, küçükken üzülüyordu ancak şimdi alıştı bu duruma. Ziyaretler, açılışlar, etkinlikler derken gün bitiyor. Bu zaman dilimlerini kendimize ayırmış kabul ediyoruz artık, severek kabul ediyoruz çünkü.
İki dönemdir Güngören belediye başkanısınız… Gelecek seçimlerde yine devam mı, hayalinizde TBMM mi var?
Her şey nasip… Tüm samimiyetimle söylüyorum; benim hiç öyle bir düşüncem olmadı. Şöyle mi yapsam, böylemi yapsam diye düşünmedim. Düşündüğüm tek şey bitirmek istediğim, Güngörenlilere sunmak istediğim projelerin bitirilmesi;tek istediğim bu.
Güngören, nasıl bir demografik yapıya sahip?
Güngören,kilometrekareye düşen insan sayısı açısından Avrupa’nın en yoğun ilçesi…Dünyanın en yoğun ilçesi olduğumuzu iddia edeceğim ama Hong Kong’da bir ilçenin bizden daha fazla olduğu söyleniyor. Anlık olarak değil tüm alana yayılmışlık olarak en fazla nüfusa sahibiz. Güngören’in genel sınırını nüfusuna böldüğünüz zaman bütün ilçelerinde nüfusunu sınırına böldüğünüz zaman Güngören Avrupa’nın belki de dünyanın yerleşik nüfusa sahip en büyük ilçesi ki; gün içerisinde ki dolaşım nüfusu daha fazla. Günlük nüfusumuz 750 bin, anlık nüfusumuz ise 1 milyonu aşıyor. Yine demografik yapımız içerisinde Karadeniz bölgesi yoğunlukta. Nüfus yoğunluğu Trabzonlular, Malatyalılar, Kastamonulular gibi birbirine çok yakın nüfusa sahip illerle başlıyor. Giresun, Artvin, Ordu şeklinde devam ediyor.
İstanbul’da sur dışında bulunan tek padişah camisi“Genç Osman Camii” Güngören’de…
Tarihi dokusuyla özel ve farklı bir camidir. Şimdilerde aslına uygun olarak restorasyonunu yaptırıyoruz.Yine eski Osmanlı özel hamamı ilçemiz sınırlarındadır. Bu hamamın ilginç bir özelliği ise kadınlara özel ama askeriye içerisinde olmasıdır.
Son olarak Kastamonululara ve okurlarımıza bir mesajınız olacak mı?
Kastamonuluları seviyorum. Kastamonulularla ilgili en ufak bir olumsuz düşüncem yok, tüm düşüncelerim olumlu. Kastamonu’yu da gezdik gördük. Kastamonu geçmişi ile geleceğe de yöne verecek bir şehir olmasının yanında, insanının da daha iyi yerlerde olması gerektiğini biliyorum. Gazetenizle ilgili güzel izlenimlerim var. İlk göze çarpan: isminin farklı ve anlamlı oluşu. Güzel ve başarılı bir iş çıkarıyorsunuz. Gazeteniz her hafta geliyor ve okumaktan keyif alıyorum. Başarılarınızın daim olmasını dilerim.
Teşekkür ederiz.Ben de size teşekkür ediyorum, güzel bir söyleşi oldu. Bu vesileyle okurlarınızı ve tüm Kastamonulu hemşerilerimi en derin muhabbetle selamlıyorum.
Ş.Yücel Karaman Kimdir?
1966’da Erzincan’da doğan Ş.Yücel KARAMAN, 1972’de İstanbul’a geldi. 1990’da İTÜ Makine Mühendisliği Bölümü’nü bitirdi. Aralarında çok uluslu firmaların da bulunduğu özel kuruluşlarda üst düzey yöneticilik yaptı. Yürüttüğü projelerden ikisi, TÜBITAK tarafından desteklenmeye değer bulundu. Bu projelerden biri, TTGV tarafından “Teknoloji Ödülü”ne layık görüldü.ISO 9000 kalite yönetimi ve kişisel gelişim süreç planlama ve hizmette tasarım gibi eğitim programları yanı sıra, “Akustik Kongresi” ve “Kalite Kongresi” gibi birçok ulusal ve uluslararası etkinliğe de mesleki bildirileri ile katıldı.Ulaşım A.Ş.’de, Türkiye’nin “ilk ve tek” yerli tramvay aracını geliştirip imal eden bölümün yöneticiliğini yaptı. AK Parti Güngören Belediye Başkanlığı’na aday olmak için bu görevinden istifa etti. 28 Mart Genel Yerel Seçimlerinde Güngören Belediye Başkanlığı’na seçilen Karaman, 29 Mart 2009’da yapılan yerel seçimleri de kazanarak ikinci kez başkanlık koltuğuna oturdu.Askerlik görevini kısa dönem olarak yapan Ş.Yücel KARAMAN, evli ve iki çocuk babası olup, iyi derecede İngilizce bilmektedir.