Bu yıl ikincisi düzenlenen İSTAMONU Buluşmaları, Türkiye’nin dört bir yanında görev yapan Kastamonulu mülki idare amirlerini hemşerileriyle bir araya getirdi.

Bu yıl ikincisi düzenlenen İSTAMONU Buluşmaları, Türkiye’nin dört bir yanında görev yapan Kastamonulu mülki idare amirlerini hemşerileriyle bir araya getirdi. İstanbul Esenler Kültür Merkezi’nde 2 Şubat Pazar günü gerçekleşen kahvaltı sonrası “Kastamonu’dan Türkiye’ye Altın Adamlar” başlığı altında “Göç ve Kalıcı İzleri” konulu panel düzenlendi. Kastamonu’nun değerlerini ön plana çıkarmayı amaçlayan organizasyona çok sayıda işadamı, siyasi parti temsilcisi, sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve Kastamonulu katıldı. Paneli AA, İHA ile bazı ulusal ve yerel gazete muhabirleri de görüntüledi.

Sunuculuğunu yazı işleri müdürümüz Gözde Yüksel’in yaptığı organizasyonda, Göç ve Kalıcı İzleri Paneli’nin moderatörlüğünü ise Ankara Gazi Üniversitesi eski Dekanı Prof.Dr. Mustafa Safran üstlendi. Çanakkale Vali Yardımcısı Saim Eskioğlu, İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı Mülkiye Baş Müfettişi Dr. Selahattin Ateş, Ankara Vali Yardımcısı Yıldırım Uçar, Düzce Vali Yardımcısı Erdoğan Ülker, İstanbul Ataşehir Kaymakamı Zafer Karamehmetoğlu, Zonguldak Kozlu Kaymakamı Ahmet Karakaya ve Erzurum Pazaryolu Kaymakamı Ayhan Terzi’nin konuşmacı olarak katıldığı panelde zaman zaman duygulu anlar yaşandı. Organizasyon plaket takdim töreniyle son buldu.

Prof. Dr. Mustafa Safran: “Saygıyla ezikliği karıştırıyoruz”

Panelin moderatörlüğünü üstlenen Prof.Dr. Mustafa Safran konuşmasında, insan ve mekanların olduğu müddetçe toplumların göçten kaçamayacağını vurgulayarak, “Kastamonu, özellikle 1950 yılından buyana göç kavramını iliklerine kadar yaşamış bir ilimiz. Tüm dünyada 176 milyon kişi, öz vatanından ayrı yaşıyor. Bu açıdan baktığımızda hamd olsun kendi vatan toprağımız içerisinde, 1950 yıllarda başlayan ve sayısı 50 milyonu bulan bir iç göç söz konusu. Bu dezavantaj durumu avantaja çevirebiliriz. Biz büyükşehirlere gelirken kişiliğimizi, sermayemizi, kabiliyetlerimizle birlikte kültürümüzü de getiriyoruz. İşte bu noktada, var olan birikimlerimizi birleştirebiliyorsak ve birlik olabiliyorsak, bu şehirde varız. Bu ve buna benzer faaliyetleri yapabiliyorsak memleketimize en büyük hizmettir. Aksi takdirde binlerce kişinin bir araya gelmesinin manası yok.” dedi.

Safran, “Çapımızdan büyük çevremiz olmasına rağmen bunu dışarıya karşı kullanamıyoruz. Çünkü biz saygıyla ezikliği birbirine karıştırıyoruz. Saygı duyacağız derken eziliyoruz ve özgüvenimizi kaybediyoruz farkında değiliz.” diyerek Kastamonu’dan göç edenlerin ortak sorununun özgüven eksikliği olduğuna dikkat çekti.

“Kastamonu birlikteliğini oluşturamadık”

Konuşmasında siyasi ve sosyal alanda temsiliyetin önemine değinen Safran, şu tespitlerde bulundu: “Kastamonulular olarak sayısal üstünlüğümüz var ama siyasal üstünlüğümüz yok. Ülkenin her yerinde aydın insanımız çok. Artık profesör, milletvekili çıkardık diye övüneceğimize bir tane bakan çıkaralım. Sesimiz o zaman daha gür çıkar. Bazı memleketlerin kanaat önderleri ve güçlü STK’ları vardır, milletvekili kadar etki ve katkı yapar. Birçok ilin başardığı nokta budur bence. İşadamlarımızın, aydın tabakamızın, esnaflarımızın ve sivil toplum örgütüne mensup insanlarımızın birbirinden haberi yok. İstanbul’da 540 bin Kastamonuludan bahsediyoruz. Bu nitelikleri bir araya getirememişsek, bu kültürün hakkını vermemişiz demektir. Şu anda İstanbul’da adını sayabileceğim 5-6 Kastamonulu kanaat önderi bir araya gelse, iktidara yaptıramayacakları bir şey yoktur. Bırakın bizleri bir araya getirmeyi bunlar kendileri yan yana geliyorlar mı, ondan şüphem var.”

