Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın, İstanbul’da katıldığı “Gönül Mayası Adamlar” programında KÜ’ nün 14 doktora ve 27 mastır programıyla dünyaya adam yetiştirdiğini söyledi.
Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın, İstanbul’da katıldığı “Gönül Mayası Adamlar” programında Kastamonu Üniversitesi’nin 14 doktora ve 27 mastır programıyla dünyaya adam yetiştirdiğini söyledi.‘İlk Liseden Üniversiteye’ başlığında eğitimci- yazar Erdoğan Ergin’in sorularını yanıtlayan Rektör Aydın, Kastamonu Üniversitesi’nde yapılan çalışmalar hakkında şu bilgileri aktardı:
Kastamonu’da kendinizi azınlık hissetmezsiniz
Uzun yıllardır Kastamonu’dasınız. Kastamonu hakkında hissiyatınızı öğrenebilir miyiz?
“Bazı yerlere gidersiniz kendinizi hiç oraya ait hissedemezsiniz. Kastamonu ilçelerini ilk kez gezme fırsatı bulduğumda insanımızı gördüm. Sokakta yürüdüğünüzde, orada yaşadığınızda kendinizi ne azınlık hissediyorsunuz ne de yabancı.İşte o his yetiyor size. En büyük mutluluk, herkesin sizin insanınız gibi gelmesi. Bu güzel memleket ve bu güzel insanlar bir şeyler yapılmayı hak ediyor ama niye yapılmamış diye de düşündürüyor insanı”
İşim gereği 15 yıl Erzurum’da, 5 yıl Çanakkale’de yaşadım,2003 yılından itibaren de Kastamonu’dayım. Geldiğimde henüz üniversite kurulmamıştı, fakülte vardı. İlçeleri dolaşmaya başladığımda Kastamonu’da insanların hak etmediği bir seviyede olduğunu gördüm. Kendi kendime Kastamonu Anadolu’nun en ücra köşesi olarak kalmayı hak edecek ne yaptı, eksiklik nerede, bu işlere eğilen mi yok diye sordum. Bu algıyı değiştirmek için çalışmalarımıza başladık. Neler yapabileceğimizi planladık. Ancak 2003 yılından 2011 yılına kadar bazı projelerde yeterli sonuca varamadık.Elinizde yetkiniz olmayınca etkinizin de olmadığı gerçeği var çünkü. O dönemde Kastamonu için özelde bir şeyler yapamadık ama neler yapabileceğimizi, nasıl hizmet edebileceğimizi hep düşündük.
2010 yılının Ramazan ayında üniversitedeki arkadaşlarım rektör olmam yönünde fikirlerini beyan ettiler. Bazı görüşmeler sonrası belki hizmetimizi daha iyi yapma fırsatı doğabilir diyerek kabul ettim ve rektörlüğe aday oldum. 2011’in Mayıs ayında dönemin cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün imzasıyla mazbatamı aldım ve göreve başladım.
Kastamonu hep geriye çekilmiş
“Rektör olunca daha önce öğretim üyesi olarak gittiğim ilçelere yeniden gittim. Maalesef Kastamonu’da gelişmeyi önleyici, kalkınmayı geriye çekmek isteyen gizli bir kuvvetin olduğunu hissettim. Demek ki geçmişte de bu hisler egemenmiş; Kastamonu gelişememiş. Bu algı şimdi yeni yeni yıkılmaya başladı. Bunda üniversitenin etkisi büyüktür. Çünkü üniversitelerin temel fonksiyonu, bulunduğu şehri değiştirmektir”
2007’de 7 bin 900 olan öğrenci sayısı 2011’de 6 bin 200’dü
Bir söyleşinizde ‘Birlikte üniversite şehri olacağız’ demiştiniz. Bunu nasıl başaracağız?
Bu hedefimiz fiilen gerçekleşti. Rektör olarak göreve geldiğimde Gazi Üniversitesi’nden kalma, orman, fen edebiyat ve eğitim olmak üzere 3 fakülte mevcuttu. Sağlık ve beden eğitimi sporu olmak üzere 2 adet yüksekokulumuz, 1 tane de meslek yüksekokulu vardı. Üniversitemizin,2007’de 7 bin 900 olan öğrenci sayısı 2011’de 6 bin 200’e düşmüştü. Göreve geldiğimde fonksiyonel bir üniversite hayal ediyordum. 2015 hedefimizin 20 bin öğrenci, bin idari ve eğitim personeli olduğunu söylediğimde çok sayıda kişi bunun mümkün olmayacağını ifade etti. Maceracı olduğumu dile getirdiler.Ancak 2015’deki öğrenci sayımız 21 bin 750 olunca hedefimizin doğruluğu ispatlandı.
