Televizyon ekranlarında “genel izleyici” logosuyla yayınlanan programlar Türk toplumunu tehdit ediyor.
Televizyon ekranlarında “genel izleyici” logosuyla spor, dizi ve eğlence adı altında yapılan sözde programlara her gün bir yenisi ekleniyor. Ahlaki ve vicdani değerlerin hiçe sayıldığına çok sık şahit olduğumuz ekranlarda, hiddetin yaşanmadığı, küfür edebiyatının egemen olmadığı bir ortam yok denecek kadar az artık!
Kalite seviyesi düşük, hiddet ve nefret tohumlarını eken birçok program çocukların yanı sıra yetişkinlerin de bilinçaltına tuzaklar kurarak yaşam tarzını değiştiriyor.
Eşli yarışmalardan, kiralık aşklara, karışık ilişki durumlarından, inadına aşkların gündeme getirildiği ve hayatların paramparça edildiği programlar reytinglerde rekordan rekora koşuyor.
‘Kısmetse Olur’dan öte şeytan isterse olur dedirten, giyim stili empoze ederken aşağılayan, evlendirmeye çalışırken toplumda derin yara ve uçurumlar oluşturan gösterimler resmen ekran terörü yaşatıyor.
Kadına şiddet!
Dizi, evlilik ve yarışma formatlarının yanı sıra giyim tarzını eleştiren programlar özellikle kadınları toplum önünde küçük düşürüyor.
Eleştiri dozunun pervasızca kaçırıldığı kadın programında nefret dili kullanılırken, dedikodu ve karalama eylemleri alenen gerçekleştiriyor. Eğitim ve kültür seviyesi yok sayılan kadınlar televizyon programlarıyla adeta aşağılanarak en büyük şiddete maruz kalıyor.
Al biri vur ötekine; sokak ağzı ekranlarda…
Televizyonda en çok rağbet gören spor programları da sadece futbolla sınırlı kalmasının yanı sıra argo kelimeler eşliğinde sunuluyor.
Sunucuların, yemekten magazine her konuya değinirken spor konusunu unutması ekranlara sıkça yansıyor.
Televizyonlardaki düzenlemeler konusunda tek yetkili kurum olan RTÜK ise bu konuda yeterli çalışma sunmazken yaptırımdan ve denetimden uzak bir profil çiziyor.
‘Genel İzleyici’ logosu olmasaydı?
Televizyon kanallarında çocuk ve gençleri yayınların olumsuz etkilerinden korumak amacıyla 23 Nisan 2006 tarihinden itibaren Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından geliştirilen ‘Akıllı İşaretler Sembol Sistemi’ kullanılıyor. Manevi değerlerimizi alt üst eden, şiddet ve argo içeren programlar başlamadan hemen önce Genel İzleyici Logosunun yayınlanması, “Ya akıllı işaretler kullanılmasaydı ekranların hali ne olurdu?” sorusunu akıllara getiriyor.
Kurtulmuş’a büyük iş düşüyor
64. Hükümet’te Başbakan Yardımcısı olarak görev alan Numan Kurtulmuş’a medya konusunda büyük görev düşüyor. Hükümet sözcülüğü, kamu diplomasisi ile ilgili görevlerinin yanı sıra Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğü, Anadolu Ajansı T.A.Ş. Genel Müdürlüğü, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’ndan sorumlu olan Numan Kurtulmuş’un ekran terörüne karşı önlem alması bekleniyor.
Karadeniz: Televizyona özel bakanlık kurulmalı
Televizyon ekranlarında toplumu olumsuz etkileyen programlara karşı acilen önlem alınması gerektiğini ifade eden Genel Yayın Yönetmenimiz Hüseyin Karadeniz de, medya organlarının bakanlığa bağlanması için çağrıda bulundu.
Hüseyin Karadeniz, “Önümüzdeki yıllarda ülkemizde 18 milyar dolar rakamlara ulaşacak medya sektörüne sadece müdürlüğü değil bakanlığı olan bir statü kazandırılması gerekir.” dedi.
Karadeniz “Televizyon ve radyo programlarında milli olan ya da olmayan birçok tartışma yaşanıyor. Cumhura ve başkanına, siyasetten sağlığa her konuda medya saldırıları toplumumuzu olumsuz etkiliyor. Gençlerimiz ve çocuklarımızın yanı sıra yetişkinler de bu durumdan nasibini alıyor. Yazılı, işitsel ve görsel medya için özel bakanlık kurularak, ülke menfaatimize icraatlar yapılmalı.” diye konuştu.
Televizyon programlarının çoğunun Türk aile yapısına uygun olmadığını savunan Karadeniz şu açıklamalarda bulundu: “Aile üyelerinin birlikte yaptıkları faaliyetlere bakıldığında yüzde 60 ile televizyon izlemek birinci sırada geliyor. İzletilen programların yarısından fazlasında hiddet ve nefret tohumları topluma sinsice enjekte ediliyor. Türk aile yapısı ve yaşantısından bihaber programlar yapılıyorsa burada olaya devlet ve millet olarak ciddiyetle eğilmek zorundayız. Bu sorunların daha kontrol edilebilir olması için medya sektörüne özel bakanlık kurulmalı.