featured
  1. Haberler
  2. SAĞLIK
  3. Bel Fıtığındaki Risk: Kilo

Bel Fıtığındaki Risk: Kilo

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Kazım Doğan, bel fıtığına yakalanmamak için hareketsiz yaşam ve kilo alımından kaçınılması gerektiğini bildirdi.

Bel fıtığının genellikle şiddetli bel ve bacağa yayılan ağrıyla ortaya çıktığını ifade eden Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Doğan, “Bel ağrısı günlük yaşamı kısıtlayan en önemli ağrı nedenlerinden biridir. Tüm dünyada nüfusun yaklaşık yüzde 80’inin yaşamlarının herhangi bir döneminde en az bir kez bel ağrısı atağı geçirdikleri biliniyor. Bel fıtığı, bel bölgesinde bulunan omurgaların arasındaki diskin yırtılarak, sinirleri sıkıştırmasıdır. Gerekli önlemler alınmaz ve tedavi edilmezse fıtık insan yaşamının kalitesini düşürür.” dedi.

Op. Dr. Kazım Doğan, bel fıtığının belirtileri, nedenleri ve tedavisi hakkında şu bilgileri verdi:

Bel Fıtığı Belirtileri

Başlıca bel ve bacak ağrısı, ayaklarda uyuşma, yürümede zorluk şikâyetleri ile ortaya çıkar. Sıklıkla önce belde zorlayıcı bir hareket sonucu omurganın arkasında ve kıkırdak yapının önünde duran bağ dokusu yırtılır. İlk aşamada hasta sadece bel ağrısı hisseder. Bir süre sonra yırtılan bağın olduğu yerden kıkırdak doku, sinirlerin olduğu kanala taşar ve sinirleri sıkıştırması sonucu ağrı bacaklara yayılır. Yani ilk başlarda ağrı sadece belde görülürken fıtık büyüdükçe belde ağrılar azalarak şiddetli bacak ağrıları ortaya çıkar. Hasta, daha ileri durumlarda idrar ve dışkı tutamama, cinsel fonksiyonların yitirilmesi ile de karşılaşabilir.

Bel Fıtığı İçin Risk Faktörleri

Bel fıtığı için en önemli risk faktörü kilodur. Fazla kilolar bel omurlarına baskıyı artırıp daha fazla yük binmesine neden olur. Bu durum fıtık oluşmasını kolaylaştırır. Bel fıtığından korunmanın en önemli yolu kilo almamak ve fazla kilolardan kurtulmaktır. Diğer bir neden de spor yapmamaktır. Vücuttaki tüm kasların güçlenmesi bel fıtığı riskini azaltır. Hem bel hem de karın kaslarının güçlenmesi omurga sağlığı açısından önemlidir. Günlük yaşam aktivitelerinin düzenlenmesi de bel fıtığı oluşumunun engellenmesinde yardımcı olur. Yataktan kalkış şekilleri, ağır yükün nasıl kaldırılacağı ve yere eğilme hareketlerinin nasıl yapıldığı da önemlidir.

Bel Fıtığı Teşhisi Nasıl Konur?

Teşhiste en değerli yöntem hastanın muayenesidir. Muayene ile birlikte MR ve Tomografi ile hastalığın teşhisi desteklenir. Bazı hastalarda tanıyı kesinleştirmek için sinir testi denilen EMG’de kullanılmaktadır.

Bel Fıtığı Tedavisi Nasıl Yapılır?