“Cumhuriyete fedakârlık yaptık ta…”

Safran, “Kastamonu, Cumhuriyet’e en çok fedakârlık eden illerden biri olmuştur. Kurtuluş Savaşı’nda birçok insanımızı kaybettik. Atatürk inkılaplarına öncelik yaptık ve kazanımlar sağladık. Cumhuriyet Kastamonu’ya ne verdi dersek, onun cevabı yok. Burada rejimi sorgulamıyorum. Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden siyasi iktidarların, Cumhuriyet adına Kastamonu’ya ne verdiğini sorguluyorum. Milletvekili sayımız bugün 3,yarın 2 olacak belki, hiç olmaya da bilir.” diyerek Kastamonu’da siyasi alanda hak edilenin alınamaması sebebiyle iç göçün arttığını söyledi.

PANALİSTLER İSE GÖÇ VE KALICI İZLERİ KONUSUNDA ŞU İFADELERE YER VERDİ:

Çanakkale Vali yardımcısı Saim Eskioğlu : “Mevsimlik gidişler, göçü hızlandırdı”

“Türkiye’nin sanayileşmesiyle birlikte Anadolu’nun hemen hemen her ilinde başlayan göç, Kastamonu’ya da ciddi zararlar vermiştir. Özelikle kış ile sonbahar aylarında Karabük ve İstanbul gibi yerlere göç ederek kazanım elde etmeye başlayan hemşerilerimiz, yaşadıkları ortama adapte oldukça diğer insanlarında umut ve beklentilerinin çoğalmasına sebep oldular. Memleketlerinde bulamadıkları eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlerin gittikleri yerde daha ulaşılabilir olması da göçü tetikledi. Biz şimdi göçün dezavantaj durumundan avantaja çevirecek adımlar atmalıyız. Türkiye’nin her bölgesinde ehil ve yetkili insanların da yüzünü Kastamonu’ya çevirmeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu toplantı bir başlangıç oldu, devamı gelmeli. İnsanımızın potansiyelinden istifade etmeli ve birlik olmalıyız.”

Mülkiye Baş Müfettişi Selahattin Ateş: “Devlet içinde Kastamonululara verilen rol nedir?”

“Hem İstanbul’da hem Kastamonu’da okumuş bir insan olarak bu toplantıların birer değeri olduğunu düşünüyorum. Bizim İstanbul’la bağımız çok önceki dönemlere dayanır. Eski İstanbullularda Kastamonu kökenli çoğunluktadır. Türkiye’nin %10’u Batı Karadenizlidir. Batı Karadenizlinin, bölge dışına çıkıp biraz şunu sorgulaması lazım; ‘Temsiliyette %10 Batı Karadenizli var mı, yok mu? Devlet içinde Kastamonululara verilen rol nedir? Kastamonulular devlet içinde sadece demokrasiyi talep etmişlerdir. İstanbul’da Kastamonu nüfusunun %10’u temsil ediliyor mu? Bunları soramadığınız zaman ne talep ettiğiniz ortaya çıkmaz. Karadeniz otobanı yapılıyor neden Kastamonu’dan geçmez. Bunun birileri tarafından sorulması gerekmez mi?

Gaziantep’te 830 bin şehit kaybetmişiz. Gazi unvanını hak etmişler. Kastamonu da çok şehit vermiş; 1.sırada, 2.sırada,3.sırada hiç önemli değil ama ilk sıralarda yer almış. Bir farkla öndeyiz, Kastamonu bin yıldır işgal edilmemiş. Biri işgal etmiş şehit vermiş, biri işgal görmediği halde Türkiye’ye sahip çıkmış şehit vermiş, bunu asla unutmamamız lazım.”

Ankara Vali Yardımcısı Yıldırım Uçar: “Kastamonu Üniversitesi avantajdır”

Göç olgusu sadece sosyolojide değil, bilimsel tanımları da olan bir konu. Antropoloji’de, siyaset biliminde, demografi ve istatistik gibi değişik bilimlerde de incelenmiştir. Örneğin; en çok göç sahil bölümündendir. Tarımsal arazileri az olan ve iş bulma olasılığı az olan yerlerde göç öncelik kazanmıştır.

