İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Bakırköy Belediyesi Meclis Üyesi olan eşi Emel Tığlı ile birlikte İstamonu Gazetesi’nin Kağıthane’de bulunan çalışma ofisini ziyaret eden CHP eski İstanbul İl Başkanı Muhittin Tığlı, gazetemiz genel yayın yönetmeni Hüseyin Karadeniz’in sorularını cevapladı.
Siyasi partilerin örgütlü birlik göremediği için yönetim kadrolarında Kastamonulu adaylara az şans verdiğine işaret eden CHP eski İstanbul İl Başkanı Muhittin Tığlı mevcut potansiyelin de ben merkezli düşüncenin hakimiyetiyle fırsatı kaçırdığını vurgulayarak, “Birbirimize kolay ulaşıyor, ancak bir türlü örgütlü beraberliği sağlayamıyoruz. Hal böyle olunca ben merkezli siyaset oluşuyor. Siyaset mevkilerinde yer az, ben ve kişisel hırs çok olunca, hiç olmadığımızı görüyoruz.” dedi.
Siyasette yönetim kadrolarında yer alabilmek için siyasi partilere üye Kastamonulu sayısının artması gerektiğini söyleyen Muhittin Tığlı, bu konuda sivil toplum kuruluşlarının da sorumluluk üstlenmesinin şart olduğunu bildirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Bakırköy Belediyesi Meclis Üyesi olan eşi Emel Tığlı ile birlikte İstamonu Gazetesi’nin Kağıthane’de bulunan çalışma ofisini ziyaret eden CHP eski İstanbul İl Başkanı Muhittin Tığlı, gazetemiz genel yayın yönetmeni Hüseyin Karadeniz’in sorularını cevapladı. Geçmişten günümüze siyaset gündemini değerlendiren Tığlı şu açıklamalarda bulundu:
CHP’de aile geleneği olan siyasi çalışmaları aktif olarak önce siz sonra da eşiniz Emel Hanım devam ettiriyor. Son olarak 27. Dönem İstanbul Milletvekili adayı gösterildiniz, nasıl bir süreç yaşadınız o dönemde?
35 yıldır Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyaset yapıyorum. Siyasi kariyerimde gençlik kollarından başlayarak, mahalle, ilçe ve il örgütlerinde görev almış birisiyim. 1977 yılında merhum babam Sabri Tığlı, Kastamonu milletvekiliydi. 1989 seçimlerini kazanmış 20 danışmandan biri olarak İstanbul Büyükşehirde görev aldım. Genel sekreter, özel kalem müdürü ve başkan danışmanı, 2007 yılında ise il başkanı olarak 1 yıl boyunca hem hemşerilerime hem de İstanbul’a hizmet etmeye çalıştım.
2018 seçimleri cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte gerçekleştirildi. Biz CHP olarak bir strateji izleyerek Millet İttifakı ile seçime girdik. Doğal olarak ittifaklar söz konusu olunca adaylar arasında listede olma yarışı devreye giriyor. Bazen alt sıralara düşer bazen de üst sıralara çıkarsınız, bunlar siyasette olağan karşılanan durumlardır. Her seçim bir yarış ve kazanma üzerine kurulur. Adaylar da buna katkı sağlarlar. Ben de partide uzunca bir geçmişe sahip olarak İstanbul 3. Bölge 14. sırada milletvekili adayı gösterildim. Uzun müddet sonra ilk defa Kastamonulular olarak CHP’de 3. Bölge ve 2. bölgede 3 aday çıkardığımız bir dönem oldu. Benim dışımda Mehmet Diribaş ve Osman Tellioğlu da listeye giren Kastamonulu isimlerdi. Gönül isterdi ki ben ya da diğer arkadaşlarım meclise gidebilecek oy sayısına ulaşsın. Oy veren seçmen değişiklikleri, oy kaymaları ve oy geçişkenlikleri olmasaydı bugün mecliste ikiden daha fazla Kastamonulu görev yapıyor olabilirdi.
CHP’nin uzun bir aradan sonra 27. Dönemde Kastamonulu üç adayı birden göstermesi geç kalınmış bir hamle değil mi?
