Genç TÜMSİAD İstanbul Şubesi, Türkiye’nin 2023 hedefine ulaşmadaki yol haritasını değerlendirdi
Genç Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği İstanbul Şubesi 25 Nisan Cumartesi günü “Yeni Türkiye Ekonomisi” paneli düzenledi.
İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Hüseyin Karadeniz’in sunumuyla gerçekleşen panele; Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, Albaraka Türk Kurumsal Krediler Müdürü Hüseyin Tunç, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı Halim Mete, Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ konuşmacı olarak katıldı. Panelin moderatörlüğünü ise TÜBİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Halit Yanıkkaya üstlendi.
Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Genç TÜMSİAD Başkanı Fatih Çıtak, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaştığında bugünkü gençlerin ülkeye yön vereceğini ifade ederek, “Günümüze genç işsizlik, genel işsizlikten 2 kat fazla. Bizler gençlerin bilinçlenmesi, istihdamın inovasyonun artması için çalışmalar yapıyoruz.” dedi.
Türkiye ekonomisinin son yıllarda büyüme potasına girdiğini ve bunu sürdüreceğine inandıklarını vurgulayan Genç TÜMSİAD İstanbul Şube Başkanı Bedri Yandımkaldım da, “Büyümenin temel kaynağı olan insan kaynağımız mevcut. Ancak bu insan kaynağını doğru yönetmeliyiz. Milletçe girişimciliğe ve genç iş adamlarının dinamik ve taze fikirlerine ihtiyacımız var. Biz bu vizyonu geliştirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
Panelin moderatörlüğünü yapan TÜBİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Halit Yanıkkayayeni ekonomi kavramını açıklayarak şunları söyledi: “1990’larda yeni ekonomi diye bir kavram çıktı. O günden itibaren toplam faktör verimliliğinde kalıcı bir artış yaşandı. Dünya krizlerinden sonra, yeni ekonomi dünyada çok sıklıkla olmadı. 2008 yılından sonra, paranın yönü batıdan doğuya kaymıştır. Buna benzer bir durum, Türkiye’de de yaşanıyor. Şimdi de, İstanbul yerine, yatırımlar Anadolu’ya kayıyor. Son krizlerden sonra, ticaret yönünde bir değişiklik oldu.”
Programda Mehmet Reis, ekonomik istikrarın tarım sektöründen geçtiğini vurgularken, Hüseyin Tunç markalaşmanın önemine dikkat çekti. Halim Mete 2023 hedefleri için reform hamlesi yapılması gerektiğini kaydetti. Hakan Güldağ ise, hedefe giden yolda bahanelere sığınmamak gerektiğini bildirdi
Mehmet Reis:
Türkiye’nin 2023 hedefleri kapsamında ortaya koyduğu 500 milyar dolar ihracat rakamına ulaşabilmesi için şirketlerin çağın gereklerine uyması gerektiğini söyleyen Mehmet Reis, “Uzun vadeli iş planı oluşturmalıyız, girişimci sayısını arttırmalıyız, inovasyona dayalı üretim yapmalıyız, üretilen ürünlerin satışı için alternatif pazarlar bulmalıyız, sürdürülebilir bir büyüme için güçlü markalar oluşturmalıyız.” dedi.
Büyüme ve hedefler denildiğinde akla sadece sanayinin geldiğini ifade eden Mehmet Reis, tüm sektörlerin birlikte büyüdüğü takdirde hedefe ulaşılacağını belirtti.
Reis, Türkiye’nin istikrarlı büyümesi için tarıma önem vermesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Türkiye’nin geleceği ve ekonomisi için tarım son derece önemlidir. Nüfusun yüzde 25 kırsalda yaşarken, tarımdaki istihdam yüzde 22’yi bulmaktadır. Tarımda yüzde 45’i tarlada idi. Ülkemizin 800 milyar dolar olan gayri safi millî hasılasının, yaklaşık 60 milyar dolarını tarım sektörü oluşturuyor. Tarım, sanayi başta olmak üzere, birçok sektöre hammadde sağlıyor. Son yıllarda tarım, işsizliğe çare oldu.”