2020 hedefimiz 50 bin öğrenci
Kastamonu Üniversitesi bugün 10 fakülte, 2 enstitü, 4 yüksekokul ve 13 meslek yüksekokulu ile önemli bir konumda. Bunlara ek olarak Azdavay’da meslek yüksekokulu hazırlıkları tamamlandı, Ağlı’da ise çalışmalar başlatıldı. Daha önce 2023’deki öğrenci sayımızın 50 bin olmasını hedefliyorduk. Şimdiki hedefimiz bu sayıya 2020 yılında ulaşmak.
Üniversite’de, Kastamonulu öğrenci sayısı ile ilgili istatistik nedir?
Kaba ifade ile Kastamonu MYO’da yüzde 40-45 arası Kastamonulu var.İlçelerimizde çok popüler bölümler kurduk. Dolayısıyla il dışından çok gelen oluyor. Bu sebeple ilçelerimizdeki oran yüzde 2 ila 5, eğitim fakültesinde yüzde 5 ila 8, diğer fakültelerimizde ise binde 2 ila 3 arası değişiyor.
Üniversite şehri olurken yabancı öğrencilerin Kastamonu’ya katma değer olduğunu biliyoruz. Bu öğrencilerin kalması için özellikle ilçelerde yurt yeterli mi?
Şu anda 2 bin 100 kişilik yurt yaptırdık,ancak halen yurt sıkıntımız var. Rektör olduğumdan beri özel yurt yapılması konusunu hep gündeme taşıdım. Geçen yıla kadar kimse üniversitenin bu çapta büyüyebileceğine inanmamıştı. Şimdi şükür ki, müteşebbislerimiz arttı. İnşallah daha da artacak.
Yurdun taşıdığı önemin en güzel örneği,İhsangazi ilçemizdir. Orada 550 talebimiz var. YİBO’dan kalma okulu, belediye de ek bina yaparak konaklama sayısını 550’ye çıkardı. Neredeyse İhsangazi’nin nüfusuna denk öğrenci yaşıyor orada. Çatalzeytin’de yurt bulunuyor okulu geçen yıl açmamıza rağmen, 300 talebe var.Abana’da çok güzel bir MYO’muz olmasına rağmen yurt sıkıntımız hat safhada, okulu yaptıran Yılmaz Ailesi şimdi de yurt yapmak için müracaat gerçekleştirdiler. Onlardan ve tüm hayırseverlerden Allah razı olsun. Keza Kastamonu merkezde de yurt sıkıntımız mevcut. Yeni gidilen yerin yabancısıyız aile için de çocuk için de en güvenli yer yurttur. Geçtiğimiz yıl 7 bin yeni öğrenci geldi. Birinci sınıftaki öğrencilerin yurt ihtiyacını karşılasak yeterli.
Kastamonu’ya 2. üniversite: DEVREZ
Rektör seçildiğim ilk yıl Tosya’ya davet edildim. Bizlerden ilahiyat fakültesi kurulması yönünde talepleri oldu. Bu fakülte merkeze zaten kurulmuştu. Tosya güzel bir birliktelik içinde, ilçenin potansiyelini de biliyoruz. Fakülte ya da meslek yüksekokuluyla uğraşmayalım, kendimize üniversite hedefi koyalım dedik. Tosya’ya teknik üniversite kurabileceğimizi söyledik. Tabii ki beklemedikleri bir durumdu, önce şaşırdılar. Daha sonra gittiğimizde ise üniversitenin adını bile koymuşlardı. Devrez Çayı’nın ilçeden geçmesi sebebiyle üniversiteye de Devrez adını uygun görmüşler. Kastamonu’nun ikinci üniversitesini Tosya’da teknik üniversite olarak açmayı planlıyoruz. Bu kapsamda 17 bölüm kurduk. Bölümlerin yarısı şimdiden faaliyette. Hedefe ulaşmamıza az bir zaman kaldı.
Yardımseverlerimiz var
Hayırseverlerin üniversiteye desteği nedir?