Bu, konuya nereden ve nasıl baktığınıza da bağlı. Geç kalınmışlığı tartışılabilir. Ancak bunun birçok nedeni var. Partiden kaynaklı olduğu kadar, biz Kastamonululardan kaynaklanan bir durum da söz konusu. Siyasi partilerde çeşitli kademelerden başlayarak görev almak zorundayız. Parti örgütlerinde olmayınca tercih edilmemiz kişisel çabalarımıza kalıyor. Birbirimize kolay ulaşıyor, ancak bir türlü örgütlü beraberliği sağlayamıyoruz. Hal böyle olunca ben merkezli siyaset oluşuyor. Siyaset mevkilerinde yer az, ben ve kişisel hırs çok olunca, hiç olmadığımızı görüyoruz. Mesela mecliste grubu bulunan partiler nazarında baktığımızda il başkanı seviyesinde hemşerimizin olmaması büyük etkendir bu sürece.
Dünya değişirken, siyasette bakış açıları, algı ve yöntemler değişirken, Kastamonulular olarak bizim siyasete kişi yetiştiremememizi neye bağlamak gerekiyor?
Siyasette taban hareketinde rol alacak yeterli adamımız yok maalesef, siyasete ilgi duymuyorlar. Baktığınızda İstanbul’da yoğun bir nüfusa sahibiz. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu Kas-Der’i ziyaret etti. Orada açık açık söylediği şey, ‘Gelin Cumhuriyet Halk Partisi’ne üye olun. Siyaset yapın önünüz açık. Sizin için her şeyi yapacağım’ oldu. İlçe yönetimlerinde aktif insan sayımız az, ilçe başkanımız yok, il yönetiminde temsilcimiz yok. Peki nasıl siyaset yapacağız biz. Bizim bundan böyle tamamen sivil inisiyatifle gençleri siyasete kanalize edecek sistemi kurmamız gerekiyor. Bu konuda derneklerimize çok büyük görevler düşüyor. Her siyasi partide gençlerin görev almalarını sağlamamız gerekiyor.
Siyasette sivil inisiyatif için bir otorite oluşturma girişimi denendi mi hiç?
Hayır, etkili olarak denenmedi. Bu zamana kadar denenmemiş olması da büyük bir eksiklik. Daha önce denenen girişimlerin öncülük edenlerin bir siyasi görüşe sahip oldukları için yeterli alt yapıyı oluşturduğunu sanmıyorum. Sivil inisiyatif otoritesi ile genç siyaset grubunu yetiştirmek zorundayız.
CHP İstanbul il başkanlığı yaptığınız bir dönem oldu. Nasıl gelişti o süreç?
CHP’nin İstanbul il sekreteriydim. İl başkanımız milletvekilliğine aday olmak için istifa edince, doğal olarak ben de genel merkez tarafından o süreci il başkanı olarak yönettim. Çok zor bir süreçti ancak kimsenin burnu kanamadan yönettik. Dönemin genel başkanı bu konuda sağ olsun son derece güzel şeyler söyleyerek bu seçimi başarıyla yönetmişti. İl başkanlığım dönemimde çok uğraştım Kastamonuluların partiye katılması konusunda. Çok büyük uğraş verdik, kimse gelmedi.
31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimlerinde Kastamonu’daki 19 ilçe içerisinde Daday’dan sonra Araç ve Cide de CHP’ye katıldı. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kastamonu’nun geçmişine baktığımızda CHP geleneği olduğu rahatlıkla görülür. 1973-1977 hatta 1989 ve 1994 yıllarında sahil ilçeler ile Devrekani CHP’li belediyeler tarafından yönetilmiştir. Son 15-20 yıldır CHP’nin bölgedeki hakimiyetinin zayıfladığı gözleniyordu. Yeni yapılanmayla ve artan belediyelerle birlikte geçmişteki geleneğin devamına dair umut besliyoruz. Bunun için gerekli alt yapı Kastamonu’da mevcut.
Kaynak: İSTAMONU