İlk Türk kadın mitinginin 93’üncü yıldönümü, Kastamonu’da düzenlenen etkinlikle kutlandı.
Etkinliğe Kastamonu Valisi Erdoğan Bektaş’ın eşi Esma Bektaş, kadın platform ve dernek temsilcileri, siyasi parti kadın kolları temsilcileri ile ilçelerden gelen çok sayıda Kastamonulu kadın katıldı.
Kastamonulu 3 binden fazla kadının 10 Aralık 1919 tarihinde Kastamonu Darulmuallimat (Kız Öğretmen Okulu) bahçesinde bir araya gelerek işgalci kuvvetler aleyhine düzenlediği ilk Türk kadın mitinginin 93’üncü yıldönümü, Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen etkinlikle anıldı. 10 Aralık Kastamonu Kadın Platformu Başkanlığı, Vali Erdoğan Bektaş’ın eşi Esma Bektaş ve sivil toplum örgütleri tarafından Atatürk ve Şehit Şerife Bacı Anıtı’na çelenk konuldu.
Kadın Platformu Başkanı Çelen: Kastamonulu kadınlar dünyaya haykırmıştır.
İlk Türk Kadın Mitingi’nin 93’üncü yıldönümü programına Vali Erdoğan Bektaş’ın eşi Esma Bektaş, 10 Aralık Kastamonu Kadın Platformu Başkanı Ferhan Çelen, AK Parti Kadın kolları üyeleri, CHP ve MHP Kadın Kolları Başkanlığı, sivil toplum kuruluşu üyeleri, KAS-DER Kadın Kolları Başkanı Feriha Kuz ve yönetim kurulu üyeleri, Cide Kadın Platformu başkan ve üyeleri, Türk Anneler Derneği Kastamonu Şubesi, Üniversiteli Bayanlar Derneği ile çok sayıda kadın katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan törende konuşan 10 Aralık Kastamonu Kadın Platformu Başkanı Ferhan Çelen, tarihteki ilk Türk kadın mitinginde çeşitli kararlar alındığını, bu kararlar çerçevesinde işgalci kuvvetlere gönderilen telgraflarla işgallerin kınandığını ve düşmanların ülkemizi terk etmelerinin istendiğini belirtti. Çelen, “Kastamonulu kadınlar, vatanın elem ve ızdırabını dinlemektense, istiklal yolunda ölmeyi göze aldıklarını haykırmışlardır” dedi.
KAS-DER’den Vali Bektaş’a tablo hediyesi
Çelenk koyma töreninden sonra 10 Aralık Kastamonu Kadın Platformu Başkanı Ferhan Çelen, KAS-DER Kadın Kolları Başkanı Feriha Kuz ve diğer katılımcılar Vali Erdoğan Bektaş’ı makamında ziyaret etti.
Ziyarette KAS-DER Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Feriha Kuz tarafından Vali Erdoğan Bektaş ve 10 Aralık Kadın Platformu Derneği Başkanı Ferhan Çelen’e birer tablo hediye edildi.
Vali Bektaş: İhtiyaç halinde yine binlerce kadınımızın göreve hazır olduğunu biliyoruz
Kastamonu Valisi Erdoğan Bektaş, kadınlardan oluşan ziyaretçi heyetine hitaben günün anlam ve önemine ilişkin şöyle konuştu:
“Değerli hanımefendiler, 1919’da 3 bin Kastamonulu hanım Türkiye’nin çok tanık olmadığı bir şeyi bir Kadın Mitingi yaptı. O zamanlar ülkemizin karşı karşıya olduğu en yoğun, en ciddi sorunla ilgili, tavırlarını, tepkilerini, taleplerini sesli olarak dile getirdiler. 3 bin Kastamonulu hanımın bir araya gelerek bir miting organize ettiğini biliyoruz. Gerçekten Kastamonu bu anlamda birçok ilde olmayan değere sahip.
