Her gün bir kaza, her gün bir cinnet…Cinayet ve kavga haberleriyle insanlığın içinde olduğu, bir türlü içinden çıkamadığı buhran ve bunalım dolu günler…
Fizyolojimiz de psikolojimizde alarm veriyor. Sudan sebep bahaneler yumağında yitirdiğimiz değerleri, bozuk para gibi harcamaktan çekinmiyoruz bazen.
Toplum içindeki her ferdin bir arada uyum içinde yaşamasının kültürel ve toplumsal bir zenginlik olduğunu düşünmek gerekir bazı zaman, çoğu zaman, hatta her zaman…
Oluşturulan bu kültür ve zenginliğin yegâne dayanağıysa şüphesiz ki tarihtir. Tarih,elle ve dille yazılmaz. Tarih sadece ve sadece yürekle yazılır.
Tarihi yazan şahsiyetlerin bıraktığı en güzel armağan muhakkak ki bu cennet vatandır. İstiklal’den istikbale giden yolun en ağır işçileridir onlar. İstiklal uğruna, istikbali bizlere bırakarak geçip giderler bu dünyadan.Sırf bizler birbirimize ve aziz emanetlerine sahip çıkalım diye.
Tarihi şahsiyetlere saygısızlığın vukuu gösterdiği olaylar karşısında, bazen düştüğümüz trajikomik ve pürmelâl halimizden nefret etmiyor değilim hani.
Ölseydim de bu günü görmeseydim dediğimiz olaylardan biri de 2007 yılında Gaziosmanpaşa’da yaşanmıştır ve halen yaşanmaktadır. Faili olmasına rağmen, içinden çıkılmaz ve meçhul hale geliveren malum olay…
Şüyuu vukuundan beter…
Gaziosmanpaşa’da dönemin belediye başkanı Kastamonulu Dr. Erhan Erol, 45 dönüm arazi üzerine kuracağı parka “Şehit Şerife Bacı”adını verir. Görkemli bir açılış yapılmasını planlar ve kendisi gibi Kastamonulu olan dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu’nu da davet eder. Yoğun katılımla ve Kastamonularla birlikte park açılışı yapılır.
Ne var ki; 2 Eylül 2013 tarihinde 45 dönümden 120 dönüme çıkan parkın adı artık”Şehit Şerife Bacı” değildir. O günden sonra Gençlik Parkı olarak anılması Gaziosmanpaşa Belediye Meclisi’nde de onaylanır. Çünkü Başkan Erhan Erol, aradan geçen 5 yıllık süre zarfında “Şehit Şerife Bacı Parkı” için meclis kararı çıkartmayarak büyük bir işgüzarlığa imza atmıştır.
İşte tam bu noktadan itibaren Kastamonuluların kendi gerçeğiyle yüzleşeceği ve kaybetmesi muhtemel amansız bir sınavı da başlamış oluyor…
“Kaybetmesi muhtemel” dedim. Çünkü hak arama ve istemedeki tutumumuz; karşımızdaki kırılmasın, üzülmesin mantığından hareketle başlıyor. Hal böyle olunca kendimize bile göstermediğimiz sağduyu ve sevgiyi orada/olay karşısında gösterince sorunlar aşılmaz ve içinden çıkılmaz bir şekil alıyor.
Kim ne derse desin, ne söylerse söylesin;Bu parkta yaşanan isim skandalının Erhan Erol döneminden Hasan Tahsin Usta dönemine sorun olarak bırakılması/bıraktırılması sözün bittiği yerdir aslında. Bizim ne derece dar ve sığ düşündüğümüz bir yana, olayların karşısında ne kadar acziyet içerisinde olduğumuzun açık göstergesi oldu bu hadise. Çünkü tüm yaşananları baştan itibaren görüp suskun kalmak, olayın bugün daha vahim hale gelmesine sebep oldu.
2 Eylül 2013 tarihinde başlayan sancılı süreç, 29 Ağustos 2014’te yani 360 gün sonra Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin yeni başkanı Hasan Tahsin Usta’nın üstün zekâsı ve yeteneği sonucunda çözüme bağlanır ve parkın içerisindeki “Şehit Şerife Bacı Anıtı“yenilenerek açılışı yapılır. Parkın adı Erhan Erol’un emanetine sahip çıkılarak “Gençlik Parkı“kalmıştır. Ne diyelim sen çok yaşa Hasan Tahsin…
360 gün gibi uzunca bir zaman diliminde parkla ilgili çözüm üretemeyen akillerimiz, 29 Ağustos’ta yapılan açılıştaki bir grup genç kardeşimizin protesto eylemindeki verdiği mücadeleyi ve döktükleri gözyaşlarını görselerdi utanırlardı herhalde.
Uzun lafa gerek yok bence, söz bitmiştir. Kızacak ve düşman olacak kimsede yok maalesef.
Sanatçı ne güzel söylemiş: Adamlık şahsiyettir fazlası meziyettir. Toplumda Reis olmak büyük mesuliyettir…
Esen kalın…