Hüseyin Karadeniz
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. ACISI ACIKAN KENT

ACISI ACIKAN KENT

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Her valiler kararnamesinde aksayan ve halen kanıksayamadığımız gerçeklerle yüz yüze bırakılıyor, boynumuzun bükük kalmasından, hele hele son 28 yıldır neden Kastamonu nüfusuna kayıtlı vali olmadığını sorgulamaktan yorulduk gerçekten.

Bugün 57 il valisi değişti. Valilik makamını hak eden 10 Kastamonulu isimden bir tanesinin bile ismini göremedik.

Bu konuda sizin siyasetçileriniz baskı uygulamıyor, lobi faaliyetleriniz çok aksak, talep etmiyorlar gibi söylem ve eylemlere başvurmayacaklardır eminim.

Kastamonu milletvekillerinin de Ankara’da ki mesailerinin ne olduğuyla ilgili gerçekten merakım hat safhada. İnsanlık ve uygarlık değerler üzerinden büyür, gelişir. Toprak, su, ağaç birer değerdir. Dil, tarih, din, mimari ve sanat birer değerdir. Ama tüm bunların işlevsel olabilmesi için insana ihtiyaç vardır. İnsanı değerli olmayan, insanına değer verilmeyen toplumlarda gelişmeden söz edilemez. Peki sizin değer kavramınız nedir Sayın vekiller?

40 yıla yakın mülki idare de devletine hizmet etmiş, valilik makamına oturtulmadan emekliliğe ayrılmış olanların, 30 yıla yakın ve üstünde görev yapan isimlerin bugün vali olarak atanan diğerlerinden eksiği nedir Allah aşkına? Bu isimleri bizim vali olarak görmek hakkımız değil miydi?

Makam beğenmemezlik değil bizimkisi; olması gerekeni tartışıyoruz. Sadece gönüllerinize havale ediyor, böylesi değerlerimizin baş tacı edilmesi konusunda duyarlı davranılmasını istiyoruz. Kamuda görev yapan insanların adı üzerinde, kamuya yararlı olması gerekir.

İbn-i Haldun’un “Coğrafya kaderdir” sözü sanki biz Kastamonulular için söylenmiş. Acımız acıkıyor, acıktıkça yalnızlaşıyoruz. Coğrafyanın kader olması, kaderi kabullenip mücadele edemeyenlere özgüdür. Yani yaşayacaklarınıza az ya da çok etkisi vardır. İstemediğiniz halde karşınıza çıkan gerçekler, mücadele etmek zorunda olduğunuz koşulları oluşturmaktadır.

Devlet görevlerinde ödül, ancak emsallerinden üstün başarıları olanlar için meşrudur. Ama devlet de bunu görmek ve değerlendirmekle yükümlüdür. Tamam, etkili ve yetkili yerlerden kimse destek olup bir üst basamağa çıkması için alın teri dökmemiş olabilir ama biz bu değerlerimizi yok sayacak kadar görmez olamayız. Geçmişte yaşadıklarımızı bugün yaşamamalıyız.

Cenap Şahabettin “Yüksek tepelerde hem kuşa hem arsalana rastlanır, biri oraya uçarak biri ise tırmanarak çıkmıştır” der. Devlet denilen yapı da zaten kamu için çalışmalı değil mi? O zaman kamu adına gerekenleri gereğinden fazlasıyla yapmış kamu görevlilerinin kamudaki yeri ve yetkisi yeniden tanımlanmalı değil mi? Liyakat, liyakat (yeterlilik, yeterlilik) diye bas bas bağırıyoruz.

Bizim çocuğumuz, bizim ağabeyimiz, bizim kardeşimiz ne yapmış; Lİ-YA-KAT. Onur duyacağımız bir kamu görevi yapmış olmalarına rağmen makamlarda olmamalarının bir izahatı bulunmalı.

Siyaset anlayışımızın simetrisi yok bizim…

Kastamonu tarihte büyük kahramanlar yetiştirmiştir; ama büyük siyasiler demek zor. Çünkü siyasi olmak, kahraman olmak, devlet adamı olmak farklı geometrileri olan şeyler. Nice kahramanlar siyaset vadisinde heba edildi. Bizim iddialarımız, ideallerimiz ile siyaset anlayışımız da simetri bulunmadığından tarihe yarı yolda ölen bir karınca gibi geçiyor. Kabul…

Biz Kastamonu olarak özgün bir kentiz. İstanbul’daki Kastamonulular da özgün kimliklerini koruyorlar. Sadeyiz, samimiyiz. Beklentilerimizi iletiriz ve sonucunu bekleriz. Saygılıyız, sorun olmayız, sorun çıkarmayız. Ama hak ettiklerimizi de sıkılmadan yüksek sesle söylemekten çekinmeyiz; 12 yıldır olduğu gibi…

Bizim gazete olarak yayın hayatına başladığımızdan bu yana ilkesel bir duruşumuz oldu ve bunu da sürdürmekte kararlıyız. Biz tek tek kişiler üzerinden yürümek yerine değerler üzerinden yürümeyi erdemli bir duruş olarak gördük. Bu konuda bize kızanlar olacaksa da eyvallah der, sinemize çekeriz; tarihe bırakırız tartılmayı.

GEL DE HAYIFLANMA

Tarihler: 2 Nisan 2015…

Yer: Çanakkale

Dönemin Çanakkale Vali Yardımcısı Saim Eskioğlu

“Kendi açımdan değerlendirmem gerekirse; bu meslek beni 35 yılı aşkın süredir yeterince tatmin etti. Bundan yana hiçbir eksikliğim, ezikliğim yok. Ancak içinden geldiğim Kastamonu camiası açısından baktığımda büyük bir eksiklik yaşanıyor. Vali; elinde yetkiyi bulundurur, atamaları imzalar, atamalar gerçekleştirir. Yetkili eşitler arasında kendi hemşerisini tercih etme inisiyatifini de kullanabilir. Kartopu misali bu büyüme Kastamonuluların her kurumda çoğalmasını sağlayabilirdi. Vali olabilecek kapasitede, sicilde, çalışkanlıkta, verimlilikte benim kefil olacağım en az 10 kişi var. Bunun hiç olmazsa 2’si, 3’ü neden vali olmasın?

Sözün özü bu olsa gerek…

“Siyasi iradeye etki edecek gücümüz var. Kendimi bu olayın dışında tutarak söylüyorum, temennim arkadaşlarımızın valilik makamına gelebilmeleri yönünde. Benim böyle bir heves ve iştiyakım kalmadı. Çünkü umuyorsunuz, bekliyorsunuz, duyumlar alıyorsunuz ancak bir türlü gerçekleşmiyor. Ve bu durumun sürekli yaşanması heves bırakmıyor.”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!