Türkiye’nin birçok yerinden ve Kastamonu’dan da irili ufaklı birçok katkı aldık. Allah hepsinden razı olsun. Şuana kadar, Araç’taki meslek yüksekokulu binasını Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili yaptırdı, Abana Sabahat Mesut Yılmaz Meslek Yüksek Okulu’nuYılmaz Redüktör sahiplerinden Ender -Şinasi Yılmaz yaptırdı, şimdi de ilçeye yurt yaptırmak için girişim başlattılar. Merkezde Fazıl Boyner’in kızları Leman Boyner, Latife Boyner, Lerzan Boyner, Leman Halulu sağlık yüksekokulunu yaptırdı. Tosya, ilçede kurulan yardımlaşma ve dayanışma derneği öncülüğünde birinci binayı yapmıştı, şimdi ikinci bina için çalışmaları sürdürüyor. Kastamonu Entegre ilahiyat fakültemizi yaptıracak, İnebolu’ya denizcilik yüksekokulu yapılması için Bedri İnce ile görüşmelerimiz var.
İlçeleri kurtarmanın tek yolu MYO’lar
İlçelere kurduğunuz MYO’ların hangi özellikte olmasına dikkat ediyorsunuz?
İlçelerin kültürel, coğrafik ve cazibe alanlarını tabi ki gözetiyoruz ancak istihdam edilebilir bölümler olması yönünde özen gösteriyoruz.
“Değişime çok uygun bir millet değiliz, mahalle değiştirirken bile korkarız.Rektör olduğumda bazı ilçelere yakından bakmadığımızı da gördük. Mesela; Çatalzeytin’i incelemeden durumunun çok iyi olmadığını göremiyorsunuz. İlçenin hiçbir alternatifi kalmamış, ekonomik olarak onları ayakta tutacak hiçbir şeyleri yok. Buraya üniversite olarak bizbir şey yapmazsak kimsenin bir şey yapamayacağını gördük. Bir ilçenin geleceğini kurtarmanın yolu sadece üniversitelerin oralarda birim açmasıdır. Biz 3 buçuk yıldır buna çaba harcıyoruz. Taşköprü’nün ve Araç ilçelerinin bin civarlarında öğrencileri var. Hedefimiz, en ücra köşedeki ilçelere MYO ile gitmek. Bu hedef bizi dağıtıyor, yoruyor ancak her türlü fedakârlığı yapmak zorundayız. Çünkü ilçelerin tek çıkış yolu MYO’lar”
Kastamonu Üniversitesi hayal ettiğiniz yerde mi?
Kastamonu’nun sokakları üniversite havası koksun dedik, onu şuanda başardık. Sokağa çıktığımızda sadece yabancı öğrencilerin varlığı bile bu görüntüyü veriyor.
Teknoloji üreten bir üniversite hayalimiz vardı. Geçtiğimiz yıl 2 patentimiz onay adı, şuan 1 patentimiz tescil aşamasında, 5 patent başvurumuzda inceleme aşamasında. Bu yılın sonunda 8 patentimiz olabilir. Patentlerimiz yatırımcı bekliyor. Bizim aradığımız tek şart yatırımın Kastamonu’da yapılması. Bunun için ihracat limanımızın olması gerekiyor, çünkü yatırımcının isteği bu yönde. İnebolu limanımız milletler arası ihracata uygun hale getirilsin istiyoruz.
Bir diğer hedefimiz dünyaya açılmış milletler arası bir üniversite olmak. Şuanda çok mesafe aldık. Orta Asya, Orta Doğu, Uzak Doğu, son zamanda Afrika, Avrupa, Amerika hepsini dolaştık. Özellikle Avrupa’nın gelecekle ilgili hedeflerinin olmadığını gördük. Çünkü yetiştirecek genç nüfus yok. Onlar bizden öğrenci talep etti. Sadece araştırma yapan üniversite olmaz. Talebe üniversitenin gelişmesi, öğretim üyelerinin motivasyonu için en önemli faktördür. Amerika, büyük devlet büyük millet olduğunun ispatı olarak gördüğü için 1950’den beri dünyaya adam yetiştiriyor. İngiltere şuanda eğitimini ve dilini satıyor. Üretim yok orada, teknoloji yok, yıllarca başka devletler sömürülmüş ve hala devam ediliyor buna. Şunu övünerek söylemeliyim ki; biz tarih boyunca hükmettik ama sömürmedik. Gelecekte de hükmedeceğiz inşallah ama sömürmeyeceğiz.
