Varlık barışı ne getiriyor?
Gerçek veya tüzel kişilerce 15 Nisan 2013 tarihi itibariyle sahip olunan ve yurt dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazlar, 31 Temmuz 2013’e kadar Türk Lirası cinsinden rayiç bedelle, bankalara veya aracı kurumlara bildirilecek ya da vergi dairelerine beyan edilecek.
Beyan edilen değer üzerinden yüzde 2 oranında hesaplanan vergi, takip eden ay sonuna kadar ödenecek.
Bu kıymetler, Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükellefler tarafından beyan tarihini takip eden ay sonuna kadar kanuni defterlere kaydedilecek.
Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu madde hükümleri kanuni defterlerine kaydettikleri kıymetler için pasifte özel fon hesabı açacaklar. Bu fon hesabı, sermayenin cüz’ü addolunacak, sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamayacak, işletmenin tasfiye edilmesi halinde ise vergilendirilmeyecek.
Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca gösterecek. Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmayacak.
Vergi dairelerine beyan edilen varlıklar değeri üzerinden yüzde 2 oranında vergilendirilecek ve bu vergilendirmenin yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenecek.
· Vergi incelemesi olmayacak
Bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacak. Ancak diğer nedenlerle bu maddenin yürürlüğe girdiği (29.05.2013) tarihten sonra başlayan 1 Ocak 2013 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemeleri ile takdir komisyonu kararları uyarınca Gelir, Kurumlar ve Katma Değer Vergisi yönünden tespit edilen matrah farkından, beyan edilen varlık tutarları, bu tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi koşuluyla mahsup edilerek tarhiyat yapılacak. Bir anlamda beyan edilen varlıklar vergi incelemesine karşı sigorta oluşturacak.
İndirimli reddedilen Katma Değer Vergisi’ne (KDV) ilişkin mahsup edilecek matrah tutarı, indirimi reddedilen vergiye esas teşkil eden bedel olacak. İndirimi reddedilen vergiye ilişkin bedelin tespit edilememesi halinde mahsup edilecek matrah tutarı, yüzde 18 KDV oranı dikkate alınarak hesaplanacak.
Tahakkuk eden verginin vadesinde ödenmemesi veya diğer şartların yerine getirilememesi nedeniyle mahsup imkanından yararlanılamaması, vergi aslının gecikme zammı ile birlikte takip ve tahsiline engel teşkil etmeyecek. Tahsil edilmiş olan vergiler red ve iade edilmeyecek.
Bildirim ve beyana konu edilen varlıklarla ilgili olarak Vergi Usul Kanunu’nun amortismanlara ilişkin hükümleri uygulanmayacak. Bu varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, Gelir veya Kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmeyecek.
Kaynak: Yaklaşım Dergisi (Haziran/2013)