Bir başka sorun ise kentleşme isteği olarak görüyor.Bizim göç olayımıza baktığımızda bizden daha fazla göç eden şehirler var. Ama biz göç eden değil, göç alan olmayı tercih ederiz. İstanbul’da yabancı nüfusa kayıtlı Kastamonulular, Sivaslılardan sonra 2.sırada yer alıyor. Ankara’da ise 22. sırada yer alıyor. Kastamonu’da yaşayanların %87’si Kastamonulu. Bu sorunu çözmek için bütün Kastamonululara ihtiyacımız var. Gençlerimizin iş ve eğitim ihtiyaçlarını mutlaka yaratmalı; iş kuranları teşvik etmeli, sosyal hayatta bunları düşünmeli. Kastamonu Üniversitesi bir avantajdır bunu değerlendirmeliyiz. Özellikle yönetim üyelerinin ve öğrencinin Kastamonu’da kalması için gerekli tüm çalışmalar yapılmalı. Kastamonu, orada yaşayanlar için cazip hale getirilmeli.

Doğal güzellik yönünden çok güzel bir il Kastamonu, çevrenin önemini vurgulayan yatırımlar yapılmalı. Tarihi ve kültürel bakımından doğal çok zenginliklerimiz var, bunlar mutlaka değerlendirilmeli. Yaşlı nüfusunun yoğun olduğu bir iliz, onlarla ilgili çalışmalar yapılmalı. Sahile giden yol yapılıyor. Artık havalimanımız var. Tünel açılacak, ulaşım daha kolay olacak.Böylece ilerleyen günlerde daha avantajlı olacağız.

Düzce Vali Yardımcısı Erdoğan Ülker: “Her alanda lobi oluşturmalıyız”

Göç’ün yoğun olduğu illerin başında İstanbul geliyor. Kastamonu ise bu göçten dolayı sürekli nüfuz kaybediyor. Derneklerimiz birbirinden kopuk. İstanbul’da faaliyet gösteren derneklerimizin bir an evvel bir araya gelerek birlikte neler üretebilirize kafa yormaları gerekir. Bu sorunları aşmak kafa kafaya vermekten geçer. İş, aş ve iyi bir gelecek için göçülen yerlerde yüzümüzü güldürecek mesleklerde insanımızın sayısı artmaya başladı, bu çok sevindirici bir olay. Bu gibi organizasyonlarla bir araya gelmeliyiz ve her alanda lobi faaliyetlerimiz güçlenmeli.

Kastamonu’nun nüfusu 1 milyon olsaydı 4-5 katı yatırım olurdu. Göç, göç diyoruz maalesef Kastamonu’muz boşaldı. 55 yaşın altında genç yok. 20 sene sonra benim köyümde insan kalmayacak. Bugün İstanbul’da olan nüfusumuza göre milletvekili ve belediye başkan sayımız en az

6 olmalı. Ama maalesef bu yok. Sivil toplum örgütlerimiz ne iş yapar hala anlamış değilim.

Ataşehir Kaymakamı Zafer Karamehmetoğlu: “Hemşerilik bilinci ve aidiyet duygusunu yaşatmalıyız”

İstanbul’da Kastamonu’nun temsilciliği bize düşmüş değil, ama bir mülkiye amiri olarak hasbelkader tek biz kalmışız. Beklentim diğer arkadaşlarımızın tayinlerinin de İstanbul’a çıkması yönünde. 1985 yılında üniversite imtihanı dolayısıyla ilk defa İstanbul’a gelmiştim. Meslek hayatımda, 23 yılın sonuna doğru İstanbul’a bu mesleği cenabı hak nasip etti gelebildik. Hemşerilik bilinci, aidiyet duygusuyla unutmamamız gereken bir geçmişimiz var. Çünkü o geçmişi unutursak geleceğe hangi nazarla bakacağız. Mazideki birikimlerimizi topluyoruz. El ele tutunma vakti olduğunu, bu birlikteliklerin devam etmesi gerektiğini düşünüyorum.

Kozlu Kaymakamı Ahmet Karakaya: “Emeklilerimiz yılda 6 ay memlekete dönmeliler”

Kastamonu en çok sahil ilçelerinden göç vermiş bir il.

1960’lı yıllarda daha çok Avrupa’ya olan göç,1980’li yıllarda iç göç olarak kendini göstermiştir. Şuan Kastamonuluyum diyen insanların belki %20’si Kastamonu’da yaşıyor. Göçün durdurulması için yapılacak şeyler var ama Kastamonulu işadamlarımızın, özellikle Kastamonu’ya yatırım yapmaları noktasında imkanlarının çoğaltılması gerekir. Emekliler için; 6 ay kendilerine mekân bulmaları, köylerine, ilçelerine dönmeleri önemli bir husus. Kastamonululuk bilincinin tüm ayrıntıları ile yaşaması, yaşatılması gerekir. Bunda da iş adamlarımıza ve derneklerimize çok büyük bir rol düşüyor.