Dünyadan genç toplamak, dünyaya adam yetiştirmek, hedeflerimizden biri buydu. Dünya’ya adam yetiştirmenin faydası büyük millet ve büyük devlet olmanın gereğini yerine getirmiş olur. Dünya’ya adam yetiştirdiğiniz zaman yetiştirdiğiniz öğrenciler sizin insanınız olarak gider. Kastamonu Üniversitesi’nde eğitim gören öğrenciler, kendi memleketlerine Kastamonu’nun ağzını, kültürünü almış olarak gidecekler. Dünya’dan gelenler de Türkiyeli olarak gidecekler. Onları iyi yetiştirirsek hiçbirisi Türkiye’ye düşman olmaz. Şuanda 36 ülkeden lisans talebemiz var. Gelişmiş, büyümüş üniversite için doktora çok önemli bir kriter. Biz geldiğimizde bir tane doktora programı yoktu,şu anda 14 doktora programımız var.2012’de açtığımız programlardan ilk mezunlarımızı 2016’da vereceğiz.
Dünyaya teknik yetişmiş eleman gönderelim dedik.2 sene önce Lidyalılarla görüşmeler başladı. Bize adam yetiştirin diyorlar. Teknik ve idari anlamında sizden yetişmiş eleman istiyoruz. 2 sene epeyce uğraştık. Şuanda 300 tane Lidyalı çocuk mastır ve doktora yapıyor. İşte Amerika dünyaya adam yetiştiriyor meselesi budur, bunu artık bizde yapıyoruz.
Araştırma birimleriniz var mı?
Merkezi araştırma laboratuarımızı bu sene bitirdik. Şuanda Türkiye’nin en büyük ve en iyi laboratuvarlarından birini kurduk, teknoloji üretiyoruz. Elektron mikroskobumuz dahil çok iyi cihazlarımız var. İyi bir genetik laboratuarı, iyi bir çevre laboratuarı, iyi bir elektronik laboratuarı hepsini kurduk. Laboratuar bakımından oldukça iyi bir durumdayız. Mayısta her şeyimiz tamam olacak.
Rektörlük göreviniz süresince çok zorlandığınız ve keşke bu göreve talip olmasaydım dediğiniz günler oldu mu?
Rektör olduğumdan bu yana çoğu zaman 18/16 tansiyonla gittim. Önceden tansiyon hastası değildim. Hayatımda hiç sigara içmedim, hiçbir şeyin perhizini de yapmadım tabi. 24 saat bize az gelir diye hep düşündüm ama hiç pişman olmadım. Çünkü hizmet fırsatı bulduk.
Rektörlük seçimleri yaklaşıyor, tamam mı devam mı?
İnşallah 4 sene daha yapıp ondan sonra çocuklarla baş başa kalalım diyoruz.
Özel hayatınızdan bahseder misiniz?
Özel hayatımız olmadı. İyi bir baba ve eş olamadık. Büyük oğlum küçükken ben doktora yapıyordum eve geldiğimde uyumuş oluyordu, sabah kalktığımda da uykuda oluyordu. Bir gün annesine ‘Babam öldü mü?’ diye sormuş. Çocuklarımın büyüdüğünden haberim olmadı. Sağ olsun anneleri ilgilendi onlarla. Eşimin de ‘Her şeyi tek başıma üstleniyorum dul kadın gibi yaşıyorum.’dediğini bilirim. Küçük kızım rektörlük zamanıma denk geldi. Ben eve gidince küsüyor. Hayatım boyunca ailece fazla tatil yapamadık. Hayatımda bir kere memleketimde 1 ay kaldım. Rektörlüğümüz süresince de birlikte sadece Antalya’da 4 gün kaldık. Onun dışında çocukları serbest yetiştirmeye çalıştık. Oğlum fen lisesini bitirdi, idareci olmak istedi ve mülkiyeyi tercih etti. Büyük kızım liseyi bitirdi tıbbiyeyi hedefledi. En küçük kızım abisinden 19, ablasından 15 yaş küçük, 4,5 yaşında. O da ayrı bir tat oluyor. Arkadaşlar evde yalnız kaldık diyor biz en azından 7 sene daha kurtardık.