Hüseyin Tunç
Eğitim dünyası ile iş dünyasının birlikte hareket ederek, Türkiye’nin güçlü olduğu alanlardaki envanterininçıkarılması gerektiğini söyleyen Hüseyin Tunç, markalaşmaya duyulan ihtiyaçtan bahsetti.
Ekonominin gelişmesinde psikolojinin doğrudan etkili olduğuna dikkat çeken Tunç şöyle konuştu: “Piyasa ve reel ekonomi ile iç içeyiz. 2008 dünyanın ezberini bozdu. Asla batmaz denilen bankalar battı, bazı ülkeler de iflasla boğuşuyor. Önceki krizler gelişmemiş ülkelerde oluyordu, bu kez gelişmiş ülkelerde oldu. Ülke ekonomisi eyvah kriz geliyor deseydi, büyük krizler olurdu. Ancak Türkiye, ABD ve AB kadar bu krizden etkilenmedi.Kriz bizim AB ve ABD pazarımızı daralttı. Biz de başka ülkelerde başka çözümler bulduk. Türkiye’nin 2023 hedefi, dünya ekonomisinde ilk 10’da yer almayı öngörüyor. Bugünkü ekonomik koşullarda bunu yakalayamayız. Markalaşmak önemlidir. Örneğin; Alman firması, Denizli’deki bir tekstil firmasından 6 euroya aldığı bornozu 60 euroya satabiliyor. Bu nedenle Türkiye’nin markalaşmaya ihtiyacı vardır. Önemli sektörleri belirleyip, markalarımızı oluşturmalıyız.”
Halim Mete
Ekonomik kriz öncesinde belirlenen Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşılmasının zor hale geldiğini söyleyen Halim Mete, istikrarın avantaj olduğunu, seçimsiz geçecek 4 yılın reformlarla değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye’nin adaletli vergi sistemini kurması gerektiğini belirten Mete, “Vergide adalet olmazsa, yatırım yapamayız. Dolaylı vergilerin gelirler içi payı düşmeden, vergiyi tabana yayacak etkili bir süreç olmalıdır. Nitelikli iş gücü için, yepyeni bir eğitim reformu lazım. Meslek liseleri önemlidir; bir yanda işsizlik, diğer yanda da nitelikli işgücüne ihtiyaç var. En büyük kaynağımız insan kaynağını heba ediyoruz. Türkiye’de müthiş bir müteşebbis ruhu var, ona daha çok önem vermeliyiz. Girişimcilerin yetişmesi için desteklerde bulunmalıyız. Türkiye’de son 10 yılda hizmetler ve finans büyürken, sanayi yön kaybetti. İnşaat cazip olunca, sanayi gitti. Ar-Ge’ye verilen desteklerle sanayileşmeye yönelik olmalıdır. Sanayi desteklenmelidir. Sanayisizleşmek Türkiye için bir felakettir.” şeklinde konuştu.
Hakan Güldağ
Yeni ekonomi hedefi için yeni stratejilerin belirlenmesi gerektiğini kaydeden Hakan Güldağ, dünya bankasının politikalarına göre değil, kendi çıkarlarımıza göre hareket etmemiz gerektiğini vurguladı.
Türkiye’nin orta gelir tuzağından çıkması gerektiğine dikkat çeken Güldağ, “Bu bağlamda Güney Kore, orta gelir tuzağını aşabilen son dönemdeki tek ülke olması nedeniyle incelenmesi gereken önemli bir ülkedir. Türkiye’nin cari açık problemi vardır. Onun da esası, 55 milyar dolar bir petrol faturası vardır. Bu olmazsa, ne kadar giderdik. Güney Kore, Almanya, Japonya’nın petrolümü vardır. Bence bahanelere sığınmamalıyız. Bizim temel sorunumuz ileri teknoloji ürünlerini henüz satamamak. Mutlaka ekonomik model değişikliği yapmalıyız. İhracatta tarımsal ürünleri artırmalıyız. Büyük projeleri seçerek, hayata geçirmemiz gerekiyor. İnşaat, tarım gibi sektörlere Kobileri de katalım. İnşaat sanayinin atıdır, inşaatı bırakamayız, onun için de nonateknoji yapalım.”