Pazaryolu Kaymakamı Ayhan Terzi: “Hemşericilik fiiliyatının ön plana çıkarılması gerekir”

Mesleğe başlayalı 6 yıl oldu. Ben her yaz tatilinde köye gittim. Bu isteği kaybettiğiniz zaman, Kastamonuluyum demenin bir anlamı yok. Biliyorum ki Mehmet Reis, Ender Yılmaz gibi birçok işadamımız yaz tatillerinde memleketlerine gidiyorlar. Çocuklarımızı da kendimizle birlikte Kastamonu’ya götürürsek bir şey ifade eder. Bugün göç konuşulurken asıl üzerinde durulacak en önemli konulardan biride hemşericilik fiiliyatının ön plana çıkarılmasıdır. Eğitimli, araştıran, dinleyen, sorgulayan ve birbirine saygılı insanların bizi temsil etmesi gerektiği inancındayım. Kaymakamlık mülakat sınavlarında 65 kişiydik, tek Kastamonulu bendim. Önümüzdeki süreçte gençlere mutlaka kamuda görev alacak şekilde donanım ve eğitim desteği verilmeli. Böylece göçün bizde yarattığı izleri yok edebiliriz.

“Karadeniz: Ölsek gam yemeyiz,,

İstamonu Buluşmalarının farklı konseptlerde devam edeceğini belirten Gazete İstamonu Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Karadeniz,

“Hemşerilerimiz memleketlerini çok sevmelerine rağmen, yıllarca sağlam ittifak sağlayamamanın acısını yaşadı. Bazen gereksiz uğraşlarla harcadığımız zaman en zararlı düşmanımız oldu. Bu yüzden İstamonu Buluşmaları topluma ışık tutacak çalışmalar yapmayı hedefledi. Yıllarca hasret kaldığımız bu birlik tablosunu gördükten sonra artık ölsek gam yemeyiz. Gurunu tüm Kastamonuluların yaşayacağı İSTAMONU Buluşmaları bundan sonra da toplumumuzun katkı ve destekleriyle geleceğe ışık tutacak çalışmalara inşallah seri halinde devam edecek.” dedi.

Prof. Dr. Mustafa Safran

İSTAMONU Gazetesi bir kültür hizmetidir. Kastamonu’yu yaşatıyor. Ortak bir payda ve değerdir.

Böylesine muhteşem bir organizasyonla adeta Türkiye’yi bütünleştiren bir panele ev sahipliği yapan İstamonu ailesine ve katkıları olan herkese teşekkür ediyorum.

Saim Eskioğlu

İSTAMONU çok farklı bir açılım ve yaklaşımla hepimizi kucaklayacak bir büyüklüğe erişti. Çanakkale’den Erzurum’a olan çizgide, Türkiye’nin her yerindeki Kastamonuluları sevgiyle o geniş kucağında barındıracak kadar büyüdü.

Selahattin Ateş

İstamonu, çok güzel bir kelime. Yenilikçilik ifade ediyor. İstanbul ve Kastamonu bu iki şehrin güzide sınırlarını genişletiyor. İstanbul Kastamonu’ya, Kastamonu’da İstanbul’a uzamış oluyor. Hüseyin Karadeniz’den bir animasyon yaptım. Çünkü soyadı Karadeniz. Kastamonu’yu Karadeniz olarak kim kabul etti şu ana kadar? Karadeniz’de en fazla sahili olan bir iliz biz.

Yıldırım Uçar

Bir arada olmak, birleşmek ve beraber olmak, en güzel fotoğraf bu. İstamonu bunu başarmıştır ve aslında Kastamonulular olarak bizlere bir ufuk açmıştır.

Erdoğan Ülker

Değerli meslektaşlarım Yıldırım Uçar ve Saim Eskioğlu ile birlikte bazı toplantılarda birlikte olma imkânı buluyorduk. Ancak bugün çok güzel bir görüntü ve birliktelik oluştu, ilk kez diğer mülki idare amirlerimizle bir arada oluyoruz. Bizi bir araya getiren İSTAMONU gazetesi çalışanlarına ve okurlarına teşekkür ediyoruz.

Zafer Karamehmetoğlu

İstamonu ailesini kutluyorum. Her şey en ince detayına kadar muhteşem hazırlanmış.

Ahmet Karakaya

İstamonu gazetesine ve bu gazeteye destek verenlere anlamlı ve değerli olan bu organizasyondan dolayı ne kadar teşekkür etsek azdır. Takdire şayan bir organizasyon. Mülkiye amirlerini bir araya getirmek oldukça güzel bir şey. Meslektaşlarımla ve hemşerilerimle bir arada olma imkânı sağlandı.

Ayhan Terzi

Önceki görev yerim Bayramören’de ve şimdiki görev yerin olan Pazaryolu’nda olsun İSTAMONU hep masamda olmuştur. Gururla okurum, okuturum. Bir gazetenin böyle bir işe kalkışması muhteşem bir şey.