featured
  1. Haberler
  2. GÜNDEM
  3. Hububat ve Kuru Baklagile Talep Arttı

Hububat ve Kuru Baklagile Talep Arttı

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun, hububat ve kuru baklagilde azalan talebin korana virüs salgını sonrası artığını bildirirken, bu alandaki tohumluk satışların da çoğaldığını kaydetti.

Yeni sezonda rekolte ve verimde artış yaşanmasının beklendiğini ifade eden Işılay Reis Yorgun, “Hububat ve bakliyatlar insanların temel besin kaynağı olmasının yanında toprağa verdiği azot sayesinde toprağı besliyor ve güçlendiriyor. Ülkemiz baklagillerin gen merkezidir ve ekolojik şartları baklagil üretimi için uygundur. Son yıllarda Türkiye’nin baklagil arz ve kullanımı incelendiğinde artış, dünya ortalamasının altında seyretmekteydi. Ancak salgınla beraber besleyici özelliklerinin yanında daha uzun süre muhafaza edilebilen kuru gıda ürünlerinde önemli ölçüde talep artışı gözlendi. Türkiye 2020 sezonda, hububat ve kuru baklagillerde üretim miktarını bir önceki yıla göre artırarak tamamladı. Ekim ayında başlayan 2020-2021 üretim sezonu ekilişleri için buğday, mercimek başta olmak üzere tohumluk satışların geçen yılın üzerinde olduğu gözlemleniyor. Uygun iklim koşulları yaşanırsa 2021 yılında da rekolte ve verimlilikte artış öngörülüyor.” dedi.

Bitkisel beslenmeye önem verilmeli

Bitkisel kaynaklı beslenme tercihleri ile hem bireysel hem de dünya sağlığının korunabileceğine işaret eden Işılay Reis Yorgun, “Uzun yıllardır fast-food tarzı atıştırmalık yiyeceklere yönelim artmış durumdaydı. Ancak yaşamış olduğumuz bu süreçte bu yiyeceklerden uzak durularak sağlıklı beslenmeye önem verildi. Kötü beslenme alışkanlıkları devam ederse 2050 yılında 4 milyardan fazla insan yani nüfusun yüzde 45’i aşırı kilolu ve nüfusun yüzde 16’sı olan 1,5 milyar kişi de obez olacak. Bugün aşırı kiloluların nüfusa oranı yüzde 29 ve obezlerin oranı da yüzde 9. Bilim insanları çağımızın hastalığı kanser ve obeziteye karşı mücadele için yerli tohumlardan üretilen ürünlerin tüketilmesini ve sağlıklı beslenmemizi öneriyor. Bakliyat tüketiminin obeziteyi önlediği ve kansere yakalanma riskini azalttığını ifade ediyor. Bakliyatlar önemli protein kaynaklarından biri olmasının yanında yüksek lif, demir, çinko, magnezyum mineralleri, B12 ile E vitamini, folik asit içerikleri sayesinde vücudumuzun hastalıklara karşı etkin bir savunma sistemine destek olabilmeleri nedeniyle içinde bulunduğumuz salgın sürecinde ayrı bir önem kazandı. Özellikle protein ihtiyacını karşılamak için hayvansal kaynaklı besinlerin yerine besin tercihlerimizde yüksek kaliteli bitkisel proteine sahip hububat ve bakliyatlara daha fazla yer verebiliriz.” diye konuştu.

Bakliyat Köyü projesinin bölgesi genişletilecek

Yorgun, tarımsal üretimde sürdürülebilirliğin sağlanması, yerli üretime teşvik, ata mirası tohumlarla sofra kültürünün korunarak gelecek nesillere aktarılması amacıyla 2020 yılında Bakliyat Köyü projesini hayata geçirdiklerini anımsatarak şunları söyledi: “ Bakliyatın gelecek için öneminin daha iyi anlaşılabilmesi ve farkındalığının oluşturulması adına Birleşmiş Milletlere bağlı Gıda ve Tarım Örgütü FAO tarafından ilk kez 2016 yılı, ‘Uluslararası Bakliyat Yılı’ ilan edilmiş ve her yıl 10 Şubat tarihinde kutlanmasına karar verilmiştir. Biz de bu kapsamda 2020 yılında farkındalığı artırmaya destek olmak için Bakliyat Köyü projesini hayata geçirdik. Projemizin bölgelerini genişleterek daha fazla üreticiye ulaşmayı hedefliyor, genciyle, yaşlısıyla üreticiyi köyünde tutacak üretim modellerinin geliştirilmesine katkı sağlıyoruz. Bunun yanında çocuklarımıza yerli tohumlardan doğal şartlarda üretilen proteince zengin olan bitkisel ürünleri sevdirmeyi, sağlıklı beslenmeyi ve geleneksel sofra kültürümüzün korunmasını amaçlıyoruz.”

Beslenme ve sağlık dünyanın ortak dili haline geldi

Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun, korana virüs salgınıyla birlikte sağlıklı beslenme ve sağlıklı gıdanın dünyanın artık ortak dili haline geldiğini belirterek şu açıklamalarda bulundu: “Salgın süreci bir ülkenin kendi öz kaynaklarının yeterliliğinin tarımın ve gıdanın ne kadar değerli olduğunu bize gösterdi. Tarımsal üretim, bir ülkenin gücüdür ve ulusal güvenlik kadar stratejiktir. Tüm dünya ülkeleri, gelecekte güvenilir gıdada ulaşılabilirliğin sekteye uğramaması için bakliyat üretiminden tüketimine kadar tüm süreçlerde var olan sistemlerini güçlendirmeye başladı. Globalleşen dünyada, gıda arzının sürekliliği için devletlerin temel gıda ürünlerinde güvenlik stoku oluşturulması, yerel üretimin artırılması ve ithalatın azaltılması gündeme gelmiştir. Gıda ürünlerine yönelik talebin ithalatla mümkün olamayacağı, ancak üretim yaparak karşılanacağı sonucuna varılmıştır. Ülkemizin ve dünyanın nüfusu giderek artıyor. 2050 yılına geldiğimizde Türkiye Nüfusunun 100 milyon, dünya nüfusunun ise 10 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor. Geleceğin nüfusunu beslemek için tarımsal ürünlere olan talebin yüzde 70 oranında artacağı ifade ediliyor. Artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılayabilmek için gıda üretiminin önümüzdeki 30 yıl içerisinde artması gerekmektedir.”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!