Bacaklarda oluşan ileri güç kaybı, idrar, dışkı tutamama ile karşılaşılan durumlarda acil cerrahi tedaviye başvurulur. Bu durumlar dışında öncelikle ameliyatsız tedavilere başlanır. Tedavide ilk seçenek ağrı kesici ve kas gevşeticilerdir. Bu tedavilerle birlikte yatak istirahati de ağrıların azalmasında oldukça etkilidir. Ayrıca ilaç tedavisi ile birlikte egzersiz yapılması ve sonrasında fizik tedavi ile hastaların çoğunda şikayetler tamama yakın kaybolur. Ameliyat, güçlü ağrı kesici ilaçlara bile cevap vermeyen hastalarda uygulanabilir. Üç hafta süreyle ilaç, istirahat ve fizik tedaviye cevap vermeyenlerde cerrahi tedavi için tekrar değerlendirme yapılması gerekebilir. Bel fıtığının cerrahi tedavisinde genellikle farklı yöntemler kullanılır. Bu yöntemlerden en sık uygulananı mikro cerrahidir. Hem ameliyat süresinin kısa olması hem de çok küçük bir alandan ameliyat yapılması nedeniyle hastalar aynı gün veya ertesi sabah kaldırılıp yürütülmektedir. Omurilik kanalında daralma olmayan veya bel fıtığına bel kaymasının eşlik etmediği durumlarda bu yöntem kullanılır. Fıtıklar ve omurilik etrafındaki doku ve kemiklerin büyümesi sonrası kanal daralması oluşursa bu durumda fıtığın boşaltılmasına ek olarak laminektomi denilen kemik alınmasının da uygulanması gereklidir. Daha önceki yıllarda her kanal daralması için spinal füzyon denilen omurganın vidalarla sabitlenmesi gerekirken yeni uygulanan ameliyat teknikleri ile artık kanal daralması ameliyatında vida kullanımına ihtiyaç duyulmamaktadır. Bel kayması ve omurga kırıklarının tedavisinde ise mutlaka vidalama ile bele destek sağlanmalıdır.

Bel Fıtığı Ameliyatı Riskli Midir?

En küçüğünden en büyüğüne tüm ameliyatlarda birtakım riskler bulunmaktadır. Bel fıtığı ameliyatlarında da enfeksiyon, kanama ve sinir hasarlanması gibi riskler oluşabilmektedir. Ancak en sık uyguladığımız yöntem olan mikro cerrahi yöntemle fıtık ameliyatlarında bu riskler minimalize edilmiştir. Mikroskopla ameliyat sahası en ince detayına kadar görülmektedir.

Bel Fıtığı Tekrarlar Mı?

Bel fıtığının tekrarlama oranı oldukça düşüktür. Bel fıtığı ameliyatı olduktan sonra aynı yerden tekrarlama oranı yüzdesi ise 2-3 civarında görülür. Ama bu mutlaka tekrarlayacağı anlamına gelmez. Bu oran ameliyat sonrası öneriler dikkate alındığında çok daha düşüktür.

Bel Fıtığından Korunmak İçin Nelere Dikkat Etmek Gerekir?

. Düzenli egzersiz yapanlarda, özellikle bel ve karın kasları gelişmiş kişilerde bel fıtığı hastalığına daha az rastlanılır, çünkü vücudumuzun yükünü sadece omurga taşımaz. Karın kasları ile tüm sırt ve belde omurga boyunca uzanan kasların fonksiyonu da büyük önem taşır. Düzenli egzersiz yapmama gibi durumlarda kaslar yeterince güçlenmediği için, kasların taşıması gereken vücut ağırlığı da omurga üzerine dolayısıyla disklerin üzerine binerek, fıtıklaşmalarına neden olabilir. Bel fıtığından korunmak için ayrıca günlük yaşamda omurga fizyolojisine uygun olarak hareket etmek gerekir. Örnek vermek gerekirse, yerden bir yük kaldırılırken mutlaka dizler kırılarak, çökme pozisyonunda kaldırılmalıdır. Bel fıtığına yol açan benzer risk faktörlerini ortadan tamamen kaldırmak için çocukluk çağından itibaren; yük nasıl kaldırılır, yerden bir şey nasıl alınır, yataktan nasıl kalkılır şeklinde eğitimler verilmesi gerekir. Ayrıca çocuklarımıza küçük yaşlardan itibaren düzenli bel egzersiz programı yapma alışkanlığı kazındırmak da ileri yaşlarda bel fıtığından korunmak için etkili bir yöntem olabilir.

Bel fıtığını önlemek her zaman mümkün olan bir durum değildir ancak, yapılacak çeşitli uygulamalar sayesinde riskin azaltılması sağlanabilir:

* Ağırlık kaldırırken uygun tekniklerin kullanılması,

* Sağlıklı düzeyde bir vücut ağırlığına sahip olmak,

* Yürüme, oturma, ayakta durma ve uyuma sırasında sağlıklı bir vücut postürü geliştirmek,

* Uzun süreli oturma sonrasında esneme egzersizleri yapmak

* Yüksek topuklu ayakkabı kullanmamak

* Sırt ve bel bölgesindeki kasların güçlendirilmesi için düzenli fiziksel aktivite yapmak

* Tütün kullanımını sonlandırmak

* Dengeli beslenmek

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!