İstiklal Yolu yürüyüşü tescil edildi ve İstiklal Yolu bir sit haline geldi, Türkiye’de ilk defa olan tescilli bir yürüyüş haline döndü. Yine o günlerde olduğu gibi ihtiyaç zuhurunda, ihtiyaç vukuunda çok üç binlerce kadının bir araya geleceğine hepimiz inanıyoruz. Fakat şimdi ihtiyaç olduğu kadar Hanımefendi bir araya geliyor. İstanbul’dan var, Cide’den ve farklı ilçelerimizden gelenler var, yani şimdilik sadece bu hatırayı yaşatmak o 1919’da ve o dönem Türkiye’nin yaşadıkları gelecek nesillere de bir miktar anlatmak için bir çeşit sembolik bir kutlama bu. 1994 yılında beride bu yapılıyor, ellerinize sağlık hoş geldiniz diyoruz teşekkür ediyoruz.”
Başkanlık ziyareti ve konferans
Etkinlik çerçevesinde Belediye Başkan Vekili Sayın Bahri Yavuz’u makamında ziyaret eden kadınlardan oluşan heyete daha sonra Rıfat Ilgaz Kültür Merkezinde Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Narlı tarafından Türk Kadınının toplumdaki yeri konulu bir konferans verildi.
Programın sonunda Konferansçı Prof. Dr. Nilüfer NarlıI’ya Vali Erdoğan Bektaş tarafından çiçek ve Kastamonu El Dokuması hediye edildi.
1919 yılında Miting tertip heyeti başkanı Zekiye Hanım, yaptığı kısa ve ateşli konuşmada, işgalleri ve yapılan vahşetleri şiddetle kınamış ve gerekirse vatanı kurtarmak için kendilerinin de cepheye gideceklerini ifade etmiştir. Zekiye Hanım’ın konuşması aynen şu şekildedir:
“Kardeşler, hemşireler!
Daha bir sene evvel kırmızı rengi ile başımızda dalgalanan ulu sancağımız, görüyorsunuz ki siyahlara, matemlere büründü. Muharebe meydanlarında vatan ve din uğrunda binlerce evlâdımızı gömdükten sonra; haktan, adaletten bahseden Avrupalıların, bir seneden beri, yenildik diye başımıza açmadıkları felâket kalmadı.
Haktan en çok bahsedenler, haksızlığın en büyüğünü yaptılar. Daha dün bizim gibi refah ve saadeti; evi, barkı olan İzmir’deki dindaşlarımız, beyaz saçlı kadınlarımız, kundaktaki yavrularımız Yunanlıların süngüsünden geçti. Her tarafı yüksek minarelerinden beş vakitte ism-i celâlullah bağırdan Adanamız, Antalyamız ve en nihayet güzel Ayıntab, Maraş, Urfamız elimizden alınmak isteniyor.
Hanımlar!
Büyük felâketlerimiz önünde evlâtlarımızın, kardeşlerimizin kanıyla suladığımız yurtlarımızın işgaline, kardeşlerimizin felâketine susacak mıyız?
Hayır hanımefendiler! Mağlubuz, silâhımız yok, fakat göğsümüzde imanımız, bütün dünyayı halkeden Allahımız var.
İşte biz de imanımıza ve Allahımıza istinaden haksızlara haksızlıklarını yüzlerine vurur ve cihan huzurunda ilân ettikleri adaleti taleb ederiz.
Hanımlar!
Biz, dünyayı kanlara boğan, insanları tavuklar gibi boğazlayan erkeklere müracaat edecek değiliz.
Bizim gibi şefkatle, merhametle düşündüklerine şüphe etmediğimiz İtilâf devletlerinin büyük kadınlarına müracaat edecek ve birer telgrafla, bize yapılan haksızlıkları yazacak ve anlatacağız. Eğer onlar da hakkımızı teslim etmezlerse, evlâtlarımızın kanlarına kendi kanımızı karıştırarak erkeklerimizle bir safta, dinimiz ve istiklâlimiz için ölecek; haksızlara, zalimlere tarihin lanetlerini terkederek şehâmetle öleceğiz”