Kastamonu’da metalürji (metal bilimi) alanında araştırmaların yapılması gerektiğine dikkat çeken Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Kimya Metalürji Fakültesi Öğretim Üyesi hemşerimiz Prof. Dr. Ahmet Ekerim, “Altından daha değerli elementlerin olduğu bir il bu kadar geri kalmamalıydı” dedi
Kastamonu’daki yer altı kaynaklarıyla ilgili yaptığı araştırmalar neticesinde altın ve birçok değerli element bulgusuna ulaştığını ifade eden Prof. Dr. Ahmet Ekerim, en kıymetli metalin altın olmadığını vurgulayarak, “ Kastamonu’da altından daha kıymetli elementler var. Fakat bu elementleri işleyecek tesisler ilimizde bulunmuyor. Kastamonu Üniversitesi metalürji alanına yönelmeli.” diye konuştu
“Taş görünümlü metaller”
Küre bakırlarının Cenevizlilerden bu yana işlendiğini hatırlatan Ekerim, o dönemde metalürjinin ilkel olduğundan bakırın çıkarılması esnasında kıymetli metal olan altın, platin ve gümüş gibi metallerin cürufa atıldığını belirtti ve ekledi: “Bu cüruflardaki altın, bilinen altın rezervinden daha yüksektir. Kastamonu’da taş görünümünde ayağımıza takılan çok kıymetli metaller bulunuyor ve bunların muhakkak ekonomiye kazandırılması gerekiyor.”
“Üniversitede metalürji bölümü yok”
Maden zengini olan bir ilin üniversitesinde metalürji bölümünün olmamasının endişe verici olduğunu ifade eden Ekerim, “Kastamonu Üniversitesi’nin bölümlerini incelediğinizde hep hizmet alanına yöneldiğini görürsünüz. Üretime dayalı bölümler yok. Oysa Türkiye’deki demir çelik sektörünü Kastamonulular yönetir, bu durumu avantaja çevirmek gerekir.” şeklinde konuştu
“Taşköprü’nün toprağı çok değerli”
Ekerim, “Selenyum ve germanyum altından daha değerli elementlerdir ve en çok sarımsağın yetiştiği topraklarda bulunur. Özellikle germanyum elektronik eşyaların olmazsa olmazıdır. Ancak gramın altındaki miligram ve mikrogramlarla kullanılır.” diyerek Taşköprü’nün sadece sarımsağı ile ön plana çıkmasının eksiklik olduğunu anlattı.
“Sülfürik asit fabrikası neden Kastamonu’da kurulmadı?”
Küre’ye yapılan yatırımların hepsinin yanlış olduğunu belirten Ekerim şöyle konuştu: “Mesela teleferik hatları. Sonra orada sahte altın olarak bilinen print çok bulunur. Yüklüyorlar onu kamyona Bandırma’ya götürüyorlar. Bandırma’da işlenip sülfürik asit oluyor. Peki, sülfürik asit fabrikası niye Küre’de kurulmadı. Suyu mu yoktu? Yeri mi yoktu? Çalışacak insan mı yoktu? Nesi eksikti?”
Bilimsel çalışma yapmıyoruz
Köylerin doğal hayattan uzaklaştığına dikkat çeken Prof.Dr Ahmet Ekerim, bu durumu avantaja çevirebileceğimizi şu cümlelerle anlattı:“ Köylerin doğası, hayvancılığın son bulmasıyla bir bakıma bozuldu. Hayatımıza suni gübre girdi. Amerikalılar yıllar öncesinden oturmuşlar bir önceki sene hava nasıl olacak ne derece yağış olacak bunları düşünüp değerlendirerek ona göre toprağa gübre vermişler.Oysa biz de organik gübre fabrikası kurabiliriz. Ama bunun için bilimsel bir çalışma yapmıyoruz.”
Köylerin şehir gibi çalıştırılması gerektiğini söyleyen YTÜ Kimya Metalürji Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ekerim, bu konuda vali ve rektörün koordineli çalışması gerektiğini belirterek, “ Her ilçenin kalkınması ve değerleri için ayrı ayrı projeler hazırlanmalı. Zaten var olan değerleri gün yüzüne çıkarmak gerek. Valinin Kastamonu Üniversitesi Rektörü’ne vereceği talimatla araştırmalar yapılmalı.” diye konuştu
***
Genel Yayın Yönetmenimiz Hüseyin Karadeniz ve Esenler Kastamonulular Dernek Başkanı Mustafa Kayıkcı’nın YTÜ Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü’nde ziyarete ettiği Prof. Dr. Ahmet Ekerim İstamonu sayfalarında yer alan SÜRMANŞET’e konuk oldu.
- Kastamonu’da altın var mı?
- Küre’de bakırdan daha değerli olan maden ne?
- Çıkan maden neden Kastamonu’da işlenmiyor
- Hangi ilçeye hangi yatırım yapılmalı?
- Maden yatırımını “karlı değil” diye reddeden belediye başkanı kim?
Tüm bu soruların cevapları ve dahası haftaya Hüseyin Karadeniz ile Sürmanşet’te…